60

231 22 60
                                    

MERHABA! ARKADAŞLAR BÖLÜM SINIRINI DÜN GECE AŞTIK AMA TÜM GÜN SİZE UZUN BİR BÖLÜM YAZMAK İÇİN UĞRAŞTIM VE BAŞARDIM DA SANIRIM.
UMARİM ÇOK BEĞENİRSİNİZ..
TWİTTER'DAN TAKİP EDİN; @ERGUNPLAKEDİTS HİKAYE İLE İLGİLİ TÜM HABERLER VE GELİŞMELER ORADA OLACAK.
SİZİ ÇOK SEVİYORUM ❤️
BÖLÜM ŞARKIMIZI KESİNLİKLE AÇIP ÖYLE OKUYUN. BÖLÜM ŞARKIMIZ/ MUSTAFA CECELİ - EKSİK 💔
KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM! 💕🧿
⭐⭐
Sabah gözlerimi araladığımda Nazlı'nın kolunu belime sarılmış olarak bulmuştum. Ve gariptir ki ben de ona sarılmıştım. Yüzlerimiz de çok yakındı.
İrkilmiştim ama geri de çekilmemiştim. Çünkü sabaha karşı 4 gibi yatmıştı. Ben de onunla beraber en sonunda uyumuştum. Tabi o beni uyudum sanıyordu.
Nazlı'nın yüzüne düşen kıvırcık saçlarını elimle arkaya atarak ona uzunca baktım. Çok garipti onu zerre hatırlamıyordum ama ona bakınca heyecanlanıyordum. Onunla ellerimiz birbirine temas edince resmen delikanlı gibi heyecanlanıyordum.
Nazlı kıpırdanmaya başlayınca uyanmak üzere olduğunu
anladım ve gözlerimi kapatıp uyuyormuşum gibi davrandım. Gözlerimi aralayıp baktığımda Nazlı uyanmış o da tıpkı benim gibi birbirimize sarılmamızı ve yüzlerimizin yakınlığını sorguluyordu. Gözleri ise ağlamaktan şişmişti. Onun için üzülüyordum. Onun ağladığını bilmek gariptir ki kalbimi ağrıtıyordu. Gözlerini ovuşturarak bana baktı ve yüzümü incelemeye başladı tıpkı o uyuyorken benim incelediğim gibi...
Eli tereddütsüzce yanağıma gitti ve sakallarımla oynamaya başladı. Başka birisi olsa bundan hiç hoşlanmazdım ve elini sertçe çekerdim ama yine gariptir ki ona bir şey yapmıyordum. Gözleriyle beni seviyordu. Bunu hissediyordum. Beni sevmeye çekiniyordu ve korkuyordu.
Araladığım gözlerimle ona fark ettirmeden onu inceledim. Ben bu kadınla evlenmiştim. Nasıl olmuştu? Ben bu kadına nasıl aşık olmuştum? Evlendiysem eğer gerçekten çok seviyordum onu. Ki dün de kendisi bunu söylemişti. Biz birbirimizi çok sevmiştik.
Aklıma nikah fotoğrafı geldiğinde bu kadına dünyanın en güzel kadınıymışçasına hayran ve aşık bakıyordum.
Hastanede Nazlı yaşadıklarımızı özetlemişti. Abisiyle çok yakın arkadaş olduğumu ama onu çok sevdiğimi, abisinden gizli gizli dükkanda flört ettiğimizi, abisi öğrendiğinde beni Almanya'dan tutup getirişimizi, nişanımızı ve evlendiğimiz günü.. Hatta boşanıp tekrar evlendiğimizi...
Bu nasıl bir aşktı ki böyle şeyler yaşamıştık? Boşanıp nasıl tekrar geri evlendiğimizi anlamlandıramamıştım. Sanırım ben çok aşıktım bu kadına.
Aklıma dün gece koştura koştura Poyraz'ın odasına gelip bana korkuyla bakışı geldiğinde ister istemez kaşlarımı çatmıştım ve kolumu belinden çektim. Hafızamı kaybedip hiçbir şeyi hatırlamıyor olabilirdim ama ben hiç bir çocuğa zarar vermezdim. Hem de o benim oğlumsa...
