42

2.6K 192 33
                                    

Yüzümün her bir yanında gezinen dudakları karşılık gülümserken elleri belimi sarıp bedenimi karanlığın içinde hareket ettirmeye başlamıştı. Hamile olduğumu anladıktan sonra ne kadar çabalarsam çabalayım kendimi tutamamış artık güzelleşen hayatım için mutluluk gözyaşları dökmüştüm. Jongin diğerlerine önderlik edip dizlerinin üzerine çöktüğünde gözyaşlarıma eşlik eden tek bir cümle hala kulaklarımdaydı, o kelimeleri hala duyabiliyordum.

Varlığın için sana minnettarız, demişlerdi ve ilk kez öyle olduğuma tüm benliğimle inanmıştım. Jongin kendini kaybedip biten bardağı devamlı olarak doldurduğunda ne yaparsam yapayım  onu durduramamıştım. Sarhoş değildi, biraz denge kaybı ve aptalca gülümsemesiyle tüm gece eğlenip durmuştu. Öpücükler bittiğinde nereye bile gittiğimizi bilmeden beni kucağına almaya çalıştı.

"Düşeceğiz Jongin."

Minik bir kahkaha atarken beni koltuğa bıraktı ve sürünürcesine yere uzandı. Üzerimdeki ceketi çıkarırken ayağıyla bacağımı dürtüp durması biraz sinir bozucu olmaya başlamıştı. Pekala onun sarhoş tavırlarına karşılıksız kalamazdım değil mi?

" Çok güzelsin."  Mırıldandığında ayağını itmeyi bıraktım. Elini başının altına koyup doğruca bana baktığında gözlerinin dolu dolu baktığını fark edebilmiştim. Ah, ağlayıp duran bir kurt adam istemiyordum karşımda. "Hep çok güzeldin. Bana baktığın, yanımda olduğun, beni sardığın her an çok güzeldin. Şimdi bize ait bir şeyi taşıyorsun ve bu sana tapma isteğimi ortaya çıkartıyor."

"Sakın bunu yapma Jongin." Ağlamaya başladığında başımı iki yana sallayarak koltuktan kalkmaya çalıştım. Hızlıca ayaklanıp ellerini bacaklarımın üzerine koyduğunda ne yapacağımı bilemez halde ona bakmaya devam ettim. "Jongin..."

"Dünyadaki en şanslı kişi benim değil mi menekşem? Ateş sana bir bebek gösterdi ve Tanrılar onu bize verdi. Işte bu yüzden böylesine sinirlisin, bana karşı koyabiliyorsun, bir kurt gibi hareket ediyorsun. Benim güzel Sehun'um sen başıma gelen en şeysin."

Burnunu karnıma bastırmaya başladığında gülerek saçlarını okşadım." Bu benim için daha şok edici bir şey. Kendimi olumsuzluğa o kadar çok kaptırmışım ki oradakiler onun kalp atışlarını duyduklarını söylediklerinde bile bunun gerçek olmadığını düşündüm. "

"Başım dönüyor." Kafasını elime daha fazla ittiğinde gülümsedim. O kadar çok içmesine rağmen sarhoş olmaması karşısında büyülenmiştim ama şimdi en başından beri sarhoş olduğunu yeni yeni fark ediyordum. Numaracı bir tilkiydi! "Beni durdurmalıydın!"

"Söyledim Jongin ama her birinde beni duymazdan geldin."

"Ahh..." Başını tutarak ayağa kalktığında somurtmaya başladı. Ne kadar sevimli göründüğünü bilmeden öylece bana bakıyordu. "Fark etmemiş olabilirsin çünkü abimle yarış yapıyordum. Gerçi o, onunla yarıştığımı bile bilmiyor."

"Gerçekten mi?"

Kaşlarımı çattığımda bu sevimli halini görmezden gelip ona karşı koyamayacağımı söylercesine bana sarıldı. "Korkma üstüne ya da yatağımıza kusmam. Bunun için sana söz veriyorum."

Yatak odamıza doğru ilerlerken hafifçe sağa ve sola kayıyor oluşuna sessiz kaldım. Beni nazikçe yatağa ittiğinde, istediğini yapıp şu an soğuk ama birazdan sıcacık olacak olan yatağımıza girmek için hareketlenmiştim.

" Hayır Sehun kıyafetlerini değiştirmelisin. Bebeğimiz dar kıyafetlerin içinde rahat edemez."

"Yani..." Gömleğimin düğmelerini açmaya başladığımda o da soyunmaya başlamıştı. Karşı karşıya durup soyunmak hormonlarım için pek iyi değildi bunu biliyordum. "Benim rahat olup olmamam senin için artık önemli değil öyle değil mi? Şimdiden onu bu kadar düşünmeni kıskandım sanırım."

HIRAETH / SEKAIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin