6

579 70 36
                                    

"ne demek jeno sana sarıldı ve seni teselli etti?"

kaçıncı anlatışı olduğunu saymayı bırakan donghyuck sabırla nefes verdi.

"kaç kere daha anlatmam gerekiyor acaba sarıldı ve teselli etti diyorum." her ne kadar anlatırken utangaç görünse de içten içe hoşuna gidiyordu.

"anlattın ama hiç kendi duygularından bahsetmedin ki." renjun'in dediği şeyle yerinde öylece kalan donghyuck bunu nasıl cevaplayacağını bilemiyordu.

"hangi duyguyu hissettiğimi bilmiyorum." kafası çok karışıktı. uzun zaman sonra renjun dışında ilk defa arkadaşları olmuştu ve ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu.

"yanlış bir şey hissetmekten korkuyorum." diye devam etti. onun için bu tarz şeyler zordu ve üstesinden gelemeyeceğini düşünürdü.

renjun da ne diyeceğini bilememiş, sadece ikisinin bulunduğu sınıf iyice sessizleşmişti. donghyuck duygusuna bir ad veremiyor, verecek olsa da sonunda üzüleceğini düşünüyordu.

belki de kafasını çok yormamalıydı. sonuçta ikisi grup arkadaşıydı muhtemelen yarışma sonunda araya bir yaz girecek ve araları açılacaktı. böyle düşündükçe içini üzüntü kaplamıştı. yeni arkadaşlarına çok alışmıştı ve onlarla beraber olmak istiyordu.

"donghyuck bizi duyuyor musun?" hangi ara sınıflarına geldiğini bilmediği jaemin'in sesiyle kendine gelen donghyuck biraz afallamış ve cevap vermişti.

"üzgünüm çocuklar dalmışım. ne diyordunuz?"

"hafta sonu bendesiniz." her zamanki güleç haliyle söyleyen jaemin'e ne diyeceğini bilemeyen donghyuck, renjun'e döndü.

"bence çok güzel olur. hafta sonları sıkıcı olmaya başlamıştı." başıyla onaylayan donghyuck tekrar jaemin'e döndü.

"güzel o zaman, saatini ve konumu atarım size ama ders başlayacak sanırım gitmem gerek." sınıfın da dolmasıyla jaemin sınıftan çıkmış ikili yine beraber kalmıştı.

"bu kadar düşünüyor musun cidden jeno'yu?" arkadaşı için mutlu olan renjun gülümseyerek sormuştu.

"hayır ne alakası var sadece yanlış bir şey yapmaktan korkuyorum." biraz tedirgin olan donghyuck hızlıca cevap vermiş ve defterini karalamaya başlamıştı.

"ondan hoşlanıyorsun değil mi?" arkadaşının sorduğu soruyla gözleri iyice açılan donghyuck sınıfın da dolmasıyla sesini alçaltarak "hayır, hoşlantı değil sadece iyi birisi."

"ondan hoşlanıyorsun işte." gülümseyen renjun'e ne kadar cevap verip pataklamak istese de o sırada hoca sınıfa girmiş ve ders başlamıştı.

sessiz kalmak zorunda olan donghyuck duyguları konusunda emin olamıyordu ancak bugün renjun'den çok çekeceği vardı.

- ' ✧ ' -

sonunda öğle arası gelmiş, yemek yiyeceklerdi. hızla yemekhaneye gitmiş ve yemeklerini almışlardı. tüm gün jeno'yu göremeyen donghyuck sonunda önlerindeki masada karşılıklı oturan jeno ve mark'ı farketmişti.

bir süre sonra bir önceki gün olduğu gibi yanlarına jaemin gelmiş ve beraber yemeye başlamışlardı. yine tartışmalı bir sohbete giren renjun ve jaemin'i dinlemeyi bırakan donghyuck jeno'yu izlemeye başlamıştı.

alnına düşen siyah saçları ve saç tutamlarının altındaki yuvarlak gözlüğü yüzüne çok yakışmıştı. gülümseyince kaybolan gözleri onu daha eşsiz yapıyordu donghyuck'a göre.

dolce, nohyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin