Merhaba. Sana biraz kendimden bahsetmek istiyordum aslında ama sonra fark ettim ki çok da umurunda değilim. Ama içimde kalmasın diye bir şeyler söyleyeceğim yine de sanırım. Biraz tebessüm lütfen. Ve sadece dinle lütfen bir şey söyleme. Öncelikle nasılım diye merak etsen eğer, iyi gibi derdim. Gibi neden diye sorma ihtimali için de cevabım hazır. İyi olmam için sebebim yok çünkü. Kötü de değil ama. Kötü için de sebep yok desem büyük yalan olur. Ama kötü değil, iyi de değil. Nötr yani anlayacağın boşluk. Aslında bu da pek umurunda değildi.
Biliyor musun diye sormayacağım, bilmiyorsun çünkü. Bugün de her zamanki gibi pek umursanmadım dünyada. Kimse benim ne yaptığımı pek merak etmedi. Birileri aradı sordu ama sonra anladım ki hepsi kendi çıkarlarına yarıyormuş, maddi ya da duygusal çıkar. Bugün bir de insanın gözüne bir şey sokmak nasıl onu anladım. Bir de kaçan fırsatlara ah çektim. Ama bu fırsatları kaçırmam da senin de rolün büyük. Ama sus lütfen, sadece tebessüm et. Sonra güldüm eğlendim güzel güzel anlar yaşadım sürekliliği olmayan. Sürekliliği çok da aramadım. Sürekliliği aradığım şeyler başka. Sen gibi. Ama bunu sana çok fazla söylemek istemiyorum. Çünkü umurunda olmayan bir şeyi sana söylersem daha da umursuz birisi olursun. Hayatta anlamadığım şeylerden biri de umursuz insan duygusu. Bazen imreniyorum aslında. Umurum olmasa da kafam biraz daha rahat olsa. Ama insanlar garip. Kimi taşa benziyor kimisi güvercine. Farklı farklı herkes. Herkesin herkes üzerindeki yansıması da farklı farklı. Bu farklılıklar bazen birbiri ile ilginç bir şekilde uyumlu olup birlikteliğe sebep oluyor. Garip.
Bir de duygular var insanlar için önemli şeyler arasında. İnsanlar duyguları ile aklı arasında gider gelir. Duygu önemsiz bir şey olsa ikilemin içinde yer almazdı. Başka bir şey olurdu ikilemde. Bu ikisini de etkileyebilir insanlar. Birine beyin yıkama diyorlar ya da aklını almak, diğerine duygularıyla oynamak. İnsanların aklını alınca kötü sonuçlar doğurduğu aşikar. Bunu herkes aklı ile anlayabiliyor. Ama duygularıyla oynananları herkes anlayamıyor. Akıl ile duyguyu aynı sınıfa koyduğumuza göre duyguları ile oynanan insanın sonuçları da kötüdür. Bu da artık aşikar olmalıdır. Bunu sadece teoride anlamamalı, pratikte de oturtmalıyız. İnsanların duyguları aklından da önemlidir. Çünkü kimse çözmediği soru yüzünden ölmez ya da yatağa düşmez ama duygular yüzünden insanlar hasta olur, yatağa düşer ya da ölebilirler de ki ölüyorlar. Öldürülüyorlar. Ölenle ölüyorlar öldürene bir şey yapamadan. Önemli olan ölmek değil, öldürmemek.
Biraz daha ben vereyim sana yüzünde hiç tebessüm yokken. Güzel güzel dinliyorsun teşekkür ederim. Her ne kadar yalandan olsa da. Her zamanki gibi içtensiz. Ellerini istediğim anlarda senin aklında bile değilim büyük olasılıkla. Sen ayrı dünyalarda kendi kum kaleni yaparken ben denize dökülüyorum belki senin kalenden içeri girerim diye. Etma. Hem umutsuzluk hem umut yükleme sulara. Ya siktir git de, ya da kaleni suya biraz daha yaklaştır. Korkma, benim suyum senin kaleni yıkmaz. Usulca sokulurum, uzanırım surlarına. Yavaşça okşarım tenini, istemezsen öpmem bile. Senden kendimi mutlu etmek için değil, seni mutlu etmek için uğraşırım. Ama sen bir gözlem odana çık da bak nerdeyim ben. Tabi eğer bu söylediklerim umurundaysa.
Bu arada doğum gününü not aldım, sen benimkini bilmesen de.
Tamamdır konuşmam bitti söyleyeceklerim bu kadar. Şimdi cevap vermeden masadan kalk ve git. Tebessüm de istemiyorum. Hadi.
