(Jieun)
Yanağımda hissettiğim yumuşak baskı ile birlikte gözlerimi araladığımda sürücü koltuğunu geriye doğru yaslayıp beni izleyen Jungkook ile göz göze geldim. Bana doğru eğilip bu kez burnumun ucuna minik bir öpücük kondurduğunda gülümsedim.
"Neden geldiğimizi söylemedin?"
"Seni uyurken izlemeyi seviyorum" dediğinde üzerime örttüğü battaniyeyi aşağıya doğru sıyırdım ve uykulu halimin getirisiyle uyuşuk bir şekilde battaniyeni katlayıp arka koltuğa uzandım ve oraya bıraktım.
"Hadi gidip uyuyalım. Yarın dersim var."
Jungkook başını usulca sallayıp arabadan indi ve yerimde kalmam için el işareti yapıp kapımı açmak için dolandı. Şu halleri fazla hoşuma gidiyordu.
"Gel, hadi" diyerek elini uzattığında gülümseyerek elinden tuttum ve arabadan inip adımlarına ayak uydurdum.
Dudaklarımızın defalarca birbiri ile buluşmasından sonra Daegu'da yalnızca birkaç saat geçirmiş ve Seoul'e dönme kararı almıştık. Bu kararı almamızdaki en büyük etmen benim onca ders kitabını yanımda götürememe rağmen neredeyse hiçbirine çalışmamış olmamdı. Malum vizeler yaklaşmıştı ve ders çalışmamız artık bir zorunluluktu.
"Ah! Nasıl unuttum!"
Jungkook elimi bırakarak arabaya doğru hızlı adımlar attığında arka koltukta uyumakta olan Miri aklıma geldi. Öyle minik ve sessizdi ki her an bir yerlerde unutulma ihtimali vardı.
Jungkook kolları arasına aldığı Miri ile birlikte yeniden yanımdaki yerini aldığında "ceketimin cebindeki anahtarı alır mısın?" diye mırıldandı. Tabii gecenin bu saatinde kimseyi uyandırmadan odalarımıza geçmek en mantıklısıydı.
Jungkook'un cebinden aldığım anahtarla kapıyı açarak girişte ayakkabılarımı çıkardım ve parmak uçlarımda ilerlemeye devam ettim.
Sessizliğimizi koruyarak merdivenleri çıktığımızda odalarımızın önündeki geniş koridorda durup Jungkook'un yanıma gelmesini bekledim. Bir yandan da odamın açık duran kapısından yatağımın üzerinde uyuyan Çoko'ya bakıyordum. Muhtemelen Bayan Kang evin içinde rahatça dolaşabilsin diye kapıyı açık bırakmış olmalıydı.
Kucağında uyumaya devam eden Miri ile birlikte tam karşımda duran Jungkook'u yanaklarından öpmek için parmak uçlarımda yükseldim fakat o bir adım geriye giderek buna müsaade etmedi.
"Bir öpücük verip kendi odana çekilebileceğini mi sanıyorsun?"
Evet, tam olarak öyle sanıyordum.
Tek kaşımı havalandırıp Jungkook'a bakmaya devam ettiğimde Miri ile birlikte benim odama geçti. Peşinden gittiğimde Miri'yi yerdeki renkli minderlerden birinin üzerine bıraktığını gördüm.
"Siz burada uslu uslu uyuyun bakalım" diyerek Miri'nin yumuşak tüyleri arasında son kez elini gezdiren Jungkook doğrularak yanıma ulaştı ve elimi tutup parmaklarını parmaklarımın arasında kenetledi.
"Şimdi uyumaya gidebiliriz" diyerek beni kendi odasına yöneltirken adımlarımı durdurdum.
"Delirdin mi sen? Bayan Kang bizi birlikte görebilir."
"Büyükannem döneceğimizi bile bilmiyor. Hem kapıyı kilitleriz."
"Kapıyı kilitlersek birlikte uyuduğumuz hiç belli olmaz çünkü" diyerek göz devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Euphoria ❧ KookU
FanfictionTenimde yalnızca çilekli lipbalmını yaydığın dudaklarının izi olsun. 🍓💙🐇