48.

301 42 27
                                    

Evet, güzel bir bölüm ile karşınızdayım. Bu bölümde değişik gelişmeler var ve nihayet Poyraz bey ErguNazlı çiftçimizi baş başa bıraktı 🥰
Biraz daha ailemle beraber evde kalırsam delirebilirim. Çok sıkıldım bazı şeylerden. Korona falan olsam demiyor değilim yani 🤯
Keyifli okumalar diliyorum, bölüm sınırımız aşağıda yazıyor! :)
⭐⭐
-1 ay sonra -
Poyraz'ı emzirdikten sonra yavaşça yatağına bırakıp bir süre uyuyan oğlumu izledikten sonra odadan çıktım ve salona geldim. Hatice anne ve annem eşyalarını topluyorlardı.
1 aydır yemiyor içmiyor hatta ve hatta uyumuyor Poyraz ve benimle ilgileniyorlardı ve yorgun oldukları her hallerinden belliydi. Ne yapsam emeklerini ödeyemezdim fakat güzel bir dille artık oğlumla ve ev işleriyle kendim baş edebileceğimi söylediğimde bana hak vermişlerdi.
1 aydır Ergun ile de doğru düzgün yalnız kalamıyorduk ve  Ergun pek dile getirmese de bu durumdan rahatsız olduğu belliydi. İki anne de bunu anlamış olacaklar ki oturup konuşmuş ve kendi evlerine çekilmeye karar vermişlerdi. Benim doğum yaralarım da iyileşmişti o yüzden akıllarında bir soru işareti de kalmamıştı.
'Kızım biz çıkıyoruz. Dolapta yemek var dünden kalan biliyorsun zaten. Ama bak çok acil bir şey olursa Hatice hanım ya da ben hiç fark etmez ikimizden birini arayıp çağırıyorsun tamam mı?'
Annemi rahatlatmak için gülüp elini sıktığımda konuştum.
'Merak etme anne, çağırıcam o zaman, söz.'
Hatice anne de gülerek konuştu.
'Ama özletmeyin torunumu. Hafta sonları iki aileye de muhakkak getirin. Biz çok özleriz valla.'
Annem de Hatice anneyi başıyla onaylayarak konuştu.
'Evet, baban şimdiden aslan torunum nerede diye sormaya başladı bile. Gündüzleri de sıkılırsan gel tamam mı kızım?'
Başımla onaylandıktan sonra iki annenin de ellerini öpüp konuştum.
'Herşey için teşekkür ederim. İyiki varsınız, emeklerinizi haklarınızı asla ödeyemem. Sizi çok seviyorum.'
İki annenin de gözleri dolduğunda Hatice anne gülerek omzuma hafifçe vurdu ve konuştu.
'Deli kız, biz sizler için varız. Aile demek her zaman beraber hareket etmek demek. Biz kocaman bir aile olduk. Sen bize en büyük hediyeyi, torunumu verdin. Daha ne olsun.'
Kıkırdadığımda annem, Hatice anneye dönüp konuştu.
'Hatice hanım madem biz bir aileyiz, aradaki şu hanım'ları çıkaralım diyorum. Hem yıllardan beridir tanıyoruz birbirimizi. Fehmi ve Hasan bey çoktan çıkarmış beyleri.'
Hatice anne tebessüm ederek konuştu..
'Ay Rukiye'ciğim valla bende öyle düşünüyorum. Hem biz ikimiz güzel de arkadaş olduk bak bu sayede. İyi de anlaştık..'
İki anne de çantasını aldıktan sonra kapıya gidip ayakkabılarını giydiler ve benimle vedalaştıktan sonra kol kola girip kapıdan çıktılar. Onların bu tonton hallerine güldükten sonra kapıyı kapattım ve mutfağa gidip buzdolabını açtım. Dünden kalan çorba ve makarna vardı. Bu iki yemeğin yanına Ergun'un çok sevdiği köfte ve patates ikilisini yapabilirdim.
