Bize En Çok Aşk Yakıştı (Bir Kalp iki Ask 3)

Bölüm 6

ARDA

Demirin sözlerine Ardanın verdiği tepki ise herkesi şaşırtmış Demir ve Gurur yine Ardayı kızdırma fırsatını kaçırmamıştı. Arda bu iki gevezenin gazabından kaçmak için Balımla hastaneye gitme bahanesi ile evden kaçmıştı. Arkasında onun verdiği tepkiye şaşıran üç çılgın kadın ve tam olarak ne olduğunu anlamayan saf erkekler bırakmıştı.

Aslı kızlara bakıp "hadi kahvemizi kış bahçesinde içelim" dedi.

"Hanım bize kahve yok mu?"

"Yağız hayatım olmaz olur mu birazdan geliyor kahveleriniz, size bahçe yok canım". Aslı kocasına sevimli bir şekilde gülüp kızların yanına geçmişti Yağızsa karısından beş dakika ayrı durmak istemiyordu. Sırf bu yüzden emekli olmak işleri artık çocuklarına bırakmak istiyordu ama ne yazık ki oğulların en çalışkanını Maralı holdinge kaptırmıştı. Diğerleri ise... Düşünmek dahi istemiyordu sinirden yine tansiyonu fırlayacak Aslı yürüyüş diye tutturacaktı.

Kış bahçesinde ise Aslı, Melek ve Elif oturmuş Aslı'nın dün keşfettiği Dilan'ın ailesi ile ilgili öğrendiklerini konuşuyorlardı.

"İşte böyle Nadide hanımın kızını nasıl bıraktığını bir türlü anlamıyorum"

"Bence isteyerek bırakmamıştır. Hatırlıyor musun Melek, Gece derneğe geldiğinde onunla tanıştırmıştım. Bizim kıza nasıl sarılmıştı. Gece bile çok şaşırmıştı bu duruma.

"Tabi tabi hatta Amerika'daki kızıma çok benziyor epey özledim onu demiş birden öyle sarıldığı için mahcup olmuştu".

"Yağızda adam için öyle söyledi. Onlar kızlarını bırakacak bir aile değil dedi. Bence kız onlarla görüşmüyor."

Bahçede konuşmalar bu minvaldeyken diğer tarafta beyler boğaz manzarasına doğru oturmuş, Yağız her zaman ki gibi Ömer'i kendi şirketine geçmesi için darlarken, Ömer'de babasını kırmamak için çözüm yolları üretmeye çalışıyordu.

Arda ve Balım ise yine Ardanın sayamadığı kadar çok soru ve alınamamış bir sürü cevapla hastaneye gelmişler Balım annesinin yanına girmiş onunla konuşup Ardayı içeride bırakarak dışarı çıkmıştı. Arda iki gündür yaptığı gibi yapmış Dilan'ın kulağına eğilip konuşmuştu.
"Hadi Dilan uyan artık. Kızın çok fazla soru soruyor ve ben ona yetişemiyorum. Onun sana ihtiyacı var. Ayrıca gözlerinin rengini de çok merak ediyorum. Bu nereden çıktı deme şimdi. Resimlerden anlaşılmıyor, nasıl bir göz rengi resmilerden anlaşılmaz ki. Sende kızın gibi çok garipsin. Hem söylesene kim oyuncak bir aslana boncuk ismini verir. "

Arda bir yandan söylediklerine gülerken bir yandan daha önce komada kaldığı süreleri düşünüyordu. Acaba kendi duymuş muydu onun başında konuşulanları hiç hatırlamıyordu. Umarım Dilan da hatırlamazdı. Yoksa kıza gözlerini neden merak ettiğini açıklamak zorunda kalabilirdi.

Kapıdan dışarı çıktığında sarı canavarın çoktan üstünü çıkartıp dışarı çıktığını gördü. Acele ile oda üstündekileri çıkartıp Balımın peşinden çıktığında karşısında Mahmut Bey ve Taha'yı görünce hafif bir baş selamı verip yanlarına gitti.

Balım çoktan Mahmut beye bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Oda bir süre Taha ile sohbet edip adamın hastanede kalmadığına emin olduktan sonra Balımı da alıp eve doğru yola çıktı.

Yedi gün geçmiş Dilan'ın beyninde ki ödem azalsa da tamamen geçmemişti. Arda umutsuzluğa her kapıldığında Aslı'nın onun bir sene komada kaldığını bir kere bile umutsuzluğa kapılmadığını hatırlatıp moralini düzeltiyordu. Arda artık sabaha karşı uyanıp koşmaya çıkmıyordu yedi gündür. Artık her gece yarısı evden çıkıp hastaneye gidiyor yoğun bakımda saatlerce Dilan'la tek taraflı sohbet ediyor sabaha karşı eve geliyordu.