Nazlı uyandığımı düşünüp ellerini yanağımdan çekip gözlerini kapatmıştı. O da bana uyuma numarası yapıyordu. Gözleri kapalıyken tebessüm ettim. Biz birbirimize biraz benziyorduk. Ama yine de ona kızgınlığım geçmemişti.
Esneyerek gözümü açtığımda yeni uyanıyormuş gibi davrandım. Gözlerimi tamamen açtığımda Nazlı'nın gözleri kıpırdıyordu. Numara yapmayı beceremiyordu. Saflığına gülümsedim ve yüzümü toparlayıp doğruldum. Poyraz ağlamaya başladığında Nazlı'nın kolunu dürttüm.
'Nazlı, Nazlı uyan.' Nazlı da benim gibi numara yaparak yeni uyanmış gibi davranırken bana baktı.
'Günaydın.'
'Günaydın.' Poyraz ağlamaya devam ederken Nazlı gözlerini ovuşturarak doğruldu ve bana bakarak konuştu.
'Ben bir banyoya gidip elimi yüzümü yıkayayım. Çayı koyayım. Sen de Poyraz'ı alır mısın? ' Nazlı alışmam için bilerek yapıyordu.
' Poyraz'ı ben mi emzireceğim? ' Nazlı güldü.
' Hayır tabii ki, biraz onunla vakit geçir istemiştim. İstemiyorsan ben alırım sorun değil. '
'Tamam, alırım ben. Sen elini yüzünü yıka.' Nazlı başıyla onaylayıp yataktan kalktığında bende peşinden kalktım. Elimi yüzümü hemen yıkayıp kuruladım ve Poyraz'ın odasına gittim. Poyraz sakinleşmiş, dönencesindeki oyuncaklara bakıyordu. Dönencede bile müzik temaları vardı..
Poyraz'ı yavaşça kucağıma aldığımda gülümsemişti. Ona bakarak konuştum.
'Bu kadar tatlı olma böyle.' Poyraz şaşkınca bana baktığında konuştum.
'Bakma öyle işte. Hatırlamıyorum seni. Kendimi birden baba olmuş gibi hissediyorum.' Poyraz değişik ses çıkardığında konuştum.
'Annen çok korkuyor sana zarar vereceğim diye. Ama sen korkma. Ben hiçbir çocuğa zarar vermem. Hele sen benim gerçekten oğlumsan sana neden zarar vereyim ki?' Poyraz'da annesi gibi sakallarımla oynadığında konuştum..
'Siz anne oğul sakallarıma bayılıyorsunuz herhalde. Annen de onlarla oynamayı seviyor. Ama ben bundan hoşlanmadım. Bugün tıraş olayım en iyisi..' Poyraz ile odadan çıktık. Mutfağa baktığımda Nazlı çay koyuyordu. Bize döndüğünde oğluna gülümsedi ve konuştu.
'Günaydın anneciğim!' Poyraz kıkırdarken Nazlı da onunla kıkırdadı. Poyraz sanırım anneciydi. Nazlı'nın gözleri bana kaydığında tebessüm etti.
'Poyraz sakince duruyorken kahvaltıyı hazırlayayım ben olur mu?'
'Olur. Biz içerideyiz.'
'Tamam.' Nazlı Poyraz ile ilişkime umut dolu gözlerle bakmıştı. Poyraz ile birlikte koltuğa oturup onu ve evi incelemeye devam ettim. Poyraz da benimle birlikte inceliyordu.
'Kendimi senden farksız görmüyorum. Sanki 10 aylık bebeğim de etrafa böyle saf saf bakıyormuşum gibi... Senin için kolay bu ama benim için öyle zor ki..'
Nazlı yanımıza gelip konuştu.
'Kahvaltı hazır, hadi gel bir şeyler ye. İlaçlarını geciktirmeyelim.' Nazlı'yı başımla onaylayıp Poyraz ile beraber ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Mutfak masasına oturduğumuzda Nazlı yumurtayı gösterdi.
