Ayağa bir hışım kalktım ve getirilen bavulları tek tek açtım. Herkes merakla beni izliyordu. Bavulumun içindeki Jimin'in eşofmanını aldım ve cebine baktım. Evet buradaydı. Rahatladım, bavulları bırakarak merakla bana bakanlara döndüm.
Yoora - Çocuklar bu anahtar sanırım o kasanın anahtarı.
Jin - Bu olabilir ama kasa nerde?
Yoongi - Mantıken kasa bu kadar değerliyse kimsenin aklına gelmicek bir yerdedir.
Jungkook - Yoongi hyung haklı. Kimsenin aklına gelmicek bi yer ama belkide
Yoora'nın bulabileceği bir yer.
Yoora - Benim mi? Acaba çocukken kaldığım evde olabilir mi?
Namjoon - Bu olabilir. Evinizde gizli bi oda var mıydı?
Yoora - Namjoon 10 yaşımdan öncesini hatırlamıyorum.
Jimin - Yoora biraz kendini zorlasan elbet hatırlarsın.
Tae - Jimin haklı Yoora biraz kendini zorla.
Jin - Çocuklar yeter kızın üstüne gitmeyin hem 15 sene öncesini nasıl hatırlasın kız.
Namjoon - Tamam Yoora anahtarı bana ver. Alt kata kilitli oda düzenlendi. Oraya koyucam.Anahtarı Namjoon'a uzattım ve çalan kapıya baktım. Bir kaç adam yemekleri getirmişti. Onlara teşekkür ettim ve kapıyı kapattım. Çocuklara yemeklerin geldiğini haber verip mutfağa geçtim, tabakları ve bardakları masaya koydum. İçecekleri bardağa döktüm ve tabağıma yemeklerden koyup oturdum. Herkes gelmiş ve yemek yiyorduk. Yemekten sonra Jin abi ile mutfağı toplayıp odama çıktım.
Boş tavana bakıyordum ve yine kendimi düşüncelerde boğulurken buluyordum. O kasa 3 canın ölümünü getiren bir şey ise. Onun içinde ne vardı?. Onlar gibi iyi niyetli insanları öldürücek ne olabilirdiki bu kasada?
Annem ; güzel kokardı, ilkbaharda açan çiçekler gibi kokusu vardı insan huzur duyuyordu onu koklayınca. Annemin kimsesi yoktu babam gibi. Birbirleri ile küçük yaşta tanışmışlar ve birbirlerine koşulsuz yardım edip sevmişlerdi. Annem, babamı çok güzel seviyordu. Bunu çok kez şahit olmuştum. Bende onlar gibi bir aşk isterdim. Son nefeslerini bile berber vermişlerdi. Babama gelirsek hafif kokan erkeksi kokusu ile çok sevecen bi yapısı vardı. O da aynı şekilde annemi çok seviyordu. Ne kadar mafya olsada ve ben bunu bilmesemde evin kapısından girdiğinde her şeyi dışarıda bırakıyor ve bütün güzel kalbi ile bize ilgi gösteriyordu. Onu çok özlemiştim. Peki ya kardeşim. Onun ne suçu vardı ki?. Masum küçücük bir çocuğun ne suçu vardı. Onu bir kere bile göremeden canice öldürülmüştü.
Gözlerim dolarken bu sefer kendimi tutmadım. Gözyaşlarım bunu bekliyormuş gibi akmaya başladı. Her damlanın ardından bir damla daha ekleniyordu. Hıçkırmamak için ellerimi azıma koydum. Tutamadığım güçsüz bir hıçkırık odanın içinde yankı yaptı. Kimsenin beni böyle güçsüz görmesini istemiyorum. Hemen balkona çıktım ve gökyüzüne bakıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Her zaman güçlü duramazdım bende bir insandım sonuçta.
Ağlamaktan, hıçkırmaktan ve yutkunmaktan ağrıyan boğazım daha fazla ağlamama izin vermedi. Duvara yaslandım ve yavaşça aşağıya kaydım. Her tarafım ağrıyordu ama ben içimdeki acının daha çok acıttığının farkındaydım.
Gözlerimi yıldızlara ve güzel Ay'a çevirdim. Aslında ben Ay'dım. Karanlıkta yıldızları döküyorum sırf insanlar benim iyi olduğumu görsün diye ama her zaman etrafım kapkaraydı. Güneş ise benim tam tersim olandı. Güneş etrafına mutluluk ve ışık saçıyor ve insanları güzelliği ile taçlandırıyordu. Her şeyi ile iyiydi güneş.
