neden böyle olduk biz, neydi bizi bu hale getiren, sebep neydi, kimlerdi, yalnız yaşamlarımızda bizleri bu hale sokan şeyler neydi, neden olabilirdi ki, yalnızken de yalnızız beraberken de yalnızız, hep yalnız hissediyoruz, saçma geliyor her şey, yaptıklarımız yanlış, yapmayı istediklerimiz saçma, her istediğimiz birer birer yok oluyor zihnimizde, yaptıklarımız da, hepsi yavaş yavaş uçuyor alkol misali, mutsuzluk kaplıyor her bir beyin hücresinin yerini, mut olmadığı beynimizde mutsuzluklar egemenlik sürmeye devam ediyor, çözümü ne bilinmiyor, yaşıyoruz, bir şeyler için uğraşıyoruz, ne yapıyorsun sorusuna gerçekten bir cevap asla veremiyoruz, çünkü aslında hepimiz ölümü bekliyoruz, sadece yakınında olmadığımızı düşündüğümüz için başka bir cevap arayışına girip gerçeği örtmeye çalışıyoruz, ama bir şey bulamıyoruz, ne yapayım öyle işte diyoruz, gerçeği örtemiyoruz, saklıyoruz, saklamaya çalışıyoruz, hepimiz saçma bir yaşam esnasında mutluluk aramaya çalışan ama bulamayan, bulamayacağını bilen, bulamayacağını bildiği halde aramaktan vazgeçmeyen, bu inançla yaşamaya çalışan, ölümü beklerken ondan kaçan birer “şey”iz, hepimiz şeyiz, “şey öyle bir şeydir ki, o şey hiçbir şeyle anlatılamaz”