'Sen kayısı kıvamında seversin. Bu yumurtayı öyle haşladım.'
'Teşekkür ederim.' Nazlı Poyraz'ı kucağından aldı. Mama sandalyesine oturttu.
Kahvaltımızı sessiz sedasız ederken Nazlı'ya döndüm.
'Ben kahvaltıdan sonra tıraş olacağım.' Nazlı düşünceli bir şekilde baktıktan sonra konuştu.
'Nereden çıktı bu şimdi?' içimden Nazlı'nın bu haline gülümsedim.
'Rahatsız oldum yatarken falan. O yüzden.' Nazlı kırgınca bana baktığında merak ederek sordum.
'Noldu?'
'Hiç, hiç bir şey olmadı.'
'Yoksa sen sakal mı seviyorsun?'
'Yok, sevmiyorum. Sen ben sevmiyorum diye her sabah üşenmeden tıraş olurdun. O günleri hatırladım işte. Neyse ben masayı kaldırayım.'  Nazlı iç çekip tabakları kaldırmaya başlayınca ne yapacağımı bilemeyerek Poyraz'a baktım. 'Ne yaptın sen, kırdın kalbini.' dermiş gibi bakınca omuz silktim. Bu süreç Nazlı için ne kadar zorsa benim için ayrı bir zordu. Elimden gelen bir şey yoktu.
Masadan kalkıp konuştum.
'Ben duştayım. Birşey olursa seslen.'
'İlaçların?'
'Çıkınca içerim ben.' Nazlı başını onaylarcasına salladı ve tabakları kaldırmaya devam etti.
Banyoya girip tıraş olmuştum. Etrafı temizledikten sonra yüzümü yıkadım ve yanaklarıma baktım. Şimdi gerçekten de iyi olmuştu.
Bir an hafızamda bir sahne belirdiğinde aynada kendime baktım..
..
'Ergun sen tıraş mı olmadın bugün?'
Elimle yanağımı yokladıktan sonra konuştum.
'Sadece bugün olmadım. Yoksa her sabah oluyorum. Sadece bugün olmadım. Biraz çıkmış evet.'
'Hmm, anladım.' Nazlı gözleriyle dükkanı süzerken konuştum.
'Yakışmamış mı?'
'Yoo, iyi olmuş.' bunu söylerken dükkanı incelemeye devam ediyordu.
'Yoksa sen sakal mı sevmiyorsun?'  Nazlı dayanamayarak konuştu.
'Ya Ergun'cum evet aslında çok sevmiyorum ben çok yakıştırmıyorum erkeklere sakalı.'
'Zaten bende bugünlük yani. Yoksa her sabah olurum tıraş... Bir dakika ya ben sakalımı uzatmaya karar verdim.'
'Ne?'
'Sen sizinkilere bizi söyleyene kadar ben sakalımı uzatacağım özlüceğim.'
'Ya Ergun! Saçmalama!'
'Saçmaladım bile. Sen ne zaman sizinkilere bizi söylersin ben anca öyle tıraş olurum.'
'Ya Ergun diyorum!'
'Basri abi gibi olacağım. Sakallarım iyice uzuyacak. Gözlerim ağırlaşacak. Sakallarıma ak düşecek iyice. Gelecekten garip haberler vereceğim.' Nazlı onaylamaz tavırla bakarken konuştu.
'Aman iyi, uzat.'
'Uzatacağım zaten.'
'Ben gidiyorum, gidiyorum!' Nazlı saçını tripli tripli savurup dükkandan çıktığında konuştum.
'Benim adım Ergun plak değilse ben de sizinkilere açıklamanı sağlarım Nazlı canım. Basri abi gibi de olmam heralde ya..' dükkanda kendi kendime düşünmeye devam ettim..
..
Banyonun kapısı çaldığında gözlerimi açıp kapatarak kendime geldim. Nazlı'nın sesi geliyordu.
