•20•

399 31 43
                                    

Bugün hafta sonuydu. Dün gece yatmadan önce Mavi ile mesajlaşıp bir program oluşturmuştuk. Gezecektik.

Açıkçası benimle gezmek istemesine şaşırmıştım. Sanırım onun duyguları yavaş yavaş değişiyordu.

Buna sevinmiştim.

Aslında dün o sözleriyle belli etmeye çalışmıştı bazı şeyleri. Fakat ben onlara fazla anlam yükleyerek kendimi inandırmak istemiyordum.

Geçen gün Kerem'in hediye ettiği parfümden sıktım üzerime. Odamdan çıkıp portmantonun yanına ulaştığımda koyu yeşile benzer bir renkteki yağmurluğumu geçirdim üzerime. Şimdi sırada Mavi'yi almak vardı.

Yaklaşık 15 dakika sonra Mavi'nin yanına ulaşmıştım. Üzerinde pembe renkli yağmurluk vardı. İçine siyah örgü kazak giymişti. Aynı şekilde altında da siyah kot pantolon vardı. Yine başındaki pembe şapkayla, yüzündeki çocuk masumiyeti onu fazla tatlı yapmıştı. Zaten hayran olduğum kıza, şimdi daha çok hayran kalmıştım.

"Merhaba!" dedi elini sallayarak. Gülümsedim hafifçe.

"Çok güzel olmuşsun." Ani itirafımla başlarda bocaladı. Daha sonra benim gülümsememden daha fazla gülümseyerek başını salladı.

"Sen de fazla yakışıklı olmuşsun."

Sırıttım. Ondan iltifat almak beni küçük oğlan çocuğuna dönüştürüyordu. Bundan utanmıyordum ya da gocunmuyordum. Aksine daha çok seviyordum. Birden gelen cesaretle sağ tarafına geçip elini avucumun içine hapsettim. Bana sorgu dolu bakışlar attığını hissettiğimde başımı eğmeden gözlerimi aşağı indirerek ona baktım. "Elin üşümesin diye şey yaptım."

Bu söylediğime inanmamış gibi abartıyla başını salladı. Ne var? Bi yandan da doğruydu söylediğim.

"Eee? Nereye gideceğiz?" diye bir soru attım ortaya.

"Bilmem." dedi. Omuzlarını silktiğini, koluma değdiği için hissetmiştim. "Özellikle bir şey düşünmedim. Ama eğer senin istediğin bir yer varsa, gidebiliriz."

Şöyle bir düşündüm. Benim de özellikle onu götürmek istediğim bir yer yoktu.

Aslında, kayalıklara götürebilirdim onu. Bu hem benim için yeni bir başlangıç olurdu belki.

Belki kendimi iyi hissederdim. Artık ona sahte davranmama gerek kalmazdı.

Kaldırımın karşısındaki pastaneyi gördüğümde oraya yönelttim adımlarımızı. Tatlı bir şeyler isterdi belki Mavi.

Pastaneden girdiğimiz anda kapının üzerinden küçük bir zil sesi gelmişti. Sesle birlikte anında bize dönen görevli kıza baktım.

"Hoş geldiniz. Ne istersiniz?"

Başımı Mavi'ye eğdim. "Ne istersin?"

Raflardaki tatlılara göz attı. "Biz... İki tane ekler alalım. Keseye koymanıza gerek yok. Küçük bir kağıda sarmanız yeterli."

"Hemen efendim."

Görevli isteği yerine getirerek Mavi'ye uzattı tatlıları. Mavi iki elinde tatlıları tutarken cebimden yetecek kadar kağıt para çıkarıp görevliye verdim.

Sonunda pastaneden çıktığımızda Mavi elindeki tatlılardan birini bana uzattı. Uzatırken de teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Sonunda kayalıklara ulaştığımızda yine Mavi'nin elini tutuyordum. O ise merakla etrafı inceliyordu.

Yalan Aynası •yarıtexting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin