(32)Sevgililer günü

824 69 14
                                    

Selam süper bi beğeni ve yorum kitlesi gördüm hepinize teşekkür ediyorum yorumlarınız çok değerli herseyi göz önünde bulundurmaya çalışıyorum çok teşekkür ederim iyi okumalar....

Poyraz'dan

Bunu yapan gerçekten büşra mıydı?.. Ama neden? neden bunca yıl sonra gelip hayatıma dahil oldu??...

Hemen elimdekilerden gözümü alıp ateş'e dönüp "kim verdi bunu sana? " diye bağırınca "kapıya bırakılmıştı, kimseyi görmedim" dedi kekeleyerek.

Hemen elimdekileri hızlıca yatağa bırakıp telefonumu ve mektubu alıp aşağı doğru koştum. Kapıya çıktığımda kimse yoktu, yola doğru koşsamda kimseyi görememiştim. Hava kararmış yağmur caddeleri ıslatmıştı. Bu iş gittikçe canımı sıkmayı başarmıştı. Bunu yapan gerçekten Büşra mıydı? Peki neden yapsın ki kendisi beni bırakıp gitmiş, ondan uzaklaşmamı istemişti onu unutmuşken bu kadar acıdan sonra ilk defa birine güvenip bu kadar bağlanmışken neden gelmişti ki? Neden hayatıma hayalime dahil olmuştu ki?

Ben bunları düşünürken omzumdaki ele dönüp baktığımda Ateş kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Nefes nefese kalmış peşimden koşmuştu. "Abi kim bu ne yazıyo mektupta?" konuşmaya mecalim yoktu elimdeki kağıdı eline sıkıştırıp eve doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde duvarın dibine oturup gozlerimi kapatıp dişünmeye başladım.

Saçma sapan düşüncelerden kendimi alamayacağımı anlayınca ayağı kalkıp içeri girdim. Ama nedense duvarlar üstüme üstüme gelmeye başlamıştı. Yukarı çıkmadan hemen tekrar kapıya yönelip dışarı çıktım.

Yüzümden terler akıp boğazımdan gögüs arama doğru inmeye devam ediyordu. Koştukça öfkeleniyor, öfkelendikçe hızlanıyordum. Girdiğim sokakların caddelerin haddi hesabı yoktu. Belki saatlerdir durmadan soluklanmadan koşuyordum. Kafamdaki sorular bi türlü yok olmuyordu. Gözlerim kararıyor insanlar değişik tavırlarla bakıyor ama aklımdakiler yerini kaybetmiyordu.

Daha fazla nefesim yetmeyince durmak zorunda kaldım. Evet belki ölümüne koşuyordum ama ne kadar daha acı verebilirdim ki kendime? Nerde olduğumu kestiremesem de biraz soluklandıktan sonra evden bayağı uzaklaştığımı fark ettim. Saate baktığımda nerdeyse hava aydınlanacaktı ne kadardır yollarda olduğumu bilmiyorum. Telefonumu cebimden çıkarıp baktığım da 10 cevapsız arama yazısıyla karşılaştım. Hepsi ateş'e aitti.

Derin bi nefes aldıktan sonra caddenin kaldırımına çöküp oturdum. Yağmur cok hızlanmıştı. Ama soğuk hissi yoktu. Ateş'i arayıp konum atacağımı beni almasını söylediğimde her ne kadar nerdeydin napiyosun neden cevap vermiyosun gibi sorular duysam da daha fazla konuşacak nefesi bulamayınca kapattım. Konumu attıktan sonra telefonu ıslanmış pantolonum biraz zorlasada tekrar cebime koydum.

Hayal'i de arayıp sormamıştım yanından ayrıldıktan sonra merak etmiştir. Saate tekrar baktığımda bu saatte arayamayacağımı anlayınca ateş'in gelmesini beklemeye devam ettim.

Yarım saat bekleyişin ardından ateş gelmişti. Sırıl sıklam olan vücuduma tişörtüm yapışmış uzerimden sular akıyordu.

Arabaya binip tek kelime etmedim ne hikmettir ki ateş de tek soru bile sormadı. Halbuki kafamı şişirmesini bekliyordum. İlerlerken kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım biraz hissettiğim sıcaklıkla vücudum üzerindeki ıslaklığın verdiği soğukla titredi. Beynimde ki et ve su çekilmişte beton dökülmüş gibi bi ağırlık vardı kafamda.

Eve vardığımızda arabadan inip eve girdim. Direk odama çıkıp üstümü değiştirdim. Olanlara hala inanamıyorum kendimi yatağımın üstüne atıp daha fazla dayanamayıp yorgun bedenimi uykuya teslim ettim..

~~PSİKOPAT TİKİLER ~~ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin