Bana saldırmaya çalışan adamın kafasına tutarak dizlerime çarptım ve elimde bana verilen silahla boynuna vurarak bayılttım. Odadaki bütün adamları ya öldürmüştüm ya da bayıltmıştım. Durdum ve odaya titrek bir nefes bıraktım . Sonra alnımdan vücuduma doğru akan terleri ve kanları bir kısmını elimle sildim ve koşmaya başladım. Kulağıma takılan ses cihazıyla arka kapıya yöneldim.
Kasayı patlatmaya çalışan bir adet Namjoon ve yeni tanıdığım Hoseok vardı . İkisi de kasayı patlatmaya çalışıyorlardı. Önceleri böyle işler yaptığım için iyi bir deneyimim vardı. Onların yanına gittim ve yardım etmeye başladım. Kabloları cihazıma bağladım ve bir kaç kod yazdım. Yoongi'nin "47sn kaldı" demesiyle telaşa kapıldım ve onaylanan kod ile şifre karşıma çıkmıştı .
En sonunda kasayı açınca hemen içindeki altınları ve paraları çantaya koyduk. Hepbirlikte pencereden atladık ve arabaya doğru koşmaya başladık. Arkamızdan adamlar geliyordu ve bize yetişmek üzereydiler. Arkamı dönüp diğerlerine baktığımda koşmaktan zorlandıklarını gördüm . En arkada olan Jimin'e yaklaşıp koluna girdim ve çekmeye başladım. Acıyla inlediğinde bakışlarımı yere indirdim. Bacağından bıçaklanmış olmalıydı. Jimin'i sırtıma alıp koşmaya devam ettim. Ne kadar uzun süre ağırlık çalışsam da Jimin beni zorluyordu ağır bir cüssesi vardı . Hala koşmaya devam ederken silah sesleri ile durmadan arkama baktım. Yakalayamayacaklarını anlayan adamlar ateş etmeye başlamışlardı . Her kuşundan zar zor kaçıyor ve nefesimizin kesilmesine aldırmadan koşmaya devam ediyorduk .
Herkes arkaya ateş etmeye başladığında adamlar biraz geriledi ve ağaçların arkasına geçtiler . Beni gören Tae yanıma hızlıca gelip Jimin'i benden aldı. Araba görüş açımız girince hızımızı arttırdık ve arabaya bindik. Yoongi şoför koltuğuna geçti ve sürmeye başladı. Ölmediğimize şükrederken Jimin'in acı inlemesi kulağımı doldurunca arkaya dönüp baktım. Tae yaraya baskı yapmaya çalışıyordu ama çok bastırıyodu.
Yoora - Salak mısın? dahada kanatıcaksın. Düşmana işkence ediyor sanki .
Tae - Çok biliyorsan sen yap güzellik
Yoora - Ver şunu yaparım ben salak çocuk.Yavaşça kanlı bezi yarasından kaldırdım ve tişörtümün bir parçasını yırtıp Jimin'in bacağına sardım. Bana memnun olmuşcasına bakınca yerime geri döndüm.
Yol boyunca paraları sayan Namjoon ve Jin oppanın tartışmasını dinledim. Jin oppa yemek almak için parada bir miktar istedi ama Namjoon silah almak için kullanıcaz bu parayı diyince Jin oppa " sabah akşam silah kemirirsiniz artık " diyip kızdı ve küstü. Cidden bu halleri o kadar garip ki adam öldürürken asla bu hallerini göstermiyorlardı . Hepsi acımasız birer seri katil gibilerdi.
••••••••
Eve geldiğimiz zaman bana ayarlanan odaya adeta uçarak gittim. Biz görevdeyken odam yapılmıştı ve çok yorgundum hemen uyumak istiyordum . Yüzümdeki gülümseme odaya girince yavaşça solmuş ve aklıma anılar dolmuştu . Odanın duvarları masmaviydi. Adeta bana eskileri hatırlatıp acı çekmemi ister gibiydi . Aklıma Yoongi gelince şartellerim attı ve hızlıca aşağıdaki oturma odasında oturanların yanına gittim.
Yoora - Duvarları kim mavi olmasını istedi ben gri istemiştim.
Yoongi - Ben istedim. Sen hem griyi sevmezsin ki mavi seversin ondan o renge boyattım.
Yoora - Sana değiştiğimi söylemiştim. Bana karışma. Ben gidiyorum biraz dolaşıcam.
Yoongi - Hayır gitmiyorsun otur oturduğun yerde.
Yoora - Sana mı sordum ?
Yoongi - Tabiki bana sorucaksınız hanımefendi. Ben senin sevgilinim.
Yoora - Yeter değilim. SEN BENİM İÇİN HİÇBİRŞEYSİN ANLA ARTIK ŞUNU APTAL.
Yoongi - Bana sesini yükseltme evet aptalsam sevgimden aptalım.
Namjoon - Yoongi yeter. Yoora sende bağırma lütfen. Sakin ol.
