Bölüm 20

533 48 7
                                    


-kokun... Öylesine tanıdık ki... Başıma ağrılar sokuyor, biz seninle ne yaşadık çilek kokulu kız... Ben seni kaybedecek nasıl bir aptallık yaptım...

-ben seni hiç unutmadım... Kokunu... Dokunuşlarını... Arda... Seni çok seviyorum...

Dilan yatağında ter içinde fırlamış gördüğü rüyanın etkisi ile titriyordu. Beş yıl sonra ilk kez o geceye dair bir şey görmüştü rüyasında. Buna Arda'nın sözleri mi neden olmuştu bilmiyordu, şuan için bildiği tek şey o gece yattığı adam Arda'ydı. Artık buna emindi.

Dilan buna kızıyor gibi görünse de aslında içinde bir yerlerde seviniyordu. Yıllardır içinde olan sevdiği ve aşık olduğu adama ihanet etmiş olma hissi onu hep huzursuz ediyordu. Her ne kadar tek taraflı bir aşk olsa da Dilan sadık bir insandı ve ne kadar geçerse geçsin, ne yaşarsa yaşasın Arda'yı sevmekten hiç vazgeçmemişti. Bu nedenledir ki aşkı ne kadar büyükse nefreti de o kadar büyük olmuştu.

Başucunda duran sudan içtikten sonra yatağından çıktı ve duşa girdi. Duştan sonra kızını kontrol edip, henüz uyanmasına daha bir saat olan ömrüm balımı öptükten sonra odasına geçip tabletinden bugünkü programını kontrol edip, kıyafetlerini hazırladı. Saçlarını kuruttuktan sonra bugün her gün topladığı saçlarını açık bırakıp, hafif bir makyaj yaptı.

Gün içerisinde dışarıda birkaç şantiye gezeceği için rahat kıyafetler giymeyi tercih etmişti. Koyu gri kısa paça kumaş pantolon üzerine v yaka acık gri kazağını giyip, kollarını yukarı çekti. Boynuna giray sarıçalının hediyesi olan uç sıralı kolyesini, küplerini ve ucunda düğüm olan yüzüğünü takıp, bileğine gri saatini taktıktan sonra ayağına beyaz spor ayakkabılarını giydi. Açık kahve büyük çantasına eşyalarını ve tabletini koyup odasından çıktı. Üzerine açık kahve uzun pardösüsünü de giydi mi hazırdı.

Dilan giyim tarzını seviyordu. Spor ve şık olmak gün içerisinde koşturma ile geçen işinde rahat etmesini sağlıyordu. Nadiren elbise ve etek giyse de onları da giyerken sporlaştırabiliyordu. Topuklu ayakkabı da ise boyu uzun olduğu için kısa topuklu rahat ayakkabıları tercih ediyordu. Aksesuar olarak ise her zaman sade şeyleri tercih ediyordu. Genelde saat ve bileklikler, ince ve zarif kolyeler ile idare ediyor, küpe olarak ise üniversiteden beri hep aynı küpeleri kullanıyordu.

Sağ kulağında üç tane kulak memesinde bir tane de üst kıkırdağında delik sol kulağında ise tek bir delik vardı. Mavi kelebek küpelerini çift olarak kullanıyor, kıkırdak kısmına yuvarlak ucunda küçük bir yıldız olan küpesi, diğer iki delikte ise sıra ile yıldız ve minik bir pembe kalp olan küpeleri vardı. Kıyafetleri kolyeleri saatleri değişse de küpeleri hep aynıydı.

Giray'ın hediye ettiği kolye ise üç sıra ilk sırasında ömrüm balım ve dilan bahar isimleri yazılmış isimlerin yanına birer kelebek konmuştu, ikinci sıranın ortasında pembe bir taşla süslenmiş dört yapraklı bir yonca üçüncü sırada ise ortada mavi-yeşil bir taş ile işlenmiş deniz yıldızı vardı.

Kahvaltıyı hazırladıktan sonra kızının kıyafetlerini hazırlayıp balım'ı uyandırdıktan sonra kahvaltılarını yapıp onları kapıda bekleyen Taha'nın yanına gittiler. Taha bomba olayından beri Dilan'ı yalnız bırakmıyordu. O gün çok korkmuş ve endişelenmiş, bir daha aynı korkuyu yaşamamak için Dilan'ı da ikna etmişti birlikte belediyeye gitmeye.

Taha her zamanki gibi takım elbise giymiş, lacivert takımının içinde çok yakışıklı duruyordu. Dilan ufak bir ıslık çalıp önünde referans yaptı.

-yine çok yakışıklısınız başkan hazretleri, bugün de halkınızdan ve çalışanlarınızdan bekar genç kızlarının aklını alacaksınız.

Bize En Çok Aşk Yakıştı (Bir Kalp iki Ask 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin