şu sıralar sadece dersleri ve grubu yüzünden iyice kafası meşgul olan donghyuck, sırasında uzun zamandır okumak istediği mangasını büyük bir keyifle okuyordu.
hayatı şu iki haftada garip bir şekilde ilerlemiş, yeni insanlar tanımıştı. yeni arkadaşlarını çok sevmişti. kısa zamanda birlik olabilmişlerdi. özellikle üst sınıflardaki jimin denilen çocuğun rahatsız edici hareketlerine karşı birlikte cevap verebiliyor, küçük bir rekabet başlatıyordu.
ancak siyah saçlı ve gözlüklü çocuk hakkındaki düşünceleri hâlâ net değildi.
gruptaki diğer arkadaşları gibi değildi o, bilemediği bir his onu kendisine çekiyor, sürekli düşünmesine sebebiyet veriyordu. üstelik aralarında belli bir muhabbet geçmemesine rağmen onu görmek kendisine yetiyordu.
en sonunda zilin çalmasıyla mangasına sırasının altına atmış ve ders kitaplarını çıkarmıştı. çok geçmeden sınıfa giren renjun bıkkınlıkla sıra arkadaşının yanına oturmuştu.
"kulüp ile ilgili mi?" umutsuzca sorusunu yönelten donghyuck'a renjun kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"turnuvalar başlayacak ama ne yazık ki grupları daha belirleyemedim." üzüntüsü her halinden belli olan renjun kitaplarını sıranın üzerine koymuştu.
"içini rahat tut daha vakit varmış hem, beraber hallederiz." donghyuck'un dediklerine renjun gülümsemiş ve ardından ders başlamıştı.
donghyuck, hayatının önemli bölümlerinde ona destek çıkan arkadaşını çok seviyordu ve aynı şekilde o da yardım etmeye hazırdı. her şekilde birbirlerine destek oluşu, verdikleri kararlarda birbirlerini desteklemeleri içten içe çok hoşuna gidiyordu.
- ' ✧ ' -
renjun ile tüm gün grupları ayarlamaya çalışan donghyuck derslerin de verdiği etkiyle çok yorulmuş ve eve gitmek istiyordu. bugün provaları yoktu ve rahat davranabilirdi.
en sonunda çıkış saati geldiğinde renjun kulübün olduğu sınıfa yönelmiş ve donghyuck'a teşekkür edip ona veda etmişti. gülümseyerek ona karşılık veren donghyuck ise kulaklıklarını kulağına geçirip bahçeye inmeye başlamıştı.
çıkış kapısına yöneldiğinde biraz duraksayıp az önce takmış olduğu kulaklığı çıkarı ve adımlarını tekrar okula yöneltti. kimse yokken daha iyi çalışabileceğini düşünerek adımlarını müzik odasına yöneltmişti.
katta kimsenin olmaması onu rahatlatmış ve kolayca içeriye girmişti. ceketini ve çantasını yere bırakıp son iki haftadır neredeyse her gün gördüğü piyanonun başına yine geçmişti.
ne çalması gerektiğini bilmiyordu sadece kendisini rahatlatmak ve yorgunluğunu atmak istiyordu. çok düşünmeden zarif parmaklarını üzerinde olması gereken tuşlara yerleştirdi ve aklındaki melodiyi çakmaya başladı.
uzun zamandır aklındaki bir parçaydı bu. annesiyle çıktığı gezilerde arabanın radyosunda çalıyor, tüm gün melodisi aklından çıkmıyordu. sonunda çalma fırsatı bulmuştu.
kendini iyice kaptıran donghyuck, bir parçadan başka bir parçaya atlıyor, kendini iyice rahatlatmak istiyordu. zarif parmakları tuşları adeta keşfe çıkarken yumuşak pembe dudakları yukarıya kıvrılıyordu.
en sonunda çalmayı bitirdiğinde kendi kendine gülümsüyordu ve sırada hangi parçayı çalması gerektiğini düşünüyordu. bu sırada ne kadardır müzik oldasında piyano başında olduğunu bilmiyordu. haliyle de bahçede olan kargaşayı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolce, nohyuck
Fanfiction"gözlüklü!" "..." "arkadaşım senden hoşla-" 「lee jeno 🖇 lee donghyuck started-010220 finished- for ☁️ @mybaechan 」