G.R.İ. - Bölüm 11.3

2.3K 189 22
                                    

*****

Uykusunun açılmasına yardım etsin diye buz gibi suyun altına tuttu kendini dakikalar boyunca. Duştan çıkıp üstünü giyinirken dişleri hâlâ birbirine çarpsa da biraz daha dinç hissediyordu kendini. Pantolonunu ve gömleğini giyip kravatını bağlamaya çalışırken kapısına birisinin tıkladığını duydu.

"Girin," diye cevap verdikten birkaç saniye sonra kız kardeşi hemen arkasında duruyordu. "Güzel görünüyorsun." 

Boy aynasındaki yansımasını inceledi. Saçlarını dağınık bir topuzla tutturmuştu, yeşil elbisesi gözlerini açığa çıkarmıştı. Makyajı da bu amaca uygun yapılmıştı, David burada olsaydı dili tutulurdu, diye düşündü Sam alaycı gülümsemesine engel olamadan.

"Ne oldu?" diye sordu Sophie gülümsemeyi fark ederek. Elbisesinde bir şey olduğunu düşünüp onu incelemeye başlamıştı.

"David konusunu açmanın zamanı geldi sanırım." dedi Sam sakince yeşil kravatını boynuna yerleştirirken. Aynadan Sophie'nin allığına ek olarak gelen pembeleşmeyi fark etti ilk önce. Dudaklarını aralayıp bir şey söylemek için hazırlandı fakat söylediği şey David ile alakalı değildi.

"Babamı-" diyebildi sadece Sam onu susturmadan önce.

"Tamam, anladım, David konusunda hâlâ konuşmak istemiyorsun, saygı duyuyor ve susuyorum, fakat lütfen konuyu o adama getirme."

"Sadece bir şey soracağım, Sammy."

Sam, sakinleşmek için derin bir nefes verirken rüyalarındaki o korkunç adam yüzünden yaşadıklarını uzaklaştırmaya çalışıyordu beyninden. Kulaklarını işgal eden anılarındaki bağırış sesleri yerine, alt kattan annesinin emir yağdıran sesine yoğunlaştı. Sakinleştiğini hissettiğinde gözlerini kaldırıp kendisinden cevap bekleyen kardeşine baktığında şaşırmıştı.

"Neden korkuyor gibi bakıyorsun bana, Sophie?"

"Korkuyorum çünkü..." dedi Sophie gülerek yatağın üstünde duran ceketi alıp Sam'in giymesi için tutarak. "Ne zaman bu konu hakkında konuşsak, aşırı sinirleniyorsun. Tersine denk gelmek istemiyorum. Bambaşka biri oluyorsun, tehlikeli bir katil gibi."

Sam, durduğu yerde donakaldı. Kalbi, bugün aldığı aşırı kafeinin de etkisiyle vuruşlarını hızlandırmıştı. Ceketini giyerken aynadan korku dolu gözlerle Sophie'yi incelerken Sophie, "Tamam, benzetmeyi biraz abartmış olabilirim, ama o hâline alışık değilim, Sammy." diye ekledi gülümseyerek.

Sam rahatlayıp bir iki saniye ne diyeceğini bilemese de çabuk toparladı kelimelerini. "Peki, ne konuşmak istiyorsun onun hakkında, sakin kalacağım bu kez." Ceketini de giydikten sonra yatağının kenarındaki koltuğa oturdu, biraz önceki isabetli benzetme üzerine yaşadığı küçük çaplı kalp krizini kız kardeşinin fark etmediğini tahmin ediyordu, iyi bir oyuncuydu sonuçta.

"Babamla en son ne zaman konuştun?" diye sordu Sophie usulca. Kelimeler ağzından dökülürken bile çekindiğini görebiliyordu Sam. Daha önceleri onu bu kadar korkutacak kadar aşırı tepkiler mi vermişti?

Gözlerini devirmemeye kendini zorlayarak sakince cevap verdi. "Seninle beraber en son ziyaret ettiğimizde..."

Sophie, sessizlik içerisinde, anladığını belirtircesine kafasını salladığında Sam'in kafasındaki şüphe doğrulanmıştı.

"Sen en son ne zaman görüştün onunla, Sophie?" Ses tonunun tehlikeli bir katil gibi çıkmamasına dikkat etti, rol yapması gerekmişti.

"İki gün önce..." Sam'in tepkisini ölçmek için dikkatlice kardeşine bakıyordu.

"Neden bana haber vermedin?" Sam, sinirlerine hâkim olamamıştı kardeşinin de tahmin ettiği gibi.

Rüya GünlükleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin