Bölüm 23

346 38 2
                                    

Taha Masal ile öğle yemeği yerken telefonu çalmıştı. Arayan başkan yardımcısıydı telefonunu sessize almış güzel sohbeti bölmek istememişti ancak ısrarla aramaya devam edince, Masal'dan müsaade isteyerek telefonu açmıştı. Başkan yardımcısı telaşla kapalı çarşıda silahlı çatışma olduğunu, Dilan'ın da aralarında olduğu bir sürü kişinin yaralandığını söylemişti.

Taha aniden ayağa fırlamış öylece olduğu yerde kalırken hala açık olan telefonda elinden düşmüştü. Masal Taha'nın kötü bir haber aldığını anlamış, hemen yerinden kalkıp adamın yanına gelmişti. bu sırada içeriye Taha'nın yakın koruması ve şoförü olan Fırat girmişti.

"Taha iyi misin? Lütfen bir şey söyle kötü bir şey mi oldu." Masal kendilerine yaklaşan korumayı görünce daha da endişelenmişti.

"Taha bey Dilan hanım...." Fırat Taha'nın halini görünce sözlerine devam edememişti. Taha korumasının sesi ile kendine gelmişti.

"hangi hastane, Dilan'ın durumu nasılmış." Koruma başını öne eğip bir cevap vermekten geri durmuştu. Ortalık öyle karışmıştı ki kimseden sağlıklı bir bilgi alamamıştı. Masal Dilan'ın adını duyunca telaşla Taha ya döndü.

"Taha ne olmuş lütfen bir şey söyle."

"masal bilmiyorum inan bende anlamadım. Benim gitmem gerekiyor hemen."

"tamam gidelim, hadi."

Masal yerdeki telefonu ve kendi eşyalarını almıştı Taha'nın arkasından restorandan çıkmıştı. Taha telaşla arabasına giderken aklına gelenle geri dönüp arkasındaki kadına baktı.

"Masal, ömrüm kreşte, babamlarda rize de onu alacak kimse yok. Dilan nerede bilmiyorum. Sen Ömrümü kreşten alır mısın?"

Masal kafasını sallamış, "bana haber ver lütfen" diyerek adamın yanından mecburen ayrılmıştı. Taha korumasından telefonunu almış hemen Dilan'ı aramıştı ancak telefon çalıyor, cevap veren yoktu. Ulaşmaya çalıştığı kimsede telefonlarına cevap vermiyordu. Hastaneye giden yolda tek yapabildiği şey dua etmekti.

"Allah'ım lütfen bana bir daha kardeş acısı yaşatma." Taha'nın sözlerini duyan koruması Fırat elindeki telefonla Dilan'ın yanındaki korumaları aramış ancak kimseden cevap alamamıştı. Nihayet hastaneye geldiklerinde kapının önünde onlarca gazetecinin soruları arasından içeri girmeyi başarmışlardı. Taha karşısından kendisine doğru gelen Dilan'ı gördüğünde yere çöküp şükür duası edecek hale gelmişti. üstü başı çamur içinde kaşında bant ve kolunda sargı ile kendisine doğru yürüyen kadına koşup kollarının arasına aldı.

"Allah'ım sana şükürler olsun. Öldüm kızım öldüm resmen. Nasıl geldim buraya bir ben bir Allah biliyor. Çok şükür iyisin."

Dilan Taha'nın kollarının arasına girdiği andan itibaren saatlerdir ayakta durmak için çabaladığı bütün gücü kaybetmiş gözyaşlarına boğulmuştu.

"Taha, Giray vuruldu, ameliyatta şimdi. Beni kurtarmak için üstüme kapandı. Adamlar resmen üzerimize kurşun yağdırdı. Çok kötüydü, ölüyorum zannettim." Dilan histerik bir şekilde ağlarken bir yandan da olanları anlatmaya çalışıyordu.

Kadının kötü olduğunu anlayan Taha ilerideki sandalyelere doğru yürüyüp Dilan'ı oturttu. Korumasının verdiği suyu kadına içirdikten sonra dizlerinin önünde çöküp konuşmaya başladı.

"Tamam, sakin ol lütfen geçti hepsi. Koluna ne oldu yaralandın mı sende."

"yere düşünce taş kesmiş, problem yok dikiş bile atmadılar. Yaralılar var, zabıta müdürü rıza beyde ameliyatta."

Bize En Çok Aşk Yakıştı (Bir Kalp iki Ask 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin