ch. 27 - Son Dem

926 73 29
                                    

Senin için hiçbir şey ifade etmiyor olsa da arkamda güzel anılar bırakmanın haklı gururunu yaşayarak gidiyorum bu boş dünyadan. Elim boş gelmiştim, yine boş dönüyorum hiçliğe; boşluğa, sonsuzluğa. Gittiğini zor da olsa kabul ettim, etmekten başka çare de bırakmamıştın zaten. Benden çok şey götürdün. Yine de seni hep güzel hatırlayacağım. Eğer bir gün tekrar karşılaşırsak ki umarım karşılaşmayız, muhtemelen benim gideceğim yer bile senin soğuk kalbine yetmez. Hiçbir ateş seni yakamaz, çünkü sen o ateşin ta kendisisin.

Kül oldum. Küllerimden doğacak mıyım bilmiyorum, lakin öyle bir şey varsa, yaşadıklarımıza rağmen tekrar seninle karşılaşıp, herkesten farklı bakan gözlerine ve seven kalbine yine bağlanmayı isterim. Şaşırma. Bizim birlikteliğimiz bir ateşti zira. İçimizden yalnızca biri kurtulabilirdi. Ben yandım, sen kurtuldun.

Yıllarca sana kavuşacağım, kuralların, parmaklıkların olmadığı bir yerlerde rahatça yaşayacağımız günü bekledim. Bir ömür de sürse yine beklerdim; ama aşkın uğruna özgürlüğünden vazgeçtiğini gördüğüm an bitti her şey. O zaman sana büyük saygı duydum, lakin kızdım da. Kendi hayatını bu kadar değersiz görmene kızdım. Sonra sana hak verdim. Senin için ben de aynısını yapardım.

Yaşadıklarımı sana hiçbir zaman anlatamadım. Tecavüze uğradığımı, bu yüzden psikolojik olarak çöktüğümü söyleyemedim. Hoş, gerek de kalmamıştı. Senin sevginle her şeyin üstesinden geliyordum. Bana umut olmuştun. Şimdi ise beni harabeye döndüren bir rüzgarsın. Sana kızmıyorum ama şu hayattaki tek umudumu da kaybettiğime göre yaşamak için sebebim kalmadı. 

Aradan çekiliyorum. Ölüm, korkakların yoludur demiştin bana. Evet, gerçekten kalıp savaşmaya gücüm yoktu. Bir korkak olarak yönettiğim bu hapishanede can vereceğimi biliyordum. 

Yaşadığımız onca şeyin gözünde biraz hatırı kaldıysa senden birkaç şey istiyorum. Cenazeme katıl ve üstümü örtecek toprağa elini sür. 

Senin kalbin taş kaplı. O taşı kimsenin kırmasına müsaade etme. Burada yaşamak için güçlü olmalısın. Hiçbir duygunun seni yavaşlatmasına izin verme. Aşkın bile.

Emin ol aşk yüzünden başıma gelenleri düşününce bana hak vereceksin.

Son olarak: Hep mutlu olmak için çabala. Çabala ki boşu boşuna ölüp gitmediğimi bileyim ve yattığım yerde huzur bulayım. 

Biliyorum, dinlemeyeceksin ama kendini tehlikeye atacak her şeyden kaçın. Kafandan geçenleri az çok anlıyorum, sonuçta seninle yıllarımızı paylaştık. Çok tehlikeli bir yoldasın. Ama sonunda her şeyin yoluna gireceğine inanıyorsun; o yüzden içim rahat. Sen bir şeye inanıyorsan boşa değildir.

İstediklerimi, ölüp gitmiş birine çok görmeyeceğinden eminim. 

Öldüm diye her şeyin bittiğini sanma. Hep yanı başında seninle birlikte yürüyor olacağım. Gittiğin her yerde nefesimi ensende hissedeceksin. Seni uzaktan bir yerlerden izlemek bile yetecek sevgiye aç kalmış ruhumu doyurmaya. 

Ve biz, Azra. Biz tekrar karşılaşacağız. 

O zamana kadar yanında her daim sıkıca elini tutan birini hisset.

Melis

Kısa sürede her satırını ezberlediği mektup sürekli başa saran bir kaset gibi başında çalıyordu. Melis'in son isteklerini ona çok görmeyecekti elbette, tertemiz beyaza bürünmüş bedeni tahtaların altında kaybolup giderken avucuna doldurduğu toprağı üzerine serpiştirdi. Zerrin en azından vasiyetlere karşı saygılıydı, Meltem'le birlikte cezaevinden izinli olarak ayrılmış ve cenazeye katılım göstermişti. Selim de ikisinin yollarını kesiştiren Melis'e saygısından oraya gelmiş, cesedin defnedilmesine yardım etmişti. 

Biraz Kızıl Biraz Mavi ¦ AzDen - AvluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin