Şuan gördüklerimin ve duyduklarımın bana yapılan bir şaka olmasını istedim. Neden Kai bana bu kadar çok yalan söylemişti. Neden şu ana kadar hayatımın zaten yalanlar üzerine kurulmuş bir oyun olduğunu bana söylemedi ?Bana bu nasıl yapabildi. Bi kardeşim vardı peki nasıl canice onu öldürmüştü ?Gözümden bir yaş damladı bilgisayarın üstüne. Ellerimle sildim gözlerimi sonra kaydı başa sardım ve tekrar izlemeye başladım .
(Kai yavaşça babasının yanına gider)
Babası - Oğlum Yoora'ya hiçbir şey söylemedin demi.
Kai- Hayır baba. Hiçbir şey söylemedim.
Woo jin- Bana bak Kai o kızı sevdiğini biliyorum fakat eğer ki benim bir polis olmadığımı aksine bir mafya olduğumu ve dahası da eğer hayatının benim yazdığım bir senaryodan ibaret olduğunu söylersen o kızı yaşatmam ne seni ne de onu. DUYDUN MU BENİ??!!
Kai- Duydum baba.(adamlar kucağında baygın halde bir çocukla gelirler ve çocuğu Kai'nin babasının eline verirler)
Kai - Baba bu kim? neden burda?
Woo jin- Bu senin biricik Yoora'nın kardeşi Dong Hyun. Annesi herkesten saklamış hatta Yoora dan bile.
Kai - Peki neden baba??
Woo Jin - Bizim onu bulup öldürüceğimizi tahmin etmiş çünkü.
Kai - Peki şimdi o-onu ö-öldürcek misiniz?
Woo Jin - Biz değil Kai sen öldürüceksin.
Kai - Ben yapamam baba nasıl yaparım bunu ona ve Yoora'ya
Woo Jin - Eğer yapmazsan başına geliceklerini biliyorsun demi oğlum.
Kai - Evet baba.(Kai ye bir silah verilir ve Dong Hyun'u bir sandalyeye koyarlar.Kai yavaşça silahı çocuğa doğrultur. Babasının bağırmasıyla daha çok korkmaya başlar. Babası dayanamayıp Kai'nin silahında olan elini kavrayarak 4 veya 5 el sıkar. Kai'nin gözleri dolarkan babası onu tebrik ediyordur)
Kai - B-ben a-artık b-bii k-katilim.
Woo Jin - Evet sen mafya babasının katil oğlusun gereği de buydu zaten. Aferin oğluma.Ve video bitmişti...
Hala şaşkınlıkla bilgisayara bakıyordum gözlerime inanamıyordum, kalbime de. Ben kardeşimin katiline abi demiştim. Onun gibi aşalık bir insana abi demiştim. Şerefsizden farkı yokmuş. Kardeşimi o öldürmüştü. Gözlerim dolarken Yoongi'ye döndüm.
Yoora - Benim bir kardeşim varmış lan. Benim kardeşim var mış. Ama o şerefsiz öldürmüş. Ben ona abi dedim lan. Şerefsiz Kai. Senden nefret ediyorum.Sandalyeden hızla kalktım ve telefonumu yatağın üstünden aldım. Kai'nin numarasını tuşladım ve açılmasını bekledim. "Aradığınız numara kullanılmamaktadır" diyen operatöre sinirlenerek Chanyeol'u aradım. Ama onunda numarası iptal edilmişti. Lanet...
Odanın içinde dört dönüyordum. Çıldırıcaktım. Hayatım o adamın ellerindeydi. Ve kardeşim abi dediğim kişi tarafından öldürülmüştü. Sinirlerimi alamayıp ağzımdaki maskeyi yırtarak yere attım ve karşıdaki boy aynasına yumruk attım. Camlar yere düşen sesine bir de benim çığlıklarım katılmıştı. Yoongi beni ellerimden, Jimin ise ayaklarımdan tutarak ve sakinlrşmemi defalarca söyliyerek beni salona indirdiler. Ne kadar tepinsemde bırakmadılar. Elimdeki kan üstüme damlarken hala sindirmeye çalışıyordum.Bi anda salona dolan diğerleri ile şaşkın bakışlar beni buldu. Ben hala çırpınırken beynimi kullanamıyordum. Lan benim kardeşim varmış ve abim gibi sevdiğim adamın ellerinde ölmüş. Ben nasıl aklıma mukayyet oluyim. Kendimi o kadar kasmıştım ki başım ağrımaya başlamıştı. Kendimi serbest bırakmış ve Yoongi ve Jimin'in beni koltuğa bırakmasına izin vermiştim. Hala kan akan elimin, yere damlayan kan seslerinden başka bir ses gelmiyordu odada.
Jungkook elindeki ilk yardım setiyle geldiğini görünce Jimin hemen elinden alıp elimi nazikçe kavramıştı. Yaraya göz ucuyla baktığımda bir sürü cam kırıkları elimin içindeydi. Jimin tek tek camları cımbız ile çekmişti ama ben acısını hissetmiyordum bile. Sadece sanki çıldırmış gibiydim.
Hala düşünüyordum "neden" diye sorup duruyordum. Kai babasının polis olduğunu söylemişti. Ancak babasını ilk defa videoda görmüştüm. Babası bize kalıcak bir ev vermişti ve biz orda kalmaya başlamıştık. Beraber okula gider okul çıkışı ise evin bodrum katındaki odada çalışırdık. Her hafta sonu pazar gününde eve hizmetli gelir ve evi temizlerdi. Yemekleri ise ben ve kai yapardık. Liseye geçinceye kendime ev tutup oradan taşınmıştım zaten. Babası bir mafyaymış belkide babamı o öldürdü nerden bilebilirim ki. Eğer öyleyse babamın intikamını söke söke 2 sindende alırdım.
Jimin - Bitti şimdi daha iyi misin güzelim.
*Kafamı salladım *
Taehyung - Tam olarak ne oldu?
Yoongi - Hadi o biraz dinlensin biz dışarıda konuşalım. Bir şey olursa bizi çağır meleğim.Dışarı çıktıklarında yavaşça olduğum yerden doğruldum ve yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladım. Odamın önüne gelince yerdeki kırık aynayı ve penceresi açık camını gördüm. Pencereyi açmadığıma emindim ama o halde hatırlicakta değildim. Bilgisayara doğru kafamı döndürdüm ama flasbellek yoktu ve bilgisayar kapalıydı. Yanında ise bir kağıt vardı.
"Gerçekleri görmene sevindim ama kafanda bir sürü soru olduğunuzda biliyorum. Falasbelleği sana verdiğim gibi geri aldım. Başkasının bu görüntülerin sende olduğunu bilmemesi gerekir demi. Eğer aklındaki her sorunun cevabını istiyorsan yarın saat sabah 2 de ***deposuna gel"
Gidicek miydim??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız PJM
Fanfiction/Düzenlendi/ Hikaye başlangıç /20.11.2019/ Hikaye bitiş /14.05.2020/ Soğuk rüzgarın bedenime değmesine, vücudumdaki ağrıların bütün hücrelerimi sarmasını izin vererek yürüyordum. Her adımda ölüme bir adım daha yaklaşıyordum. Hekesin toz pembe bir h...