''Shakespeare hep öyle değil midir zaten?'' dedi William bardağından bir yudum daha alırken. ''İnsanı aşka inandırır.'' genç veliaht'ın yeşil gözleri ormanın derinliklerinde saklanan nadir çiçeklerin ince yaprakları kadar taze ve parlaktı.
''Aşka inanmak..'' burun kıvırdı genç kız. ''Ben artık kimsenin, bir başkasını çıkar gözetmeksizin sevebileceğini düşünmüyorum.'' ortada duran tabaktan bir elmalı kurabiye kapıp ısırdı. ''Ama Shakespeare için.. iyi bir şair olduğunu reddetmek imkansız tabii''
William'ın yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Kızın içten içe bir şeylere kırgın olduğunu sezdi.
''Hermione, her bulduğun insanla kitap muhabbeti yapmak zorunda mısın?'' dedi Ron, William'a çikolata kurbağa paketi uzatırken. ''İrlanda'da quidditch maçlarına gider miydin?''
William paketi incelerken yanında oturan Richard elinden alıp açmasına yardım etti.
''Aslında pek büyü dünyasıyla iç içe büyümedim. Annem safkan bir büyücüydü ama babamla muggle dünyasında yaşadığı için bunu hep saklamak zorunda kaldı. ''
''Ama büyü yapmayı biliyor olmalısın.'' dedi Harry masanın diğer ucundan.
''Annem öğretirdi. Başlarda pek ümidi yoktu. Çoğu şeyi beceremiyordum, kofti olduğumu düşünüp benle uğraşmayı bıraktı.''
Richard'ın biraz uykusu gelmişti. Masaya kafasını koydu yorgun halde, ama bakışları eski dostundaydı. ''Çünkü onda farklı bir şey vardı. Öylece keşfedilemeyecek bir şey.''
Herm Richard'a döndü. ''Nasıl?''
''Orman'' dedi Richard omuz sallayarak.
''Demek istediği'' diye atıldı William ''Ormanda ağaçların arasında keşfettim kendimi. Bitkilerle konuşabilmeyi, hastalıklarını anlayıp onları tedavi etmeyi.. Kuşların ezgilerine uymayı.''
''Ben ilk defa büyü yaptığımda annemin vazosunu kırmıştım.'' dedi Ron gözlerini büyüterek ''Korkunçtu.''
Büyük salonda gülüşen bu gruptan bir süre daha sohbet ve kahkaha sesleri yükseldi. Sonunda Richard binbir güçlükle eski arkadaşını altın üçlüden koparabildi. Büyük salondan çıktıklarında hala yüzünde kocaman gülümseme olan genç veliaht'a döndü.
''Eski arkadaşınla buluştun diye değil de Harry'lerle tanıştın diye bu mutluluk sanırsam.''
William imalı bakışlarla gülüşünü derinleştirdi. ''Sen beni mi kıskandın?'' dedi kolunu Richard'ın omzuna atarken.
''Tam bir piçsin Will.'' Mavi gözlerini çocuğa dikti.
''Yine ne yaptım be?''
''Romantik , anlayışlı , gizemli erkek havalarına girmeler falan'' dedi tek kaşını kaldırırken ''Senin sinsi bir velet olduğunu unuttum sanma. O kızdan uzak dur.''
William bir an durakladı. Alnına düşen kumral saçları itelerken. ''Bir dakika .. Yoksa sen?''
''Saçmalama o kız benim kaç yıldır arkadaşım.''
''Eeee o zaman Bay Geveze? ''
Richard gözlerini devirirken derin bir nefes aldı. ''Anna Hostler burada biliyorsun değil mi?''
''Ne?'' William'ın gözleri zümrüt gibi parladı. ''Nasıl olabilir? Bu kızdan kurtuluş yok mu ya!'' diye söylendi Hufflepuff ortak salonuna doğru ilerlerken.
''Eski hırsı ve sinsiliğinden hiçbir şey kaybetmemiş halde seni bekliyor. Dediğim gibi o kızı Herm'in başına dert etme.''
''Merak etme. Ben Anna'nın nasıl uysallaştığını biliyorum.'' dedi çarpık bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Storm In Hogwarts // Dramione
Fanfiction✨Hermione, Draco'nun büyük sırrını öğrendiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.✨ 👑 WattpadFanficsTR, "Hogwarts Dünyası" adlı okuma listesinde! 🏳️🌈 "Homofobikler giremez." -Eşcinsel içerik - ¬TAMAMLANDI- |Bölüm Sayısı 38|