(33)

979 71 37
                                    

Poyraz'dan

Mekana geldiğimizde arabadan inip içeri girince adamın uyandığını mert'le furkan'ın başında beklediğini gördüm.

Gece hayli bi geç olmuş saat 03:48 i gösteriyordu, Ateş de arkamdan gelip kapıyı kapatınca bi sandalye çekip karşısına oturdum. "Mektup nerde?" dudağında kurumuş kanı diliyle ıslatırken "bilmiyorum yol'da kaçarken bi yere attım" "kime çalışıyosun bunu kim neden yaptı" düz sesimden cesaret almış olacak ki korkmuyordu. "Kimseden" diye cevap verdi. Altımdaki sandalyeyi kaldırıp karsı duvara fırlatıp tekrar sordum. " KİME ÇALIŞIYOSUN VE BUNU NEDEN YAPTINIZ? " sesimin duvarlarda yankılanmasıyla mert sandalyeyi kaldırıp yerine koydu.

Piçimsi bi gülümsemeyle "kimseye!" diye tekrar edince yumruğumla yana savruldu. "Demek ki illa eğlenelim diyosun" "eğlenelim bakalım" diyince attığım diğer yumrukla sandalyeyle beraber yere düştü. Biraz zor olacaktı ama öğrenecektim. Bana da zaten eğlence lazımdı içimdeki siniri dökebileceğim birini arıyordum. Mert ve furkan sandalyesiyle beraber kaldırıp az önce ki pozisyonuna getirince Ateş'e dönüp "bana bi ip getir" diyince arka odaya gidip ellerine bağladığımız ipten kalan parçayı getirdi. Elinden alıp adamın arkasına geçip boğazına takıp sıkmaya başladım. Git gide nefessiz kalıyordu ki ayaklarıyla yere vurmaya başladı.

"Nee duyamıyorum söylemeyecek misin? " diye dalga geçsem de öldürüp elimdeki tek yolu kaybetmek istemiyordum. İpi biraz gevşetip "konuşacak mısın yoksa sabaha kadar burda sana iskence edip öldürmem için yalvartayım mı?" diye soruca derin derin nefes alıp öksürmeye başlayıp nefes aralarından "söyleyecem" demesii duyup gülümsedim. Neyse ki çok zor olmayacaktı.

İpi boynundan çıkarıp "aslında tasma olarak kullana bilirsin" diyip tekrar boynuna taktım. Derin derin nefes alıp "Emrah emrah yaptırdı ondan emir aldım o kimden aldı bilmiyorum ama bana bu mektubu emrah verdi başkada bişey bilmiyorum " diyince "kim bu emrah nedir kimdir nerde kalır? " dediğimde gözlerime bakıp tekrar kafasını yere çevirdi ve "bilmiyorum ben spor salonunda çalışırken ek iş isteyince patron onunla tanıştırdı sadece spor salonunda görüştük mektubu kapına bırakıp kaçmamı istedi" diyince "nerde bu spor salonu patronun kim" dediğimde "büşra spor salonunda" diyince saçından tutup yüzünü kendime doğru yükselttim. "Nerde bu spor salonu kimin " saçlarını elimden çıkarmak için kafasını sağa sola çevirsede başarılı olamadı.

"Barış abi işletiyor onun yeri esenyurt'ta " diyince kafasını atarcasına bırakıp Ateş'e dönüp "tam adresi al gidiyoruz bunlarda başında nöbet tutsun dedigimde kafa sallayıp telefonu çıkarıp adresi yazmaya başladı bende dışarı çıktım. Hava aydınlanmıştı Gökyüzüne bakıp derin bi nefes alınca arabaya geçip beklemeye başladım. Artık bişeyler öğrenecektim ve bu beni tedirgin etsede daha çok mutlu ediyordu.

İçimde sona yaklaşmaktan mıdır bilmiyorum bi korku vardı. Dün aldığım mektupta Büşra'nın da içinde olduğunu bildiğimden sanki öğrenmemek daha iyi olacaktı ama bilmem daha doğruydu.

Ateş de gelince arabayı çalıştırıp verdiği adrese doğru yola çıktık. Kafamı dışarı çevirip derin düşüncelere dalmış olanları düşünürken büşra olayın neresinde neden bunca yıl sonra çıkıp geldiğini babamı neden karıştırdığını merak ederken arabanın durmasıyla "abi geldik" ateşin seslenmesiyle aslında ne kadar uzun bi yoldan geldik de hemen nasıl geçtiğini anlamadığım için şaşırmış bi şekilde ateş'e bakarken kafamı kolumdaki saate çevirdim ve yaklaşık 3 saattir yolda olduğumuzun farkına varınca kapıyı açıp salona doğru yöneldim.

Kapıda ki güvelik "buyrun" ateş hemen lafa girip "Barış bey'in yeni öğrencileriyiz" diyince güvenlik çekilip yol verdi. İçeri girdiğimizde de önümüze gelen ilk kişiye barış'ı sorduğumuzda bize hemen ilerdeki sahadaki eşofmanlı adamı gösterip yanımızdan ayrıldı. Sahaya girdiğimizde öğrenciler topları birbirine atıp paslaşıyolardı. Birinin attığı top ayağımın önüne gelince ayağımı topun üstüne koyup bana dönmelerini bekledim.

~~PSİKOPAT TİKİLER ~~ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin