Medya: _Akogare_ shopu 💙
(Jungkook)
Oldukça geç bir saatte eve dönmenin gerektirdiği gibi kapıyı mümkün olduğu kadar sessiz bir şekilde açtım ve ağır adımlarla ilerlerken salondaki koltukta uyuyakalan Jieun yüzünden duraksadım.
Yüzümde istemsizce bir gülümseyiş oluşurken başımı olumsuzca iki yana salladım. Üzerini bile örtmeden burada uyuduğu için ona daha sonra kızacaktım. Tabii başıma gelebilecekleri göze alarak. Mesela, sesimi bir tık yükselttiğim taktirde bu durumu ağır hasarlarla atlatırdım.
Gülümseyişim derinleşirken birkaç adımda yanına ulaşıp açık bıraktığı PC'nin yüzüne yansıyan ışığı eşliğinde kısa bir süre bakışlarımı yüzünde gezdirme fırsatım oldu. Yanağındaki ben, çilekli lipbalmı ile renklendirdiği dudakları, kirpiklerinin loş ışıkta yüzüne düşen gölgesi, yastığın kıyısına koyduğu minik eli... Öyle güzel, öyle masum görünüyordu ki... Benim aksime.
Derin bir iç çekerek açık kalan PC'ye uzanıp kapatmak istediğimde gezindiği sayfaya da göz atma şansım oldu. Alış-veriş sitelerinden birinde sepetine attığı birkaç ürün arasından seçtiği tişörtlerden biri dikkatimi çekti. Tıpkı Jieun'a benziyordu. Ya da ben her şeyi, herkesi Jieun'a benzetecek kadar deliriyordum.
Daha fazla oyalanmak istemediğimden PC'yi kapatıp kollarımdan birini Jieun'un belinden diğerini dizlerinin altından geçirerek Jieun'u kucağıma aldım. Uykudayken göğsüme iyice sokulan, kuş kadar hafif bu kızın kollarımda olmasının verdiği huzuru iliklerime kadar hissetmiştim. Merdivenleri çıkıp odasına geçene kadar süren sıcaklığı bile kalp atışlarımın hızlanması için oldukça geçerli bir sebepti.
Yavaşça kollarımdaki kızı yatağına bırakırken içimin ürpermesi kesinlikle havanın soğuk olması ile ilgili değildi. Yalnızca dakikalarla sınırlı yakınlığı bile kendisine öyle çok alıştırıyordu ki... Zaten öyle olmasa bu kadar kısa sürede ona bu denli tutulmam imkansız olmalıydı.
Üzerini sıkıca örtüp yumuşacık saçlarını geriye doğru atarken onu biraz daha izleme isteğime yenik düşüp yatağın bir köşesine uzandım. Dirseğimi yatağa dayadığımdan yukarıda kalan gövdem sayesinde şimdi güzelliğini daha net gözlemliyordum.
Elimi yavaşça yanağına götürüp baş parmağımı yanağındaki benin üzerinde gezdirirken kalbim sıvılaşıp iç organlarımın üzerine akıyormuş gibi bir hisse kapıldım. Sahi ne zamandan beri ondan bu kadar etkileniyordum?
Dudaklarına düşen bakışlarım ve bir an önce odama gitmemi söyleyen iç sesim aklımı bulandırırken elimi kendime doğru çekmeyi denediğim sırada bileğimi yakalayan Jieun gözlerini zorlukla açmaya çalıştı.
"Jungkook?"
Pürüzlü sesi, açmaya çalıştığı gözleri kendimi bir miktar suçlu hissetmeme sebep olmuştu. Bir kez olsun rahat bir uyku çekmek için her şeyi verebilecek olmama rağmen onu uykusundan etmek son isteyeceğim şey bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria ❧ KookU
FanfictionTenimde yalnızca çilekli lipbalmını yaydığın dudaklarının izi olsun. 🍓💙🐇