Bugün 1 ay sonra yalnız kaldığımız ilk akşam olacaktı bu yüzden özenmek istemiştim. Köfte ve patatesi hallettikten sonra Poyraz'ın ağlama sesiyle odasına gittim ve Poyraz'ı emzirdikten sonra Poyraz tekrar uyumuştu. Bunu fırsat bilerek hızlıca yatak odasına gidip güzel bir elbise giydikten sonra sade bir makyaj yaptım. 1 aydır neredeyse her gün ya eşofman, ya pijama ya da gecelikleydim.
Mutfağa geri döndüğümde sofrayı hazırladım ve salonda beklemeye başladım. Ergun birazdan gelirdi. Yaklaşık bir aydır hava kararmadan geliyordu.
Anahtar ile kapının açılma sesini duyduğumda kapıya doğru ilerledim ve kapı açıldığında Ergun ile göz göze geldik.
'Nazlı canım, bu ne şıklık böyle? Düğün falan mı var?'
Ergun'un odunluğuna karşı gözlerimi devirip annelerin yokluğunu idrak etmesini beklemeye başladım.
'Annemler nerede? Alışverişe falan mı çıktılar? Beni bekleselerdi ya.'
Ergun'a bakıp konuşmaya başladım.
'Yok alışverişe falan gitmediler. Evlerine gittiler.'
Ergun ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığa koyduktan sonra bana dönüp konuştu.
'Neden? Ne oldu ki?'
Ergun'un koluna girip konuşmaya başladım.
'Çünkü onlarla konuştum. Artık iyileştiğimi, Poyraz ile tek başıma ilgilenebileceğimi ve kocamla yalnız kalmak istediğimi söyledim.'
Ergun bana bakıp gülümserken burnumu sıkıp konuştu.
'Hadi oradan, sen utanıp söyleyememişsindir bunları.'
Kıkırdadıktan sonra Ergun'un elini burnumdan çekip konuştum.
'Sonuncuyu söyleyemedim tabii ki nasıl söyleyeyim? Ayıp olurdu. Ama sanırım onlar anladı.'
Ergun gülümseyip yanağımı öptükten sonra konuştu.
'Yoksa bir iyilik yapıp Poyraz'ı da mı aldılar? '
Ergun'un koluna vurup konuştum.
'Ya bu kadar mı bıktın oğlumdan?!'
'Bıkmadım Nazlı canım hiç bıkar mıyım? Fakat küçük beyefendi annesini paylaşamıyor.'
Ergun'a bakıp güldüğümde Ergun koklayarak konuştu.
'Nazlı canım enfes kokular geliyor mutfaktan.'
Ergun'un elinden tutup mutfağa sürükleyip mutfağa girdik ve masaya geçtik. Yemekleri koyduğumda Ergun yemeye başlamıştı bile.
Ona bakıp aşkla gülümsediğimde Ergun ile göz göze geldik ve o da bana aşkla bakmaya başladı. Gülümseyip konuşmaya başladım.
'Eee neler yaptın bugün hayatım?'
Ergun ağzına bir lokma alıp çatalını bıraktı ve konuşmaya başladı.
'Ben de seninle konuşacaktım sorduğun iyi oldu hayatım. Bugün bir iş teklifi aldım.'
Şaşırıp konuştum.
'İş teklifi mi? Nasıl?'
'Adamın biri geldi bugün. Dükkanı güzel işlettiğimi falan gözlemlemiş, çok zengin olacağımdan falan bahsetti eğer bu işi seçersem.'
'Ne işiymiş ki bu?'
'Müteahhitlik işi. İşte inşaatı baştan sona organize edeceğim falan. Aklıma da yatmadı değil aslında. Poyraz yakında büyüyecek. Masraflarımız da artacak hali ile.. Bence bizim için güzel bir fırsat olabilir bu.'
Biraz düşündükten sonra konuştum.
'Dükkan ne olacak peki?'
'Dükkanı işletmeye devam edeceğim. Sadece dükkanın başında Mehmet Ali olacak. Arada ben de gideceğim. İki iş yapmış olacağım yani. Mehmet Ali yıllardır benimle çalışıyor. Kendini de geliştirdi. Öyle hırsızlığı, uğursuzluğu da yok kendi işinde gücünde.. İşletebilir diye düşünüyorum. '
Ergun'a dönüp gülümsedim ve konuştum.