Ben insanları çok kez tehlikeye atmıştım ve buna devam ediyorum. Çocuklara asla zarar gelmesini istemiyordum. Onların canının yanmasını asla istemezdim ama onları bu olaydan uzak tutmam imkansız gibiydi. Benim babamı kendi babaları olarak görmüşlerdir ve intikam almak istiyorlardı.
Gözlerimi yere indirdim ve içimdeki her şeyi dökmek istedim. Kulaklıklarımı ve telefonumu çıkardım. Yabancı şarkılar dinlemeyi seviyordum ve hepsinin anlamını bilmek dahada hoşuma gidiyordu. Şarkıyı sessiz ve yalnız dinlerken sadece düşüncelerimin susmasını diledim.Bir kız vardı içinde dertleri olan, belkide dertleri onu içinde barındırıyordu. Nerden bilebilirdiki kaderini. Her gün yaptığı gibi dinlenmek için müzik dinlerken her melodinin, nakaratın ve noktaların aklına kazınması gibi anılarda kazınıyordu beyninin her hücresine. Sadece kalbini dinleyen kız ilk defa beynini dinlemiş ve sadece düşünmüştü. Kalbinin acısı belki azalmıyordu ama beyni az da olsa unutturuyordu. Yerle bakışması sırasında hatırladı bian, o nakarat onu tanımlıyordu.
"Kendime yalan söyledim. Yalnızım bunu ben istedim"
O da yalnız olmayı ve müzik dinlemeyi istemişti. Ve kendisine yalan söylemişti. Beynini dinleyiceğine dair...
Ama yanılmıştı yine kalbinin, acılarının, çığlıklarının ve haykırışlarının kurbanı olmuştu...Yanımdaki hareketlenmeyle gelen koku burnumu sızlatırken buz tutmuş ellerimi kavradı. Ağlamam dinmiş ve ona bakıyordum. Ay'ın yansıdığı yüzü ile çok çekici duruyordu. Pembe dolgun sıcak dudakları benim soğuk yanağım ile buluşunca içim aniden ısınmış ve vücudum alev gibi yanmıştı. İkimizde sadece birbirimize bakıyorduk. Gözlerim çoğu şeyi anlatırken o ise samimi bir bakış atıyordu. Ellerimi bıraktı ve benim gibi duvardan kayarak yere oturdu. Kolunu omzuma attı ve beni göğsüne yatırdı. Hayır ses etmedim ve anın tadını çıkardım. Gözlerim yavaşça kapanırken onun yanımda olması beni huzura erdiriyordu. Jimin hep yanımda kal olur mu?. Gözlerim tamamen kapattım bütün yorgunluğun bedenimi esir almasına izin verdim.
Sabah yumuşak yatağımda uyanmıştım. Sağıma döndüğümde Jimin'i gördüm. Çok masum uyuyordu. Ona bir şey olmasını istemiyordum. Korkuyordum. Ben sanırım ondan çok hoşlanıyordum. Bunu inkar edemezdim. Aşk veya hoşlantı bu adamda sonuna kadar hissettiğim şeylerden biriydi.
Elimi yavaşça yumuşak saçlarına daldırdım. Hafifçe okşuyordum. Yüzünün her noktasına ezberlemek ister gibi dokunuyordum. Kalın dudaklarına gelince bi anda elimi tutması ile irkildim. Gözlerini açtı ve gülümseyerek bana baktı. Gözleri gülümseyince tek bir çizgi halini alıyordu ve onu dahada çekici yapıyordu. Bileğimi bıraktı ve elini enseme koyup beni kendine çekti. Dudakları benim kurumuş dudaklarımı bulurken dün olduğu gibi vücudum alev almıştı. Benden uzaklaştığında ifademi anlamak ister gibi baktı ben ise gülümsedim ve ona sarıldım.
Jimin - Senin güneşin olucam gecemin en güzel ayrıntısı olan kız.
Her zaman beni aydınlatan Güneşim ol sevdiğim adam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız PJM
Fanfiction/Düzenlendi/ Hikaye başlangıç /20.11.2019/ Hikaye bitiş /14.05.2020/ Soğuk rüzgarın bedenime değmesine, vücudumdaki ağrıların bütün hücrelerimi sarmasını izin vererek yürüyordum. Her adımda ölüme bir adım daha yaklaşıyordum. Hekesin toz pembe bir h...