' Ergun iyi misin? Sesin gelmiyor. Korkmaya başladım bak. Müsait misin? ' daha fazla endişelenmesine izin vermeyerek banyonun kapısını açtığımda Nazlı korkarak bana bakıyordu.
'İyi misin? '
'İyiyim merak etme. Dalmışım öyle. ' Nazlı derin bir nefes verdiğinde havluyla yüzümü kuruladım ve konuştum.
'Nazlı ben dışarıya çıkacağım biraz.' yatak odasına doğru gittiğimde Nazlı da peşimden gelmişti.
'Nereye gideceksin ki? Yeni hastaneden çıktın. Kendini fazla yormasan mı?'
'Dolaşmak istiyorum biraz. Sıkıldım evde. İzin verir misin giyineceğim?'
Nazlı onaylarcasına başını sallarığında odadan çıktı. Üzerime mor gömlek ve mor pantolon giydikten sonra saçımı biraz tarayıp parfüm sıktım ve odanın kapısını açtığımda Nazlı beni bekliyordu. Tek kaşım istemsizce yukarı kalkarken Nazlı konuşmaya başladı.
'Diyorum ki acaba bende mi gelsem seninle?' gözlerimi devirmeme engel olamamıştım.
'Nazlı benim için endişelenmene gerek yok. Tamam? Ben sadece hafızamı kaybettim ve kolumu kırdım. Felçli değilim yani.'
'Ben sana öylesin demedim ki. Sadece ben de seninle gelmek istedim.'
'Kahveye gideceğim Nazlı. Erkekler arasında sen ne yapacaksın sorabilir miyim?'
'Bari Poyraz gelse seninle. Kaç gündür evde canı çok sıkılmıştır. Parka falan götürürsün. Yada sana zorluk olursa ben de geleyim işte-' omuzlarından onu tutarak konuştum.
'Bak benim için endişeleniyorsun anlıyorum ama yalnız kalmaya gerçekten ihtiyacım var. Her dakika seninle olamam. Biraz yalnız kalıp düşünmek istiyorum Nazlı. Bu süreç beni zorladığı kadar seni de zorluyor biliyorum. Ama beni biraz yalnız bırakmalısın. Beni de anlamalısın. '
'Ergun bari abim gelse seninle?'
'Nazlı!'
'Tamam, tamam o zaman. Peki ne zaman gelirsin?'
'Bilmiyorum.'
'Tamam o zaman. Sen git bir dolaş kafanı dinle ama çok geç kalma tamam mı? Merak ederim yoksa seni.' başımla onaylayıp ayakkabılarımı giydiğimde kapıyı açtım. Nazlı bana seslendi.
'Ergun?' derin bir nefes verdim.
'Efendim Nazlı? Ne oldu?'
'Herşeyi unut ama bunu unutma. Oğlum ile ben seni çok seviyoruz. Daima senin yanında olacağız.. Sen istemesen de...'  iç çektim ve kapıyı açıp kendimi dışarıya attım...
...
Ergun'un arkasından yere çöküp ağlamaya başladım. Poyraz yürütecinde şaşkınlıkla beni izliyordu.
Günlerdir içimde tuttuğum gözyaşları serbest bıraktım ve doyasıya ağladım. Canım çok yanıyordu. Her geçen gün biraz daha kırılıyordu umudum. Üstelik ona bu konuda kızamamak da çok zordu. Zil çaldığında gözlerimi telaşlı telaşlı silip belki o gelmiştir ümidiyle hızlıca yerimden kalktım ve kapıyı açtım. Karşımda Aylin ve Gülden'i görünce iç çekerek ikisine de sarıldım ve ağlamaya devam ettim. Gülden ve Aylin saçımı okşadığında Gülden kolumu tutarak beni çekti.
'Nazlı.. Güçlü olmalısın arkadaşım... Bak Poyraz çok korkuyor seni böyle görünce.'
