Kai sakin kalmaya çalışıyordu. Etrafta en ufak bile bir ses yoktu. "KYUNGSOO!!"
Pes edemezdi. Ufak bir sesle hemen sağına döndü ama sesi çıkaran beyaz bir kediydi. Dünya yansa umursamayacak gibi patilerini yalıyordu.
Duyduğu adım sesleriyle tekrar arkasını döndü. Karanlıkta belli belirsiz gölgeler görüyordu. Silahını sıkıca kavrayıp gölgeleri takip etmeye başladı.
Gittiği yolun iskeleye gittiğini fark etti. "KAİ!!" Baekhyun'na doğru baktı. Bir yeri işaret ediyordu. İşaret ettiği yere bakınca Ezra'nın Kyungsoo'yu götürmeye çalıştığını gördü. Adımlarını biraz daha hızlandırdı.
"EZRA!!"
Aralarında henüz çok mesafe vardı. Ezra iskelenin sonuna ulaşmıştı bile ve henüz Kai oraya varamamıştı. Kyungsoo deli gibi çırpınıyor ama hepsi boşa gidiyordu. Ezra gerçekten güçlüydü.
Ezra Kyungsoo'yu sandala bindirmeye çalışıyordu. Kai iskeleye varmıştıki, olduğu yere düştü. Canı inanılmaz yanıyordu ama yinede ayağa kalkmayı başardı. "ONU BIRAK EZRA!!"
"BANA BAŞKA SEÇENEK BIRAKMADIN KAİ!"
Kai olabildiğince hızlı gidiyordu ama Ezra çoktan sandalın ipini çözmüştü. Kyungsoo'nun gözlerinde ki korkuyu görebiliyordu, yağmur gibi akan gözyaşlarınıda.
"Öleceksin Ezra! Değer mi?!"
"Ölmemek için uğraşıyorum zaten!"
Kai iskelenin sonuna geldiğinde Ezra çoktan gitmeye başlamıştı.
"Seninle kalmak istiyorum Kai!"
Kai, yaralarını, acılarını, ve kendi canını hiç umursamadan nehire atladı. Düşündüğü tek şey, Kyungsoo'yu kurtarmaktı.
Küçük çocuk elinde cansız yatan küçük bedene bakıyordu. Balığı bir süre önce ölmüştü. Halbuki küçük çocuk, balığın sudan çıkınca ne yapacağını merak etmişti yalnızca. Annesinin, 'Bir insan için hayat olmakta, ölüm olmakta senin elinde. Sadece insanlar değil, yaşayan tüm canlılar için öyle." sözü aklına gelmişti.
Şuan elinde duran balık için ölüm olmayı seçmişti. Hemde yalnızca aptalca bir merak yüzünden. Gözlerinin dolduğunu fark etti. Bir canlıyı öldürmüştü. Annesi hala hayatta olsaydı onu teselli ederdi. Belkide böyle aptalca şeyi yapmasına engel olurdu.
Duyduğu kapı sesiyle gözyaşlarını hızlıca silip ayağa kaktı. Babası, annesinin aksine oldukça sert ve acımasızdı.
"Sen ağlıyor musun?"
"Hayır baba."
Babası, küçük çocuğun eline baktı. "Elinde ki ne?"
Küçük çocuk yavaşça elini açtı ve ölü balığı babasına gösterdi. Babası yalnızca gözlerine bakıyordu.
"Küçücük şey seni ağlattı mı, Jongin?"
Babası böyleydi. Annesi öldüğünde ağlamasına izin vermemiş, kendiside ağlamamıştı. Babası annesini gömmek için gittiğinde, evde tek başına saatlerce ağlamıştı. Babası için ölüm, küçük ve önemsiz bir şeydi. Jongin için bu böyle değildi.
"Hayır baba."
"Ölen birinin arkasından ağlamaktansa, onun ölmesine izin verme."
Babası odadan çıktığında küçük çocuk elinde ki balığa baktı. Onun ölmesine sebep olmuştu. Onun ölmesine izin vermişti. Ağlayamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.B.E. // KaiSoo
Mystery / ThrillerNe olursa olsun, hangi durumda olursan ol, ne düşündüğünü biliyorum. !!!NOT:MARK ALLEN SMİTH YAZARIN KİTABINDAN ALINTI YAPILMIŞTIR.!!!