bölüm 16: fatura ödeme ve düşme

750 82 56
                                    

selam asklarim bem geldim

iyi okumalar

---

"Ben hiçbir bok vermiyorum." Jinyoung öfkeyle kahvesini yudumlarken konuştu.

"Tanrım kesinlikle Bambam ve Yugyeom, Youngjae'den çok daha iyi." dedi Jackson. "Aslında arkadaşız." diye de ekledi.

"Nasıl?" ona dönerek merakla sordum.

"Hiç sorma, patates püresi hakkında tartışırken başladı birden." Mark güldüğünde diğerleriyle birleşen yüksek sesli kahkahaları tamirhanede yankılanmıştı.

Evet şu anda bir tamirhanedeyiz, arabanın tamiri için buraya gelmiştik. Lastiklerin parasını biz ödemeliydik ve koç arabanın işi bitene kadar başında durmamı söylemişti, böylelikle faturayı ödediğimizden emin olacaktı.

Youngjae, Bambam ve Yugyeom biraz ilerimizde duruyordu, Youngjae telefona bakarken ikisi ona bir şeyler anlatıyordu.

"Ne oluyor?" telefonu Yugyeom'a uzattığında Bambam'de ekrana bakmak için eğilmişti.

"Jungkook bu gece oynamak için yeni bir oyuncak bulmuş. Tanrım ondan nefret ediyorum." diye bağırdı Bambam.

"Kim etmiyor ki?" Youngjae omzunu silkti.

"Ne konuştularına bakalım. Hadi Mark hyung gidelim." Jackson, Mark'ı ben ve Jinyoung'un yanından çekerek ilerlemeye başladı.

"Şu kıza baksana." Jinyoung telefonunun ekranındaki fotoğrafı bana göstererek geri çekildi. "Bu gece onunla buluşmam için bana mesaj attı."

"Peki ne dedin?"

"Beni bilmiyor musun, tabiiki de evet dedim." Jinyoung bana küstahça bir bakış attı. "Bu gece sen ne yapacaksın?"

"Becerebileceğim seksi bir kız ya da erkek bulursan seninle birlikte gelirim." göz kırparak cevap verdim.

Bir adam Youngjae'nin yanına gidip bir kağıt uzattığında Jackson arkasını dönüp yanlarına gitmemiz için işaret etmişti. Jinyoung'la birlikte yavaşça yanlarına gittik.

"Fatura geldi, burada." Jackson, Youngjae'nin elindeki kağıdı işaret etti.

"Ne kadarmış?" arka cebimdeki cüzdanımı çıkartırken Youngjae'ye bakarak sordum.

"Alın." Youngjae cebinden çıkardığı parayı az önce faturayı getiren adama uzattı birden.

"Koç parayı benim ödememi söyledi." ona bakmaya devam ederken sinirle konuştum.

"Sorun yok." mırıldanıp yanımdan ayrıldı. Cüzdanım elimde öylece ona bakıyordum.

Koç yanıma gelip kaşlarını çattı. "Faturayı ödedin mi?" diye sordu birini ararmış gibi etrafa bakınırken.

"Youngjae kendisi ödeyip sorun olmadığını söyledi."

Koç, Youngjae'yi görünce başını sallayıp yanımdan uzaklaştı. Yugyeom ve Bambam kaşlarını çatmıştı.

"Bunun üstesinden gelmesi biraz zaman alır, önceden de birçok kez bu başına gelmişti. Sadece sürekli ona yapıldığı için kızgın hissediyor." Bambam rahatça açıklayıp hafifçe gülümsedi.

Umrumda gibi mi görünüyordu? Kesinlikle hayır. Benim bir hatam yoktu, bana yaptığı saygısızlıkların bedelini ödemesi gerekiyordu.

"Yarın saat üçte Shuei Mall'da olursanız iyi olur." koç ilerimizde dururken bize seslendi. "Eğer gelmezseniz, beş yüz tur."

Spor çantasını takıp tamirhaneden çıktı.

Tam o sırada Youngjae koşarak içeriye girmişti. "Yoongi hyung, yarın seni alıp bırakmamı ister misin?" diye sordu Yoongi'ye.

Yoongi başını salladığı zaman biza döndü. "Siz ne dersiniz çocuklar?"

"Arabam var." dedim. Başını salladı.

Cebindeki araba anahtarını çıkartıp arabayı açtı ve eğilip bir kağıt çıkardı.

"Bunu gruba ne zaman atayım?" elindeki kağıda bakarken sormuştu.

Kağıda baktım, ne olduğunu unutmuştum çoktan.

"Unuttuysan eğer bilmece kağıdı bu sik kafalı." diğerleri hafifçe güldüğünde omuz silkti.

Sırıttım, bu Youngjae'yi özlemiştim, fazla küstah.

Mark ve Jackson taksiye bindiğinde hepimiz ayrılmıştık çünkü Jinyoung'ka birlikte kulübe gidecektik.

Güzel bir şeyler günümüzü bitirmek iyiydi, değil mi?

---

Sabah on bir buçuk civarında uyandığımda koşmak için dışarı çıkmıştım. Evde unuttuğum telefonu elime aldığımda ise yüzü geçik mesajla karşılaşmıştım.

Hepsi Jinyoung, Mark ve Jackson'dan gelmişti. Grup sohbetine girdiğimde onları ne zaman alacağım hakkında konuştuklarını görmüştüm. İç çektim, bunu yapmak zorundaydım.

Üstümdekikeri çıkarıp siyah bir gömlek ve siyah kot pantolon giydim. Saçlarımı ise her zamanki gibi biraz dağınık bırakmıştım.

Evden çıkıp arabama bindim ve ilk olarak Jinyoung'u aldım. Daha sonra da birlikte yaşayan Jackson ve Mark'ın evine doğru ilerlemeye başladım.

"Neden bu kadar şıksın?" Jinyoung bana bakarken sormuştu.

"Muhtemelen Youngjae içindir." Mark arabaya binip sırıttı.

"Sürtük." dediğimde Jackson gülmeye başladı.

"O kadar da kötü değil." dedi Jinyoung. "Çok seksi." bana göz kırpıp önüne döndü.

"Ah lütfen, o bir atıştırmalık olabilir ama ben bir öğünüm." Jinyoung'la alay edercesine konuşup sırıttım.

"Ah lütfen, kimse benim gibi bir yemeği kaçırmak istemez."

"Kesin şunu. En seksi benim." Mark aramıza girip göz kırptı.

"Bebeğim ben vahşi ve seksiyim." Jackson bağırıp Mark'ı kendine doğru çektiğinde ben ve Jinyoung yüzümüzü buruşturmuştuk.

"Bir oda alın." dedi Jinyoung, aynadan onlara bakarken.

Arabayı alışveriş merkezinin önüne park ettim, erken geldiğimiz için kısa bir alışveriş yapmak için vaktimiz var gibiydi.

Yakınlarda gördüğüm kahve dükkanından kendime çikolatalı smoothie almaya karar vermiştim. Siparişimi verip sıraya girdim.

"Elli bir numara."

Numaram elli ikiydi ama yine de çağırılan kişinin arkasına geçmiştim. Bana dönük olan sırt tanıdık geliyordu.

"Buyurun efendim, iyi günler." garson önümdeki tanıdık gelen kişiye bakarak konuştu.

Çocuk aniden arkasına döndü ve dirseği göğsüme çarptığında, tökezleyip geriye doğru düşmüştüm.

Choi Youngjae.

---

arkadaslar hizimi alamayip bir suru bolum depoladim hadi yine iyisiniz

bully and fuckboy |2jae - çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin