donghyuck'un gerginlikten ayağını yere vurmasıyla oluşan sese karışan eski saatin rahatsız edici ritmi donghyuck'un daha çok sinirlerinin bozulmasını sağlamıştı. yalnız kaldığı müzik odasında kaşları çatık bir şekilde piyanosunun tuşlarını inceliyor, kendini düşüncelerinden alıkoyamıyordu. soğuk elleri her ne kadar tuşların üzerinde gezse de ezbere bildiği notalara basacak gücü kendinde bulamıyordu.
son iki haftada jeno'yu çok az görmüş, görüşememeleri yetmezmiş gibi çok az konuşmuşlardı. jeno'nun yoğun olduğunun farkındaydı ancak tek kaygısı kendisiyle konuşamaması değil, yaklaşmakta olan sahnelerine yeterince odaklanmadığını düşünmesiydi. beraber saatlerce o eski garajda prova yapmayı, ardından jeno'nun sıcacık kucağına kıvrılıp uyuklamayı özlemişti.
donghyuck, jeno'yu deli gibi özlemişti. onun bu yokluğunu ne kadar anlayışla karşılasa da bu kadar ayrı kalmayı beklememişti. yanında çok değer verdiği arkadaşları olmasına rağmen kendini eksik hissediyor, hiçbir saniye aklından çıkmıyordu. donghyuck, piyano tuşlarına odaklanmış bir şekilde düşünce selini sürdürürken kapının açıldığını farketmemişti.
içeriye oldukça gürültülü bir şekilde girdiğini düşünen jaemin, donghyuck'un bu dalgın hâlini görünce üzülmüş ve bir süre kendisini farketmesini beklemişti. dalgın ve yorgun bakan gözleri piyanonun tuşlarında gezintiye çıkmışken ellerini karnının üzerinde birleştirmişti. arkadaşının bu hâlini görüp bir şey yapamamak yüreğine oldukça otursa da onu mutlu etmek istiyordu.
kendinden emin adımlarla arkadaşının yanına adımlamış ve yanına sınıfın içindeki sandalyelerden birini çekmişti. boğazını temizleyerek yanına oturduğunda donghyuck hafifçe irkilmiş ve oturuşunu dikleştirmişti. jaemin'e kısaca bakıp hafifçe gülümsemiş ardından bakışlarını kaçırmıştı. jaemin, arkadaşının bu hareketine üzülse de bozuntuya vermemiş ve söze girmişti.
"donghyuck, her yerde seni aradık. iyi misin?" donghyuck, kendisine yöneltilen soruyla bitkin bakışlarını jaemin'e yöneltip yutkunmuştu.
"iyiyim, sadece biraz odaklanmaya ihtiyacım vardı." çatallı çıkan sesiyle jaemin dudaklarını büzmüştü.
"donghyuck, kendini zorlamak zorunda değilsin biliyorsun. provalarda ne kadar iyi olduğunu hepimiz biliyoruz bu yüzden kendini yorma." donghyuck, jaemin'in dediklerine karşılık küçük bir tebessüm etmişti.
"grup hakkında asla bir şüphem olmadı jaemin, aksine en başından beri güvenim tam.." donghyuck gözlerini jaemin'den kaçırıp yere kitlemişti.
"sadece jeno için endişeleniyorum. son zamanlarda pek konuşmadık ve sadece benimle değil, grupla da arası açılmış gibi." jaemin, arkadaşının endişesini anlayışla karşılamış ve başını donghyuck'un omzuna yaslamıştı.
"jeno bu grup için oldukça çabaladı donghyuck, en yakından şahit olan sensin. kopukluğun yaşanmaması için elinden geleni yaptığını da biliyorsun." jaemin'in dedikleriyle biraz da olsa içi rahatlayan donghyuck, gözlerini bu sefer ellerine yöneltmişti.
"sanırım haklısın ama onunla konuşamadığım her dakika kendimi eksik hissediyorum. sanki aramızda kocaman engeller varmış gibi." jaemin duyduklarıyla başını kaldırmış ve dudaklarını büzmüştü.
"yarışmaya kısa bir süre kaldı ondan sonra önümüzde kocaman bir tatil var, yarışmadan güzel bir sonuç alırsak tatilimiz beraber daha da güzelleşecek bunları düşün donghyuck." donghyuck yanındaki arkadaşını parlak gözleriyle dinlerken jaemin sözlerine devam etmişti.
"hem jeno'nun doğum gününde gittiğimiz kampı bir hatırla yine orada beraber günlerce eğlenebilir ve son aylarda yaşadığımız stresimizi atabiliriz." jaemin bu sefer gözlerini donghyuck'tan kaçırarak heyecanlı konuşmasını sürdürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolce, nohyuck
Fanfiction"gözlüklü!" "..." "arkadaşım senden hoşla-" 「lee jeno 🖇 lee donghyuck started-010220 finished- for ☁️ @mybaechan 」