Tarlaya benzeyen hafif tepe bir yerdeyim. Çok tatlı bir rüzgar var ve etrafımdaki ekinler bu rüzgarda dans ediyorlar. Kulağıma tartışmaya benzer sesler geliyor. Arkamı döndüğümde iki erkeğin kavga ettiklerini görüyorum.
Erkek 1 : "Ben senin büyüğünüm."
Erkek 2 : "Ama o kızı ilk ben gördüm ve ilk ben sevdim. Sen bunu bana nasıl yaptın?"
Erkek 1 : "Bu benim suçum değil. Ailemiz bunun bu şekilde olmasını istedi."
Erkek 2 : "Hayır diyebilirdin ama senin de onda gözün vardı."
Erkek 1 : "Evet vardı. Öncelik sırası benim." dedikten sonra diğerini itti ve itilen dengesini kaybederek yere düştü. Hafif toparlandı ama yerden kalkmadı elleri arkasında sanki yere oturmuş bir şekil aldı. O sırada yine havada birbirini takip eden beş ışık belirdi.
Ses : "Bağlantı başlatılıyor." Işıklar daire şeklinde dönmeye başladı.
Ses : "Kapı açılmaya hazır." Işıklar belli bir yüksekliğe çıktılar.
Ses : "Faz iki başlatılıyor." Dairenin ortasında yıldız şekli belirdi ve etraftaki ekinlerden kopan parçalar havalanarak havada asılı kaldı.
Ses : "Bağlantı tamamlandı." Yıldız dönmeye başladı.
Ses : " İşlem sonu. Son faz"
İkisi de havadaki yıldıza bakıyorlar. Bir anda yıldızın içerisinde çizmeye benzeyen siyah topuklu bir ayakkabı çıkmaya başladı. Sonrasında siyah elbisesi göründü ardından da yüzü. Gözleri kapalıydı. Kırmızı bir ruj var dudağında. Saçları dalgalı ve uzun. Saçları havada yavaşça dans ediyor. Ayağı çok yavaş bir şekilde yere basıyor ve havada bulunan ekin parçaları, düşen bir yaprak gibi savrularak yere düşüyorlar. Kadının saçları da vücuduna dökülüyor. Bu sırada uzun dalgalı saçlarının beline kadar uzandığını görüyorum. Kadının kapalı olan gözleri açılıyor ve zümrüt yeşili gözlerinin olduğunu fark ediyorum. Yüzünde ise sinsi bir gülümseme oluşuyor.
Ses : "İşlem tamamlandı."
Erkek 1 : "Bu ne be?"
Erkek 2 : "Bilmiyorum ama içimde kötü bir his var kaçmalıyız."
Kadın : "İki adet yakışıklı erkek." dedikten sonra ellerini ekinlere sürerek onlara doğru yürümeye başlıyor. "Nefis bir esinti var. Toprak kokusu da harika ve bunun yanında iki yakışıklı erkek. Mükemmel."
Erkek 2 : "Sende nesin?"
Kadın : "Çok kabasın. Benim gibi güzel bir kadına bunu söylemen çok ayıp."
Erkek 1 : "Gitmeliyiz hiç iyi şeyler hissetmiyorum."
Kadın : "Nereye?" dedikten sonra bir çınlama oluştu etrafta ve tahıllar hafifçe savruldu.
Erkek 2 : "Hareket edemiyorum."
O sırada kadın onların yanına vardı. Uzun boylu nereden baksanız 1.80 bir kadın bu. Sonra kadın yerde oturan erkeğin arkasına geçerek kollarını ona doladı ve ardından onu yanağından öptü. Öptükten sonra yanağında kadının ruj izi kaldı ama bir saniye sonra yok oldu. Sonra gözlerini ayakta olana çevirdi. Gözlerinin içi gülüyordu.
Kadın : "Demek ki sevdiğini o elinden aldı. Senin olanı almasına nasıl izin verdin? O kadın sana ait olmalı. Başkasının koynuna girmesine nasıl izin vereceksin?"
Erkek 1 : "Ne saçmalıyorsun sen? Bu bizim aramızda sana ne?"
Kadın ayakta durana bakmaya devam ederken yerde olanın kulağına yaklaştı ve fısıldayarak "O senin ve asla bir başkasına ait olamaz." dedi. Sağ kolunu yere paralel olarak kaldırdı. Elinden ileriye doğru siyah noktalar belirmeye başladı ve bu noktalar birleşmesiyle kılıca benzeyen bir yapı oluştu. Sonra tekrar ona fısıldadı "Hakkını al." dedi ve elindeki kılıcı onun ellerine tutuşturdu. Sonra kadın ayağa kalktı ve siyah uzun tırnaklı eliyle diğer erkeği gösterdi. Ardından da bağırarak "Erkek ol ve senin olanı al." diye haykırdı. Yerde oturan erkek ayağa kalktı ve kadın yanına gelerek onu yanağından tekrar öptü.
Erkek 1 : "Sen ne yapıyorsun kardeşim? Onu dinleme."
Kadın : "Öldür onu. İnan bana çok rahatlayacaksın."
Erkek 1 bir anda iyice panikledi "Yalvarıyorum sana onu sakın dinleme." diye bağırdı.
Erkek 2 ona doğru yürümeye başladı.
Erkek 1 : "Hareket edemiyorum. Lanet olsun." Ayaklarına bakarken kardeşi yanına vardı. Göz göze geldiler ve kılıcın sivri ucunu göğsüne dayayarak yavaşça itmeye başladı. Kılıç yavaşça göğsünden girip sırtından çıktı. Kadın arkada dans ediyor ve kahkahalar atıyordu.
Erkek 1 : "Bunu neden yaptın?"
Erkek 2 : "O benim olmalıydı."
Göğsünde saplı olan kılıç bir anda siyah noktalara dönüşerek kayboldu. Erkek 1 kardeşinin yakasına yapıştı ve bir anda ayaklarını dibine düştü. Erkek 2 bir anda delirmiş gibi gülmeye başladı.
Erkek 2 : "O artık benim. Kimse onu benden alamaz."
Kadın bir anda sırtından tekrar ona sarıldı.
Kadın ağlamaklı bir sesle "Çok acıklı bir olay bunu kimse yaşamamalıydı. Kardeşin uçurumun orada dengesini kaybetti ve sen onu kurtarmaya çalıştın ama başaramasın ellerinin arasından kayıp gitti.
Erkek 2 : " Denedim ama yapamadım."
Kadın geriye doğru birkaç adım attı ve erkekte ona döndü.
Erkek 2 : "Sen kimsin?"
O sırada kadını omuzlarını arkasından siyah bir sıvı iki yana doğru iki adet kanat oluşturdu. Melek'in kanatları kadar büyük ama daha çok yarasa kanadına benziyor. Bir kanat çırptı ve ayakları yerden kesildi. Ekinler kanadın rüzgarıyla savruldular.
Kadın gülümsedi ve "Lucifer." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK VE HADES - Siyah ve Beyaz
FantasyGelecekte bilinmeyen bir zamanda Hades ve Dr.99A bir yardım çağrısı alıyorlar. Günümüzdeki dünyaya benzemeyen bir yerde harabelerin arası da yardım isteğinin geldiği yere gidiyorlar. Hades insanüstü bir varlık. İnsanların sahip olmadığı özel yetenek...