'Sen kendini nasıl mutlu hissediyorsan onu yap. Ama kendini de yorma lütfen. Bizim sana ihtiyacımız var. Paraya pula değil. Bizim babamıza ihtiyacımız var. Ayrıca adam ne kadar güvenli bilemiyorum, lütfen dikkatli ol hayatım.'
Uzanıp Ergun'un elini tuttuğumda Ergun elimi alıp öptü ve konuştu.
' Merak etme Nazlı canım. Hissediyorum, bu sefer herşey güzel olacak. '
Birbirimize gülümseyip yemeğimize kaldığımız yerden devam ettik.
Yemek faslı bitince bulaşıkları beraber yıkayıp çay koyduk ve beraber koltukta oturup birbirimize sarılırken Poyraz'ın ağlama sesi duyuldu. Ergun gülerek konuştu.
'Hah, sana yaklaştım ya hemen ağlasın eşek sıpası.'
Gülerek omzuna vurup ayağa kalktım.
'Günahını alma oğlumun, şu ana kadar hiç uyanmadı.'
Gülerek oğlumun odasına girip Poyraz'ı kucağıma alıp konuştum.
'Oğlum, sen baban bana sarılınca hissedip hemen ağladın mı anneciğim? Ama böyle olmaz ki, ben ikinize de yeterim ki..'
Kucağımda oğlum ile salona geri döndüğümde Ergun kucağından alıp konuşmaya başladı.
'Aslan parçam benim. Babacığım sen bir büyü, bir evlen bak o zaman her akşam sizin eve gelmiyor muyum ben.'
Gülerek konuştum.
'İlahi Ergun, hadi bizim oğlumuzdan intikam alıyorsun diyelim, gelinin ne suçu var?'
Ergun kahkaha attı ve Poyraz'a dönerek konuştu.
'Oğlum böyle gelinini savunduğuna bakma, annen çok fena bir kayınvalide olacak.'
Ergun'a sertçe vurduğumda inledi.
'Ah Nazlı canım!'
'Gel anneciğim sen. Benden iyi kayınvalide mi olurmuş? Ben oğlum hangi kıza aşık olursa olsun ona saygı duyacağım ve hem oğlumu hem de gelinimi seveceğim.'
Ergun beni yanağımdan öptüğünde Poyraz bağırmaya başlamıştı.
'Nazlı canım şaka yaptım. Sen hem çok iyi bir eş, çok iyi bir anne aynı zamanda çok iyi bir kayınvalide olacaksın. Ayrıca çok güzelsin..'
Ergun yaklaşmaya başladığında Poyraz husursuzlanmaya başladı. Ergun'a dönüp gülümsedim ve konuştum.
'Ben Poyraz'ı emzirip uyutup geliyorum hayatım. '
Ergun göz kırpıp konuştu.
'Bekliyorum hayatım..'
Poyraz ile beraber Poyraz'ın odasına gittiğimizde oğlumu bir güzel emzirdikten sonra Poyraz daha fazla direnemedi ve uykuya daldı. Yavaşça onu yatağına yatırdığımda Ergun arkadan gelip belime sarıldı ve beraber oğlumuzun uyuyuşunu izledik bir süre. Daha sonra ellerimizi birbirine kenetleyip yatak odasına doğru ilerledik. Ergun bana dönüp muzipçe konuştu.
'Çok uykum geldi Nazlı canım.'
'Ee çay demlemiştik?'
Ergun bana dönüp saçlarıma dokunduğunda gözlerimi kapatıp gülümsedim.
'Bence çayı bu akşam boşverelim. Erkenden uyuyalım.'
Ergun gülümsediğinde ben de gülümsedim ve konuştum.
'Olur hayatım.'
Ergun giderek bana yaklaştığında ben de ona yaklaştım ve beni öpmesine izin verdim. Ergun daha sonra ışıkları kapattı ve erkenden uykuya daldık. :')
⭐⭐
SINIR +25 oy ve yorum :]

Herşey Bitmedi BitemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin