Bölüm 24

672 47 15
                                    

Arda düşerken Yavuz ve Dilan'dan birkaç dakika önce bahçeye giren Taha onu tutmuş yere düşmesini engellemişti. O anda telaştan her kafadan bir ses çıkıyordu. Olduğu yere yavaşça uzattıklarında Dilan yere oturup, ardanın başını dizlerinin üzerine koydu. Melek ise hemen daha önce birkaç kez yaşadıkları bu durumdan ötürü telaş yapmadan müdahale etmiş, herkesi sakinleştirmişti.

"tamam, sakin olun. Arda muhtemelen bir şey ya da bir şeyler hatırladı. Bunu daha önce de yaşadık Aslı biliyorsun sakin ol lütfen." Eli yüreğinde yanı başında endişe ile bekleyen kadına doğru konuşmuştu.

Taha, Yavuz ve Yağız Ömer Arda'yı sarsmadan salondaki koltuğa taşımışlardı. Aradan geçen 10 dakikadan sonra Arda yavaş yavaş kendine gelirken Dilan derin bir nefes verdi. Arda düşerken öyle korkmuştu ki, bugün tüm hayatı boyunca yaşadığı korkulardan daha fazla korku yaşamıştı.

Arda gözlerini açtığında kendine bakan gözleri gördüğünde başının ağrısına rağmen gülümsedi. Dilan'ın dizlerinde yattığının farkındaydı. Çilek kokusunu gözlerini açmadan almıştı, kendisine endişeli gözlerle bakan kadının yüzüne doğru düşen bir tutam saçını elini uzatıp kulağının arkasına attı. Dilan ve Arda çevrelerinde onları izleyenleri unutmuş birbirlerinin gözlerinin içine bakıyordu.

"iyiyim yaprak göz merak etme, hatta öyle iyiyim ki cennette olduğumu düşünüyorum şuan." Arda'nın sözlerine gülümseyen Dilan biraz önce yaşanan büyüden sıyrılmıştı.

"sevindim, koca kafandan dizlerim ağrıdı ben seni cehenneme göndermeden kalksan iyi edersin." Arda Dilan'ın sözlerine kahkaha atarak yerinden doğrulmuştu. Etraftaki endişeli bir şekilde bakan yüzlere gülümseyip iyiyim merak etmeyin diyerek ayağa kalktı. Biraz başı dönüyordu, ancak buna rağmen çok mutluydu.

Arda kimseye bir şey demeden müsaade istemiş eve gitmesi gerektiğini söylemişti. Herkes şaşkın bir şekilde adama bakarken o çoktan çıkıp gitmişti. Bir süre sonra Aslı ve ailesi de evden ayrılmış, Dilan ve ailesi de dinlenmek için odalarına çekilmişti.

*************************

Masal eve geçtiğinde babası ve annesine onlarla konuşmak istediğini söyleyerek birer kahve yapmış karşılarına oturmuştu. Bugün Taha geldiğinde ayaküstü sohbet etmişler ve Taha'nın yanına oturması onunla ilgilenmesi herkesin dikkatini çekmişti. Daha çok yeni bir ilişkileri vardı ama Masal geçmişte yaptığı hatayı yapmak istemiyordu.

Aslı ve Yağız kızlarının karşılarında kıvranmasını hafif bir tebessümle izliyorlardı. Bugün Taha'nın tavırlarından da kızları ile aralarında bir şey olduğunu düşünmüşler Masal bir şey demeden de bu konuda konuşmak istememişlerdi.

"eee babacım anladığım kadarı ile bize önemli bir şeyler söyleyeceksin." Masal babasının sesi ile anne ve babasına bakıp utangaç bir gülümseme ile konuşmaya başladı.

"Taha ile kısa bir süredir birlikteyiz. Henüz her şey çok yeni ama ben sizden gizlemek istemiyorum. Şimdilik her şey güzel gidiyor. Böyle devam eder mi, ya da biter mi bir gün bilmiyorum... Sadece malum nedenlerden dolayı bu ilişkiyi basından değil benden öğrenin istedim."

"sen benim hala minik prensesimsin. Üzülmeni asla istemem, seni üzeni ben çok daha fazla üzerim. Ama senin kararlarına saygı duyuyorum. Sadece seni bir konuda uyarmam gerekiyor güzel kızım. Karşındaki adam siyasi kariyeri parlak bir adam, geleceğin devlet başkanı olacağı söylenen ve bence olacak biri."

"biliyorum baba. O da bahsetti hedeflerinden, zaten en başta her şeyi konuştu benimle açık ve net olarak. Ben Taha'ya güveniyorum."

Aslı ve Yağız kızlarına gülümseyip her zaman yanında olduklarını söylemişlerdi. Masal ailesinin desteğini aldığı ilişkisini kuzenlerinin olduğu whatsapp grubuna da kısa bir mesaj ile açıklamış gelen birkaç mesajı cevaplayıp Taha ile konuştuktan sonra içi rahat bir şekilde uyumuştu.

Bize En Çok Aşk Yakıştı (Bir Kalp iki Ask 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin