bölüm 12: kağıttan top ve sandalyeler

873 88 77
                                    

"İkinci kaptan olarak seni seçtim." koç tebrik ettiğinde ağzım açık öylece duruyordum.

Youngjae'yle birlikte mi çalışacaktım?

"İkinci kaptan olarak Youngjae'yle birlikte çalışacaksın. Tebrikler!"

Youngjae ve ben bakışlarımızı birbirimize çevirdik, kesinlikle birlikte çalışmak için istekli değildik. Koç, Youngjae ve beni yanına çağırdı.

Koçun yanına doğru gittiğimde Youngjae'nin yanına geçmeme neden olacak şekilde sırtımı pat patladı, gerçekten eli çok ağırdı.

"Aferin, her ikinize de." dedi.

Koçtan daha göz kamaştırıcı görünen Youngjae'ye çevirdim bakışlarımı. Göz göze geldiğimizde hemen bakışlarını kaçırmıştı.

"Diğer takım üyeleri birazdan sesleneceğim kişiler ama her şeyden önce hepinizi tebrik ediyorum, hepiniz çok iyiydiniz."

Tüm dikkatimi önümde duran diğer öğrencilere verdim.

"Yugyeom, Bambam, Jinyoung, Yoongi, Jackson ve Mark. Bu öğrenciler takıma girenler."

---

Jackson hâlâ takıma girdiği için çok heyecanlıydı, Jinyoung ve Mark nihayet sakinleşmişti, ben ise kaptan olmaktan büyük mutluluk duyuyordum. Fakat Youngjae ile çalışmak, hayır, listemde bu yoktu.

Jackson şu anda Mark'ın sırtındaydı, koç bizi kutlayıp gittiğinde yaptığı ilk şey bu olmuştu. Kusmak istiyordum ama bu kabalık olurdu.

Aslında kabalık değil de sadece yakın olduğum bu arkadaşlarımı da kaybetmek istemiyordum.

Youngjae, Bambam ve Yugyeom mutlu görünüyordu, bizimle aynı koridorda önümüzde yürüyorlardı.

Bambam gülerken aniden takılıp düştüğünde Yugyeom utanıp sessizce yüzünü kapatırken Youngjae'de gülmeye başladı, dağınık ve dalgalı perçemleri gözlerini kapatmıştı.

Yüzümde oluşan şaşkın ifadeyi tahmin edebiliyorum, onları fark eden Mark'a çevirdim bakışlarımı. Bana döndü, eğlendiği belliydi.

Youngjae'nin kahkahasını daha önce duymamıştım, çok bulaşıcıydı ama aynı zamanda sinir bozucuydu da. Zihnimde bir fikir belirmeye başladığı sırada üçü aynı yerde durmaya devam ediyordu.

Dün Youngjae'nin bana yaptıkları için intikam almak istiyordum. Jackson'ın elindeki defterden bir parça kağıt kopardım, sızlanmıştı ama onun bu hallerini görmezden geldim.

Jackson'ın daha fazla sızlanmasını engellemek için ona bir görev vermeye karar verdim.

"Bunu kaydet Jackson."

"Neyi kaydetmeliyim sürtük?" Jackson'a baktım ve ilerimizde duran üçlüyü işaret ettim.

Jinyoung ve Mark'a sessiz olmalarını söyleyip harekete geçtim. Elimdeki kağıdı top şekline getirip Youngjae'nin kafasını hedefledim. Topu attım ve tam kafasına çarptı.

Ben, Mark ve Jinyoung kahkahalara boğulurken Jackson'da güldü ama öfkeyle arkasına dönen Youngjae'ye doğru kamerayı sabit tutmaya çalışıyordu.

Yerdeki buruşuk kağıdı aldı ve bana doğru attı, başımı eğmeden hemen önce alnıma vurmuştu. Jackson, Mark ve Jinyoung'ta o üçlüye katılıp daha fazla kahkaha atmaya başlamıştı.

Markjinson'a baktığımda anında gülmeyi kesmişlerdi ama tekrar gülmemek için kendilerini sıkıyor gibiydiler, ayrıca evet bu üç salak için bulduğum bir isim vardı.

Jackson kaydı durdurdu ve telefonunu cebine geri koydu. Youngjae, Yugyeom ve Bambam biz yürürken arkamızdan gülmeye devam ediyordu.

Youngjae'ye baktım, sınıfa geldiğinde intikamımı alacaktım.

"Sadece bekle." dişlerimin arasından sinirle mırıldandım.

Onlardan uzaklaştığımız sırada Jackson aniden gülüp konuşmaya başladı.

"Tam alnının ortasından vurdu, çok komikti." Mark ve Jinyoung gülüp Jackson'a katılırcasına başlarını salladılar.

İkisine baktım ve daha sonra üçüne birden veda edip kendi sınıfıma girdim. Tahtaya asılmış bir kağıtra dersin 5 dakika geç başlayacağı yazıyordu. Bu yüzden sınıf bomboştu.

Şeytanca düşüncelerimle boğuşurken Youngjae harika bir zamanlamayla içeri girdi. Hadi intikam alalım.

Benim yanımdaki sandalyeye doğru yaklaştı, tam yanımda dururken buraya oturması için bildiğim tüm duaları ederken oturacağı sırada sandalyeyi tutup geri çektim, o yere sert bir şekilde düştüğü sırada sınıfta kahkaham yankılanmıştı.

Sandalyenin demirine çarpan kolunu tutarak bana baktı. Çok gülmüştüm. Sandalyeme sertçe tekme attığında düşmemek için masaya tutunmak üzereydim.

Kayıp yere düştüğüm sırada önce kolumu çarpmıştım, daha sonra vücudum yerle temas ettiğinde inledim.

"Sikeyim seni!" diye bağırdım, Yerden kalkıp bana baktı ve gülmeye başladı.

"Ben kazandım." gülmeye devam ettiği sırada öğretmenin geldiğini görünce sustu.

Öğretmen bana garip bir bakış attığında Youngjae'de bunu fark etmişti.

Kalkmama yardım etmek için bana elini uzattı. Zorba birine asla güvenmemem gerektiğinin farkındaydım. Soğuk ellerini tuttuğumda beni biraz kendine doğru çektikten sonra bırakmıştı. Dengemi kaybedip tekrar yere düştüğümde kıkırdamıştı.

"Bir zorbaya asla güvenme Jaebeom." ve ilk kez ismimi onun ağzından duyduğuma emindim.

"Sikik tavsiyen için teşekkür ederim."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bully and fuckboy |2jae - çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin