(Jieun)
Jimin'i elinden tutup içeriye çekiştirirken birleşmiş ellerimizden faydalanarak beni kendine doğru çekip durduran Jimin sağına doğru kaş göz işaretleri yaptı ve ben orada durup öylece bize bakan Jungkook'u henüz fark ettim.
"Bu kim?"
"Kang ailesinin torunu," dedim düz bir ifadeyle ve Jungkook üzerinden bakışlarımı çekip yeniden Jimin'e odaklandım.
"Burada mı kalıyor?"
Jimin'in şaşkınlıkla sorduğu soru karşısında usulca başımı salladım ve gülümseyerek tek kaşımı havalandırdım.
"Ne o? Yetişkin bir erkekle aynı evde kalmam senin için sorun yaratır mı?"
Onun tepkisini ölçmek için sorduğum soru üzerine Jimin olumsuzca başını iki yana salladı.
"İstemediğin bir harekette bulunursa hakkından geleceğini biliyorum."
Keşke bilmeseydi değil mi? Belki ufacık da olsa bir kıskançlık belirtisi gösterirdi. Gerçi niye gösterecekti ki? Benim aksime o, beni bir arkadaş gibi görüyordu.
"Ayrıca bizi tanıştırmayacak mısın?" diyerek Jungkook'a bir kez daha bakan Jimin'in elini hafifçe sıktım ve dikkatini yeniden üzerime çekmeyi başardım.
"Gerek yok," dedim omuz silkerek. "O biraz tuhaf biri."
Bakışlarım kısa süreliğine Jungkook'u bulduğunda yanındaki koltuğa kendini bıraktığını fark ettim.
"Neyse, hadi gel içeri geçelim," dedim ve Jimin'i yeniden sürüklemeye başladım. Onu çok özlemiştim ve çokça vakit geçirebilmek için can atıyordum.
.....
Kendini en yakın arkadaşım olarak tanıtan Jimin'e oldukça ilgili yaklaşan Bayan Kang, akşam yemeğine kalması için ısrarda bulunmuştu.
Jimin ile birlikte Bayan Kang'ın masayı hazırlamasına yardım etmiş ardından yan yana oturmayı tercih etmiştik. Bayan Kang, yaklaşık bir saattir bahçede oturan Jungkook'a seslenip onu yemeğe çağırana kadar oldukça sakin olsam da ufaktan gerildiğimi hissediyordum. Saçma sapan konuşmalar sergilemesinden çekiniyordum.
"Çocukluktan beri tanışıyorsunuz demek," diyen Bay Kang'a gülümsedim.
"Evet efendim," dedim. "Beş yaşından bu yana Jimin hep benimleydi."
Jungkook'un masaya doğru ilerleyip karşımıza oturması ile birlikte gülümseyişim silindi. "Yine ne saçmalayacak acaba," diye içimden geçirdiğim sırada bakışları Jimin ile kesişti ve soğuk bir ifadeyle "merhaba," dedi. Ama sanki "defol git," der gibiydi.
"Merhaba."
Jimin, Jungkook'a göre daha sakin bir şekilde yanıt vermişti.
"Size çok lezzetli bir ramen yaptım."
Bayan Kang'ın zamanlamasına hayran kalarak tuttuğum nefesimi rahatlıkla dışarı verdim. Kaselerimiz sırayla dolarken çubukları elime aldım ve kibar olmaya çalışarak yesem de ramen suyunun dudaklarımın kenarından taşmasına engel olamadım. Bunu fark eden Jimin, kendi önündeki peçete ile dudağımın kenarından çeneme ilerleyen kalıntıyı sildi ve birkaç kez daha aynı şeyi yaparken kaşlarını çattı.
"Kırmızı ruj sürmek zorunda mıydın cidden?"
Sahte bir şekilde sızlanan Jimin'in elinden peçeteyi alırken gözlerimi büyüttüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria ❧ KookU
FanfictionTenimde yalnızca çilekli lipbalmını yaydığın dudaklarının izi olsun. 🍓💙🐇