ch. 29 - Her Şeyin Sebebi

931 73 23
                                    

"Ben Azra Kaya. Eğer bu ses kayıtlarına herhangi bir şekilde ulaştıysanız, dinlediğiniz cihazın sesini sonuna kadar açın ve arkanıza yaslanın. Çünkü derin bir yolculuğa çıkacağız birlikte. Ben özel biri değilim, hiç olmadım. Yalnızca büyük, uçsuz bucaksız ve inanılmaz hayallere sahip olan, hayatın zalim şartları yüzünden ömrünün en güzel yıllarını hapishanede heba etmiş kadınlardan biriyim. Hayallerimi anlatabilirim, ama hayal gücünüzü ne kadar zorlarsanız zorlayın; benim ne istediğimi asla anlayamazsınız. Ben bir hayat istiyorum. Yıllar sonra arkama baktığımda güzel anılar göreceğim bir hayat. Ne kadar fazla istediysem benden o kadar uzaklaşan hayatın peşinden koşarken kaç kere düştüm, dizlerim kaç kez kanadı anlatamam. Sayısını ben bile unuttum. Buna rağmen düştüğüm yerden kalkmasını bildim. İnsan çapını bilmeli ya, ben bilmedim. Hep daha fazlasını, daha imkansızını isteyen biri olarak nice felsefecilerin tarihe geçen sözlerini yendim. 

Tarihe adımı altın harflerle kazıyan biri de olmayacağım, inanın yıllar sonra arkamdan lanet okuyan insanlar o kadar fazla olacak ki... Mutluluk için ödenen ufak bir bedel diyelim ve unutalım gitsin. Geçmişe takılı kalarak yaşamak hiçbir şeye çözüm değil, bunu benden iyi kimse bilemez dersem bana inanın.

Ben, gerek aldığım kararlarla gerek akla sırra sığmayan fikir ve isteklerimle; kocaman bir hiçten yeni bir dünya yarattım. Bazen kendimi tanrının yerine koyup insanların hayatlarıyla ilgili zalim kararlar aldığım doğrudur ki bu her zaman alnımda taşıyacağım çirkin bir leke olmakla kalmayıp aynı zamanda hep arkamdan koşturacak bitmeyen bir kabus da olacak. Gelecekte ne olacağını asla bilemem, ama istediğim gibi bir gelecek olması için elimden gelen ne varsa, hatta fazlasını yapacağımdan emin olabilirsiniz... Soruyorum: Hayat adil mi?

Asla değil. 

Bu yüzden iyiler, kötü şeyler yapıyor. 

Bu yüzden kötüler, iyiymiş gibi görünüyor."

***

Uykusuz geçirdiği geceler artık bedeninde gözle görülür değişikliklere yol açıyordu. Göz altları mor halkalarla kaplanıyor, yüzü çöküyor, enerjisiz biçimde bilinçsizce oradan oraya yürüyordu. B1 blok koridoru yerine tuvaletlere doğru sapmaktan son anda Heves sayesinde kurtulmuştu. Heves koluna girerek onu odasına kadar getirdi. Hepsi hücre yataklarından yakınıyordu ve olanlardan haberdardı. Yine de kimse ağzını açıp tek kelime etmiyordu; Deniz yeterince üzgündü, üzerine varmanın hiçbir anlamı olmadığının farkındaydılar. 

Heves Deniz'i odasına bıraktıktan sonra kendine ve Derya'ya bir kahve yapmak üzere tezgahın başına geçti. Yonca iyi uyuyamamıştı, zira aklı bunca zaman kızındaydı. Neyse ki koğuşun büyük ablaları Öykü'ye sahip çıkmıştı. Annesini sorup duran küçük kızı renkli hikaye kitaplarıyla eğlendirerek kafasını annesinden uzaklaştırmışlardı. Yonca sadece bir geceliğine görmekten mahrum kaldığı kızını sanki yıllardır görmüyormuş gibi kucakladı ve sarılarak saçlarını kokladı. "Canım benim, güzel kızım."

Ana kız odaya geçerken Derya oturaklardan birinde, Heves'in getirdiği kahveye boş gözlerle bakıyordu. "Heves ben cidden dağıldım galiba."

"Deniz yeterince dağılmış, bir de sen yapma gözünü seveyim."

"Nasıl olur da Azra Deniz'den şikayetçi olur? Aklım almıyor." Kafasını hafifçe yumrukladı. "Bu kadın sırf Deniz'e tekrar kavuşmak için suç işleyip içeri girmedi mi?"

"Evet."

"O zamanlar tüm bunlar ne demek oluyor?" Şüpheyle Heves'e baktı. "Sen bir şey bilmiyorsun değil mi? Bak eğer biliyorsan benden saklama."

Biraz Kızıl Biraz Mavi ¦ AzDen - AvluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin