Tekrar karanlık ve burnuma gelen toz kokusu. Cam kırılma sesine benzer sesler duyuyorum. Daha çok birisi cam kırıklarının üzerinde yürüyormuş gibi. Bir erkek sesi duyuyorum. Çok uzaktan yankılanıyor. "Burada bir yerlerde olmalı. Lanet olsun sıkışmış sanırım." ardından çekiçle bir şeye vuruluyormuş gibi bir ses çıkıyor. Sonrasında da kesintisiz bir cızırtı. Bir dakika kadar sürüyor bu ses ve sonrasında tek bir bip sesi duyuluyor. Ardından bir anda her yer aydınlanıyor. Nasıl bir yer burası bir laboratuvar sanırım. Çok tanıdık geliyor etraf. Almanca olarak "Evinize hoş geldiniz." anonsu duyuluyor. Sonrasında ilerideki kapıdan birinin girdiğini görüyorum. Bu Dr.99A.
Dr.99A : "Evet. Burası yeni evim artık. Biraz tozlu görünüyor ama zamanla temizlerim. Şimdi yiyecekler nerede? Çok uzun bir yoldan geldim ve çok açım." dedikten sonra dolap kapaklarını çok hızlı biçimde açıp kapatmaya başlıyor. Sonra bilgisayar masası benzeri uzun bir masanın çekmecelerini açıp kapatmaya başlıyor. "Bu ne böyle bir kitap sanırım. İlk defa bir kitap görüyorum. Daha sonrasında okumalık bir şey iyi olur." Kitabı çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Kitabın kabı çok yıpranmış adını seçemiyorum. Geriye ilerleyerek arkasında kalan büyük dolabı açtı şimdi.
Dr.99A : "Demek burada saklanıyordunuz? Şimdi sizi güzel güzel yiyelim."
Dolap kapağında yazan bir şeyleri okuyor. Sonra elini uzatıp gri bir kutu çıkardı. Tahminim kutunun içerisinde yiyecek var. Kutuyu mikrodalga fırın benzeri bir şeyin içine koydu. Aletin tüm çerçevesi kırmızı olarak yandı.
Dr.99A : "İki dakika çok uzun." diye mırıldanıyor kafasını kaşıyarak.
Biraz sonra ışık yeşile dönüyor ve doktor içerisinden gri kutuyu çıkartıyor. Yanında ki mutfak tezgahına benzer şeyin üzerine koyarak kutuyu açıyor.
Dr.99A : "Çok sıcak olmuş kaşık gibi bir şey lazım." diyerek sağa sola bakınmaya başlıyor ve en yakın çekmeceyi açıyor. "Bugün şanslı günümdeyim sanırım. En azından bunu ilk seferinde buldum." Bilgisayar masasına dönerek kalçasını mutfak tezgahına yaslıyor. Hızlı bir şekilde yemeğini kaşıklamaya başlıyor. Keyif aldığını çıkarttığı sesler ve yüz mimiklerinden anlıyorum. Yemeğini bitirip kutuyu tezgahın üzerine bırakıyor ve ardından bilgisayar masasına oturup birkaç tuşa basıyor.
Dr.99A : "Burasının merkez nokta olması iyi , kümenin tam ortasında kalıyor. Çalışmaya buradan başlayarak diğer laboratuvarlara geçebilirim." dedikten sonra çok hızlı hareket etmeye başladı. Sanırım zaman hızlandı. Temizlik yaptığını, uyuyakaldığını ve bir şeyler içtiğini fark edebiliyorum ama günler dakikalar içinde geçiyor. Şimdi hareketler normale döndü. Laboratuvar pırıl pırıl olmuş ve değişik aletler düzenli bir şekilde etrafa yerleştirilmiş. Doktor bir yandan bilgisayarda bir şeylere bakarken bir yandan da kahve olduğunu düşündüğüm bir kupadan yudumlar alıyor. Bir uyarı sesi geliyor bilgisayardan.
Dr.99A : "Ana kapı açılmış. Misafirimiz var. Büyük ihtimalle o da benim gibi A. Zaten A olmasaydı o kapıyı açamazdı."
Hiç keyfini bozmadan kupasından yudumlar alıyor. Yaklaşık bir saat sonra kapıdan Dr.102A giriyor.
Dr.102A : "Selam. Ben.." Dr.99A sözünü bitirmeden eli ile dolabı işaret ederek "Yiyecek dolabı orası hemen karnını doyur." Dr.102A koşar adımlarla dolabın yanına gidiyor.
Dr.99A : "Kullanım talimatı kapının iç yüzeyinde. Kaşıklarda sağındaki ilk çekmecede."
Dr.102A hızlı bir şekilde kapıyı okuyup mikrodalga fırına yiyecek bir şeyler atıyor ve yerinde duramayan çocuklar gibi hareketlerle beklemeye başlıyor.
Dr.102A : "İki dakika çok uzun."
Dr.99A : "Bence de."
Dr.102A yemeğini çıkarıp yemeye başlıyor. Onun da yüzünden keyfini okuyabiliyorum. Dr.99A hiç konuşmadan kahve makinesi benzeri bir aletten bir fincan kahve koyarak Dr.102A'nın hemen yanına bırakıyor.
Dr.102A : Ağzı dolu bir şekilde "Çok teşekkür ederim."
Dr.99A : "Rica ederim."diyerek yerine geçiyor tekrar. Dr.102A yemeğini bitirip, fincandan bir yudum alıyor. "Kahve mi? Aman tanrım." dediğinde yüzünde çok şaşırmış bir ifade oluştu. Dr.99A arkasını dönerek.
Dr.99A : "Demek ki sende benim gibi bu kümede görevlendirildin. Zaten küme başına iki A dan fazlası olamazdı"
Dr.102A : "Evet. Aynen dediğin gibi bir şeyler bulabildin mi?"
Dr.99A : "Verilerin bir kısmına ulaştım. Fakat büyük bir kısmı bozulmuş. Sağlam olanlarında aralarındaki önemli kısımlarda bozulmalar var. Toplamak ve anlamak zor olacak."
Dr.102A : "Bu büyük bir sorun. Bu arada ben 102."
Dr.99A : "Ben de 99 memnun oldum ve yalnız kalmadığıma çok sevindim."
Dr.102A : "Yalnız olmamak beni de çok sevindirdi. Ne yapacağımı nereden başlayacağımı bilmiyordum. Ne kadar zamandır buradasın?"
Dr.99A : "42 Gün oldu bugün."
Dr.102A : "Etraftan belli oluyor." dedikten sonra bilgisayarın başına oturdu ve hemen incelemeye başladı.
Dr.102A : "O bir kitap mı?"
Dr.99A : "Evet. Burada buldum ve okuyorum. Neredeyse bitti."
Dr.102A : "Ne hakkında."
Dr.99A : "Yunan Mitolojisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK VE HADES - Siyah ve Beyaz
FantasiaGelecekte bilinmeyen bir zamanda Hades ve Dr.99A bir yardım çağrısı alıyorlar. Günümüzdeki dünyaya benzemeyen bir yerde harabelerin arası da yardım isteğinin geldiği yere gidiyorlar. Hades insanüstü bir varlık. İnsanların sahip olmadığı özel yetenek...