MELEK VE HADES - Siyah ve Beyaz

X46 KÜÇÜK KIZ

Melek tepede oturmuş gün doğumunu izlerken kahkahalar atıyor.

Melek : "Bu nasıl olabilir o burada. Buna inanmıyorum." diyor ve kahkaha atıyor. Yere oturmuş ve ellerini arkasına doğru koymuş. Güneşin ilk ışıkları onu bembeyaz tenini ve gök mavisi gözlerini aydınlatıyor. O anda arkadan bir kız sesi geliyor. Melek omzunun üzerinden başını çevirip ona bakıyor. Minik bir kız çocuğu.

Kız : "İyi misiniz bayan?"

Melek : "Çok."

Kız : "Bir şey olduğunu düşünmüştüm. Mutlu oldum."

Melek ayağa kalktı ve kıza doğru yürüdü.

Kız : "Çok güzelsiniz." dedi ve meleğe pırıl pırıl gözleriyle hayran hayran bakıyor. Melek gelip kızın başını okşadı ve gülümsedi ama bir anda yüzünde bir şaşkınlık ifadesi oluştu.

Melek : "Bu iyilik olamaz. Bu kadar iyi nasıl olunabilir?"

Kız : "Bir sorun mu var?"

Melek : "Yok. Senin adın ne?"

Kız : "Meryem hanımefendi ya sizin ki?"

Melek : "Bana meleğim diyebilirsin."

Kız : "Melek mi? Daha önce böyle bir isim duymadım."

Melek : "Bundan sonra sık sık duyacaksın. Ben senin meleğinim. Seni ve tüm dünyadaki iyilikleri koruyacağım."

Kız : "Bunu nasıl yapacaksınız hanımefendi?"

O sırada Melek'in kanatları oluşur ve bir çırpışıyla etrafta neredeyse fırtına çıkarır. Küçük kızı elbiseleri rüzgardan savrulur. Kulağının üzerindeki çiçek geriye doğru uçup gider. Kız bir anlığına gözünü kolu ile örtse de sonrasında kanatları gördüğünde yüzündeki şaşkınlık inanılmaz seviyeye ulaştı.

Kız : "Aman tanrım daha önce bu kadar güzel bir şey görmedim." dediğinde pırıl pırıl gözleri ile Meleğin kanatlarına bakıyordu. Ellerini göğsünün üzerinden birleştirmiş sanki dua ediyormuş gibi ona bakıyor.

Melek : "Şimdi gitmeliyim Meryem ama çok yakında tekrar görüşeceğiz." dedikten sonra kanatlarını çırpar ve havalanır. Kız ona el sallar. Melek'te biraz havalandıktan sonra bir yöne doğru kurşun gibi fırladı. İnanılmaz bir hızla gözden kayboldu.