bully and fuckboy |2jae - çeviri|

bölüm 37: şok edici kaptan

iyi okumalar

---

"Kahretsin." Youngjae öfkeyle fısıldayıp hareket etmek üzereyken kolunu tutup onu geriye doğru çektim.

"Günaydın Busan, benim adım Min Yoongi. Busan Takımı'nın kaptanıyım."

Min sikik Yoongi, öldün sen.

Takım üyelerime baktım, koç da dahil herkesin ağzı şokla açılmıştı, kendi takım üyemizin bize karşı böyle bir şey yapması hepimizi dehşete düşürmüştü.

Lanet olsun.

"Siz nasılsınız?" sırıttı, doğrudan bizim takımımıza bakıyordu.

"Çok iyiyiz." diye fısıldadı Youngjae.

Kimsenin üstesinden gelemeyeceği kadar kızgın görünüyordu, Bambam, Youngjae'nin yanına geçti ve sırtını okşadı.

"Takım üyelerime hoş geldin deyin." takımı sahneye çıkarken Youngjae'nin yakındaki şapkalı kişi de onların yanına ilerlemişti.

Az önce Youngjae'nin yanında duran kişi şapkasını çıkardığında parlak sarı saçların sahibi olan Jimin çıkmıştı orataya.

Youngjae daha fazla gerginleştiğinde bu sefer Yugyeom'da yanına gitmişti.

Diğer üyeler de şok ediciydi.

Namjoon, Hoseok, Jin, Taehyung ve Jungkook yan yana durmuş yüzlerinde büyük bir sırıtışla bize bakıyordu.

Rakiplerimiz kendilerini tanıttılar, kalabalık aptalca tezahürat yapmaya devam ediyordu çünkü şu an aramızda neler olduğuna dair hiçbir fikirleri yoktu.

Bu takım antrenman yapmak için nasıl zaman bulabilmişti, daha da doğrusu Yoongi'nin bunu yapmak için nasıl zamanı olmuştu? Bize nasıl ihanet edebilmişti? Kendi okullarına nasıl ihanet edebilmişlerdi?

Hepimiz soyunma odasının olduğu yere tekrar gittiğimizde aynı şeyi yapmak için Youngjae çağırılmıştı.

Yoongi sahaya çıkan Youngjae'ye bir tişört attığında yürümeyi kesip onlara dik dik bakmıştı. Bu bizim takımımızın formasıydı, Yoongi için olan.

"Neden bize karşı oynuyorsunuz?" Bambam ve Yugyeom, Youngjae'nin yanına koşup onun öfkesini bastırmaya çalışırken Youngjae sert bir şekilde konuşmuştu.

"Hepimiz bu maçta oynamak istiyorduk ama sadece sekiz kişi seçildi, yediniz ve onlardan biri olarak ben vardım sadece. Fakat ne olursa olsun onlar da oynamak istiyordu ve bu yüzden de Busan Takımı'na girdiler, beni de kaptan olarak seçtiler." Yoongi her kelimesinde yavaşça Youngjae'ye yaklaşıyordu.

Yüz yüze geldiklerinde durdu.

Küçük bir kıkırdama Youngjae'nin dudakları arasından çıkmıştı.

Herkes ortada ciddi bir şeyin döndüğünü anlayarak sessizleşmişti.

"Oynamak istiyorsan." Yoongi'ye bakarak gülümsedi.

Sonra aniden duygu durumu bir anda değişti ve dişlerini sertçe birbirine bastırdı.

"O zaman yap da görelim." meydan okudu ve Yoongi'yi geçerek ilerlemeye devam etti.

"Şu adama biraz saygılı olmasını söyleyin." diye bağırdı Jungkook, adımlarımı durdurmama neden olmuştu bu.

"Şu orospuya insanlara ihanet etmeyi bırakmasını söyleyin." diyerek Yoongi'yi işaret ettim, daha sonra ben de takımımın yanına geçmiştim.