1

4.9K 242 96
                                    


Gitarımın tellerinin ulaştığı tiz sesle terlemiş yüzümü havaya kaldırıp tavandan sarkan spot ışıklara baktım. Ruhumun da tıpkı gitarımın ulaştığı tiz ses gibi haykırmasına izin vererek gözlerimi kapattım. Beynimde yankılanan ve bu gürültüye rağmen onları rahatlıkla duyabildiğim sesleri bastırabilmek için parmaklarımı hızlıca tellerin üzerinde hareket ettirdim ve önümde uzanan kalabalığın zihnimdeki sesleri canlı canlı yutmasından haz duyarak gözlerimi araladım.

Havada süzülen tozlar ışığın altında daha belirginken dolan gözlerimi ani bir kararla kalabalığa çevirdim. Tekrar o sesleri duymaya başlamıştım ve bunu yok etmek için ihtiyacım olandan daha fazlasını istiyordum. Acı çekmeli ve ruhumu sonsuzluğa taşımalıydım. Davulun sesi kalbimde yankılanırken solomu yavaşça sonlandırdım ve sahnenin sağına doğru yürüdüm. Çıldıran insanlardan biri olmayı isterdim, avazım çıktığı kadar bağırmaktan çekinmeyen, daha fazlasını istediğini söyleyebilen biri olmayı isterdim.

Duyduğum kelimeleri unutmayı, her gün kahrolası bir güne merhaba demeyi ya da hor görülmeyi istemiyordum. Fiziksel darbeleri, utanç duyduğum kulak kızartıcı küfürleri ya da bir hiçmişim gibi görmezden gelinmeyi istemiyordum. Sadece şu an üzerinde durduğum sahneden indiğimde de birilerinin benim adımı hatırlamasını, benimle konuşmasını ya da isteğimi dile getirdiğimde pataklanarak dışarı atılmamak istiyordum. Bir insan olduğumu ve benimde incinebileceğimi görmelerini istiyordum.

 Nakarata tekrar girdiğimizde penamla kendimi belli etmeye devam ettim, insanların burada olduğumu hatırlamalarını umut ederek. Kimse bana bakmıyordu, kimse bu sahnede benimde yer aldığımı hatırlamıyordu ve kimse defalarca dinlemek için ısrar ettikleri şarkının yazarının ben olduğumu bilmiyordu. Bilseler bile değişen bir şey olmazdı. Ben kitaplarda okuduğunuz ana karakter ya da şarkılarda geçen ulaşılması zor kişi değilim, uyurken düşlediğiniz kahraman hiç değilim. Ben sadece çatı katındaki yatağı ve dolabından başka hiçbir şeyi olmayan, tek yeteneği gitar çalmak, şarkı sözü yazmak ve resim çizmek olan gerizekalı ve üvey babama göre bir sokak hayvanı kadar değeri olmayan biriyim. Şarkı bittiği an kapattığım gözlerimi açıp gerçeğe dönmeye kendimi hazırladım. Birazdan grup arkadaşlarımın etrafı kızlarla dolu olacaktı ben ise gitarımı kılıfına koyup bu soğuk havada evime kadar yürüyecek ve eğer benim için ayırdılarsa -ki bu asla olmazdı- evde biraz yemek yiyip uyuyana dek odamda duracak ve tek bir ses çıkarmamak için yatağımda sağıma bile dönmeyecektim. Her gencin gibi benimde hayallerim vardı tabiki de ama bunlar ne para, ne şöhret, ne de kızlardı.

Sadece mutlu olmak istiyordum.

Bir günlüğüne olsa bile ailem ya da birileri tarafından sevildiğimi hissetmek istiyordum.

Davulcu olan ve bu işte gerçekten ustalaşmaya başlayan Zitao bagetlerini havaya kaldırıp çarpı işareti yaptı. Bu bir şarkının daha olmadığını işaret ediyordu yani burada daha fazla durup fazlalık yapmama gerek kalmamıştı. O, vokalist Jongdae ve ritim gitarı çalan Minseok yavaşça sahneden inmeye başladıklarında boğazıma dolanan acıyı yutmaya çalıştım. Onlar grup arkadaşlarımdı ama arkadaşlarım değillerdi. Sadece iyi söz ve beste yeteneğimden faydalandıkları için burada kalabileceğimi ve haftada dört kez evden kurtulmama izin verdiklerini yüzüme söylemişlerdi eminim normal arkadaşlar böyle yapmıyordu.

Derin bir nefes alırken yere çivilenmiş ayaklarımı oynatarak sağıma döndüm ve sahneye dayalı olan basamaklardan inip arka tarafa geçtim. Burası karanlıktı, kimsenin beni göremeyeceği kadar karanlıktı. Ceketimi almak için girişin yanında durdum ve hem onu hem de gitarımın kılıfımı alıp hızlıca toparlandım. İçkinin kokusu midemi yakarken saatlerdir aç olmanın verdiği dürtüyle kusmak istemiştim. Bu iğrenç hayatıma kusmak ve sifonu çekip gidişini izlemek istiyordum ama yapamıyordum. Kapıyı araladığım an soğuk yüzüme bir tokat gibi çarpıp biraz olsun kendime gelmemi sağlamıştı. Buradaki insanlara özenmememi hatırlamıştım, onların bir saatine bile sahip olamayacak biriydim. Geceye yakışan karanlığa bürünüp dört günlüğüne de olsa insanların arasına karışabildiğim yerden uzaklaşmaya başladım, her adımımda geri dönüp oraya sığınmak istememe rağmen.

HIRAETH / SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin