bölüm 39: kutlama ve bilek kesme

623 75 94
                                    

umarım önceki bölümü atlamamışsınızdır

iyi okumalar

---

Kahrolası top sekmişti.

"Sikeyim." diye mırıldandım.

On üç saniye kalmıştı.

Jaebeom'un eline ulaşan topla birlikte hızla yanına koştum ama o benden hızlı davranıp çoktan topu atmıştı.

Hepimiz bir anda donduk, top küçük kare kısma çarpıp çemberin etrafında dönmeye başladı.

Oyunun bitmesine son iki saniye kala ise sepetin içine girmişti.

"Evet!" Jaebeom'a doğru koşarken bağırdım, o da benim gibi mutlu görünüyordu.

Ona sarıldığımda diğer üyeler de benim arkamdan sarılıp Jaebeom'a iyice yapışmama neden olmuştu.

Jaebeom kollarını bana sardığında kalp atışlarımın hızlandığını hissetmiştim. Hep birlikte bağırıp mutlu bir şekilde gülmeye başladık. Başım Jaebeom'un omzuna yaslıydı ve üç ay öncesine kadar nefret ettiğim insanlarla böyle bir hale gelmek beni güldürmüştü.

Diğerleri sarılmayı bırakınca yüzümdeki parlak gülümsemeyle başımı omzundan kaldırdım, Bambam makyajını düzeltmek için yanımızdan ayrıldığında kalabalığı çılgına çevirmişti.

Aynı şekilde Mark ve Jackson için de tezahürat ediliyordu. İlerimizdeki Yoongi'nin takımının yere oturduğunu görebiliyordum, hepsinin yüzünde üzgün bir ifade vardı ve orada oturup neredeyse ağlayacak olan Yoongi'yi rahatlatmaya çalışıyorlardı.

Jaebeom'un omzuna dokundum, bana döndü.

"Sorun ne güneş ışığı?" beni belimden tutup yanına çekti.

"Bak hyung, Yoongi." depresif bir şekilde oturmaya devam eden Busan Takımı'nı işaret ettim.

Oraya bakıp başını salladı. Konuşmadan önce onlara doğru ilerlemeye başladım, diğerleri de beni takip ediyordu.

Elinde mikrofon olan biri yanımdan geçerken onu durdurdum ve mikrofonu elinden aldım. Dudaklarıma yaklaştırdığımda kalabalığın sesi kısa sürede kesilmişti, televizyon kameraları beni çekiyordu.

Bana karışık bakışlarla yoğun bir şekilde bakan takım üyelerime kısa bir süre baktıktan sonra Yoongi'ye döndüm.

"Nasıl hissediyorsun?" mikrofona konuşup onun ağzına doğru yaklaştırdım. Hiçbir şey söylememişti. "Sadece söylemek istiyorum ki eğer bizimle oynamak istiyorsan adil oynamalısın, bize yaptığın gibi yapmamalısın." diyerek mikrofonu aldığım kişiye verdim.

Kalabalık tekrar bağırmaya başlamıştı, mikrofonum yoktu ama yine de Yoongi'ye birkaç kelime daha söyledim.

"Bize karşı oynayan sizlere asla karşı değilim ama adil olun." Yoongi'ye gülümsedim.

Şaşırtıcı bir şekilde başını salladı.

Vay be.

Geri dönüp kalabalığa el salladım ve beni yüzlerindeki parlak gülümsemelerle bekleyen takımıma yöneldim, Jaebeom yanıma hızla gelen ilk kişi olmuştu.

"İyi iş." yanaklarımı sıktığında birbirlerini kutlamakla meşgul olan diğer üyelere çevirdim bakışlarımı.

Ne dese yanaklarım kızarıyordu.

"Hyung son atışın çok iyiydi." hızla atan kalbimi kontrol etmeye çalışıyordum.

Gülümseyip bir teşekkür mırıldandı.

bully and fuckboy |2jae - çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin