Bölüm 17

385 50 3
                                    

Dilan Pazar sabahı çok erken bir saatte çalan telefonunun sesi ile uyanmıştı. Acele ile yatağından kalkıp gece salonda bıraktığı telefonunu almaya giderken ayağını sandalyeye çarpmış bir yandan acı ile zıplarken bir yandan da telefonunu bulmaya çalışıyordu. Nihayet telefona ulaştığında telefon çoktan susmuştu. Sinirle telefonu koltuğa fırlatacakken telefon tekrar çalmaya başlayınca kimin aradığına bakmadan telefonu cevapladı.

-Efendim... sesi sert ve yüksekti.

-Şey.. Dilan Hanım özür dilerim rahatsız ettim sizi ama ben... yani ben önemli olmasa aramazdım...

Dilan, kekeleyerek konuşan adamın sesini tanımamıştı, telefonu kulağından uzaklaştırıp numaraya baktığında belediyeden arandığını fark etti.

-Tamam. Problem değil. Kimsiniz.

-Ben belediyeden güvenlik Aytaç. Bugün nöbetçiyim.

-Tamam Aytaç Bey ne oldu,problem ne.

-Dilan hanım, üç kere olunca size haber vermem gerektiğini düşündüm belki önemli bir şeydir diye.

-Aytaç sakin olup ne olduğunu anlatır mısın? Karşısındaki adamın kekeleyerek konuşması rahatsız etmişti kadını.

-Dilan hanım önce sabah böyle garip tipli iki adam geldi sizi sordu. Ben hafta sonu olduğunu kimseye ulaşamayacaklarını söyledim, evinizi sorunca bilmediğimi zaten böyle bir şeyi söylemeye yetkim olmadığını söyledim.

-Nasıl garip tipli adamlar Aytaç. Dilan endişelenmemek için sabrediyordu ama elleri şimdiden titremeye başlamıştı.

-İşte böyle mafya tipli adamlar.

-Peki, sonra ne oldu.

-Sonra size bir kutu bırakıp gittiler. Ardından da üç kere telefonla arayıp kutuyu size acil ulaştırmamı gerekirse evinize götürmemi hayat memat meselesi olduğunu söylediler.

-Evinize geldim deme bana sakın.

-Hayır, hayır müdürüm gelmedim tabi ki. Ama size haber vereyim dedim.

-Tamam, kutuyu odama bırak ama önce içini aç dikkatli bir şekilde, bomba! falan değil dimi.

-Yok, güvenlik kontrollerini yaptım.

-Tamam, açma o zaman odama bırak. Bu olayda aramızda Taha Bey duymasın. Pazartesi görüşelim çıkmadan önce beni gör kesin.

-Tamam Dilan hanım iyi günler.

-Sana da iyi nöbetler.

Dilan telefonu kapattıktan sonra koltuğa çöküp ellerini başının arasına aldı. Sona gelmişti işte, o adamlar onu bulmuş ve öldüreceklerdi, elleri titriyor kalbi inanılmaz hızlı atıyordu. Panik yapmamalı iyice düşünmeli bir çıkış yolu bulmalıydı. Hemen kızını kontrol edip kendini soğuk suyun altına attı. Kafasındaki düşünceleri sıraya dizmesi gerekiyordu. Plan yapması gerekiyordu. En önemlisi de Ömrüm Balım'ı güvene alması gerekiyordu. Duştan çıkar çıkmaz üzerini değiştirip salona geçti. Telefonunu alıp Aslı'yı aradı. Ona şuan yardımcı olabilecek tek kişi oydu. Başındaki beladan tam olmasa da haberi olan bir tek o vardı.

-Aslı teyze Dilan ben. Özür dilerim çok erken bir saatte rahatsız ediyorum sizi ama.

-Ah Dilancım bu ne güzel sürpriz. Rahatsız falan etmiyorsun bende seni arayacaktım birazdan.

Aslı, günlerdir görüşmek için fırsat bulmaya çalıştığı kızın kendisini araması ile şaşırsada belli etmedi.

-Öylemi. Bir şey mi oldu.

Bize En Çok Aşk Yakıştı (Bir Kalp iki Ask 3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin