(Jungkook)
Kafama diktiğim sıcak kahve boğazımı yakarken yüzümü buruşturup boşalan karton bardağı parmaklarımın arasında sıkıştırdım.
Benimle göz göze gelmekten bile bu denli rahatsızlık duyan kızın, çakma sarışının dizlerinin üzerine uzanmış vaziyette ona bakıp gülümsemesine tahammül edemiyordum.
"Burada ne yapıyorsunuz?"
Mi Na'nın sesi odak noktamı değiştirmeye yetmese de yanağıma kondurduğu öpücüğün ardından göğsüme sığınışı ile birlikte rahatsızca yerimde kıpırdandım. Fakat onun beni saran kolları geri çekilmemi engelledi.
Jieun bakışlarını yeniden dizlerinde uzandığı sarışına yöneltirken bıkkın nefesimi dışarı verdim.
"Ne güzel gülüyor, zalimin kızı."
İç çeken Taehyung'a kısa bir bakış attıktan sonra gözlerimi devirdim.
"Sevgilisi var ve sen hâlâ kızı mı kesiyorsun?"
Taehyung bana ters bir bakış attıktan sonra "Senin de Jieun'a baktığını biliyorum," dedi. "Sevgilisi var diye vazgeçmen benim işime gelir. Çünkü ben kızdan gerçekten hoşlanıyorum ve peşini bırakmaya niyetim yok."
"Saçmalıyorsun," dedim histerik bir şekilde gülerek. "Jieun ile alakam olamaz benim."
"Kıskançlığından beni eve almadın şerefsiz."
"Hangi kız? Kimden bahsediyorsunuz?" diyerek araya giren Mi Na, kollarını bedenimden ayırıp merakla bana baktı.
"Şu bebek yüzlü, güzel gülüşlü, minik şey. Elleri bile minicik."
Taehyung'un bakışları kısılana kadar gülerek tarif ettiği özellikler, beni gerdiğinden "şu çakma sarışının dizinde uzanan sinir bozucu kızdan bahsediyoruz," dedim.
"Şu sinir bozucu kız yüzünden mi mesajlarıma olumlu yanıt alamıyorum?"
Mi Na'nın sorusuna karşılık göz devirmeden edemedim. Sebebini bilmiyordum ama Mi Na ya da bir başkası ile şu sıralar vakit geçirmek falan istemiyordum.
"Biraz yalnız konuşalım mı?" diyerek yerimden kalktığımda Mi Na da benimle birlikte kalktı.
Bir süre hiç konuşmadan yürüdükten sonra etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirerek durdum ve konuşmak için dudaklarımı araladım.
"Mi Na, şu vakit geçirme olayına bir son verelim istiyorum," dedim.
"Cidden şu kızdan mı hoşlanıyorsun?"
Başımı olumsuzca iki yana salladım ve banklardan birine geçip Mi Na'nın da yanıma oturmasını bekledim.
"Kimseye karşı bir şey hissedemediğimi defalarca söyledim Mi Na. Aramızdaki şeye bir son vermek istememin sebebi senin bu durumu fazla ciddiye almaya başladığını düşünmem. Hayatında birden fazla kişi varken şimdi sadece benimle takılmak istiyor olman hoşuma gitmiyor," dedim açıkça. Beklentilerinin arttığını fark ediyordum ve ben kimseye umut verecek biri değildim. Ciddi ilişkilere kafa yormak bana göre değildi.
"Sadece seninle takılmak istemem senin için bu kadar kötü bir fikir mi?"
"Yapma Mi Na. Birbirimize karşı bir şey hissetmeyeceğimiz konusunda anlaştık. Bana karşı bir şey hissetmediğini söyleyebilir misin?"
Mi Na derin bir iç geçirdi ardından biraz bana doğru döndü. Belli ki ona bakmamı istiyordu ve ben de istediği gibi yapıp bakışlarımı yüzüne çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria ❧ KookU
FanfictionTenimde yalnızca çilekli lipbalmını yaydığın dudaklarının izi olsun. 🍓💙🐇