Yoora - Sakin mi oluyim. O salağa tekrar söylüyorum ve sizde duyun. Ona karşı hiçbir şey kalmadı kalbimde. Ona ait hiçbir şey. O benim için artık yok.Yoongi'nin yüzüne karşı söylediğim şeylerden sonra sinirle yerinden kalktı ve kapıyı çarpıp çıktı. Herkes şaşkınlığını atlattığında, montumu alıp vücuduma sardım ve paramı alıp dışarı çıktım. Odamı ben düzenlicektim. Mavi bana eskileri hatırlatıyordu. Arkamdan adımın seslenildiğini duyunca arkama döndüm ve koşarak bana yetişmeye çalışan Jimin'i gördüm.
Jimin - Hey dövüşçü kız off yoruldum yavaş bu ne hız peşimizde adamlar yok.Jimin'in dediği şeyden sonra çok hızlı yürüdüğümü farkettim ve yavaşladım. Jimin biraz daha hızlı yürüyüo yanıma geldi ve cıvık cıvık kolunu omzuma attıp sırıttı.
Jimin - Dövüşçü kız normalde ben kızların peşinde koşmam ha onlar koşar ama sana ayrıcalık tanıyorum değerini bil .Elini iterek ona döndüm.
Yoora - Çok egolusunuz bay Park ego Jimin
Jimin - Hey adımı ortalıkta söyleme.
Yoora - Peki katil adam.
Jimin - Sende katil bir dövüşçü kızsın sakın unutma.
Yoora - EvetGeldiğimiz boyacının içine girdim ve gümüş rengi duvar boyasından 2 kova satın aldım ve ordan çıktık. Kovanın ikisinide ben taşıyordum. Odun Jimin almamıştı. Adamlık bu kadar işte.
Sinirle Jimin'e döndüm ve önünde durdum.
Yoora - Adamlık nerde ha al sen taşı birazda.
Jimin - Bu kasları boşuna yapmadın taşı kızım hem sen aldın sen taşı.
Yoora - Aptal dedim ve önüme dönüp yürümeye başladım. Elim bi anda hafifleyince sağıma döndüm ve 2 kovayı da alan Jimin'e baktım. Sırıtarak önden yürümeye başladı. Cidden çok dengesizdi.Eve varınca odaya gittim ve üstüme eski bişeyler giyip eşyaları Jungkook ve Tae ile dışarı çıkarttık. Sonra herkesi odandan kovdum, yerlere muşamba serdim ve duvarları boyamaya başladım.
Boya yapmaya dalmışken kapı açılma sesiyle boyacıların giydiği tulumu giymiş bir adet Jimin gördüm. Kahkahamı tutamayıp ellerimi karnıma koyarak gülmeye başladım tabi böylece de elimdeki fırça yere düştü .Jimin gelip yerdeki fırçayı aldı ve boyama işine devam etti fakat ben hala gülüyordum . Kısa olan, boyunu iyice kısa ve küçük bir çocuk gibi gösteren tulum ona 5 yaşındaki bir çocuk izlenimi vermişti .
Birden üstüme atladı ve beni yere devirdi. Sonra elindeki fırça ile burnuma boya ile bir nokta kondurdu. Şimdi jimin gülüyordu ben sinirli bir şekilde ona bakıyordum. Bir süre birbirimizi boyadık. Yüzümüz ,ellerimiz ,kıyafetlerimiz batmıştı ama çok eğlenmiştim Uzun zamandır bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyordum bile . Sesler yüzünden odaya bütün üyelerin merakla dalmasıyla ve yerde gülmekten kalkamayan, heryeri boya olmuş bizi görmesiyle onlarda gülmeye başlamışlardı. Jin oppanın aşağıdan "yemek hazır" diyişiyle ayağa kalmış ve aşağıya inmiştik .
Tabi sonra Jin oppanın " siz ikiniz banyo yapmadan bu sofraya gelirseniz kafanızı kırarım" demesiyle depar atarak kendi odamdaki banyoya girdim.Üstümdekileri teker teker çıkararak önceden ısıttığım suyun içine girdim ve vücudumu heryerini yıkadım. Yüzümde olan boyalarına çıkarttıktan sonra kafamı şampuanlayıp çıktım ve üstümü giyindim. Hızlıca yemek yiyenlere katılıp bende yemeğe başladım. Odam boya koktuğu için bu gece de orda kalamıyacaktım. Akşam gece yarısı herkes yatmaya gittiğinde bende Jimin'in odasına gidip koltuktaki yerimi aldım ve Jimin'e bakarak içimden geçirdim. Beni uzun süre sonra güldüren adam...
Uzun süre sonra beni güldüren adam teşekkür ederim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız PJM
Fanfiction/Düzenlendi/ Hikaye başlangıç /20.11.2019/ Hikaye bitiş /14.05.2020/ Soğuk rüzgarın bedenime değmesine, vücudumdaki ağrıların bütün hücrelerimi sarmasını izin vererek yürüyordum. Her adımda ölüme bir adım daha yaklaşıyordum. Hekesin toz pembe bir h...