'Nasıl güçlü olayım Gülden? O gülen gözlerle bana bakan, şarkılar şiirler söyleyen, oğlunu doyasıya öpen, her sabah beni öperek uyandıran adam gitti yerine bambaşka biri geldi. Bu beni çok kırıyor. Beni unutması değil, bana çok uzak olması... Oğluna bile uzak olması kırıyor beni Gülden.. '
Gülden ve Aylin içeriye geçtiğinde Gülden Aylin ile ikimizi koltuğa oturttu ve konuştu.
'Ben şimdi bir kahve yapacağım geleceğim size. Siz burada beni bekleyin tamam mı? Konuşuruz öyle.'
Başımla onu onayladığımda Aylin karnını tutarak bana destek oldu. Artık onun da son aylarıydı...
'Bizi de mi hatırlamıyor?'
'Sanmıyorum hatırlayacağını Aylin. Abimi, Gülden'i, beni, annemi ve babamı, Çağatay ve Şahin'i de hatırlamıyor. Sadece kendi annesini babasını hatırlıyor. Kuzenlerini hatırlıyor işte. Mehmet Ali varya çırağı, onu bile hatırlamadı. Dükkanını da öyle...' Aylin şaşırarak konuştu.
' Allah Allah. Peki doktor ne diyor bu duruma? '
'Bu tür şeylerde normalmiş olması böyle şeylerin. Sadece bıkmadan usanmadan hatırlatmaya çalışacağız.. Rüyamda ben uyurken benim saçımla oynayışını gördüm biliyor musun? O kadar gerçekçiydi ki... Bir ara saçımda hissettim elini.. Çok özledim onu. Ben aslında ona gerçekten doymamışım bunu anladım.. ' tekrar gözlerim dolduğunda Gülden tepsiyi koyarak konuştu.
'Aaa, ağlama bakayım. Tamam üzülüyorsun ama herşey senin elinde arkadaşım.'
'Nasıl benim elimde Gülden?'
'Ya sen bu adamın seni hatırlamasını istemiyor musun? Bu adam sana nazınla, işvenle, cilvenle aşık olmadı mı kızım? Bunları yaparken de bir taraftan utanışına... Yıllardır tanıyorum Ergun'u ben. Tekrar öyle yapacağız.'
'Ne yapacağız?'
'Kocana işve cilve yapacaksın Nazlı!' Aylin ile Gülden gülerken ben de utanarak Gülden'e yastık attım.
'Ben de oturmuş senden akıl alıyorum. Saçmalama Gülden ya. Ne yapacağım üstüne mi atlayacağım?!'
'Gerekirse evet! Ya kızım bu adam senin kocan değil mi? Hem ben demiyorum ki hemen geldiğinde üstüne atla diye. Biraz süsleneceksin, bakımlı olacaksın. Sürekli güleceksin. Ergun senin gülüşüne hastaydı.. O hayat dolu kadını tekrar sunacaksın kocana.' omuz silktim.
'Gülden ellerimiz değdiğinde bile irkiliyor Ergun. Gerçekten böyle etkileyeceğimi düşünmüyorsun onu değil mi?'
'Neden irkiliyor düşündün mü? Neden senden kaçıyor? Çünkü onun bilinç altında sana olan sevgisi hala var.. Sadece uykuya dalmış. Sen o sevgiyi dürtüp uyandıracaksın hepsi bu. Akşam geldiğinde çok da üstüne gelme. Nereye gittin, ne yaptın diye sorma. Hemen sıkılır. Hiç bir şey yokmuş gibi herşey normalmiş gibi davran. Azıcık oyna be kızım. ' Aylin de Gülden'i onaylayarak başını salladığında Gülden konuşmaya devam etti.
'Eh iyi sen bilirsin. Yapmazsan yapma. Sürekli ağla böyle onun önünde de. Sıkılsın senden. Sürekli gezip durur zaten, bulur birini hooop kaparlar senin kocanı haberin olsun.' kızgın bakışlarla Gülden'e bakarken Gülden konuştu.
'Hiç öyle yapma. Bal gibi de kaparlar.. Ne olduğunu anlamazsın.' Aylin onu destekleyerek konuştu.
'Evet Nazlı. Gülden haklı. Sen sadece eskisi gibi olacaksın ve doğal davranacaksın. Sadece biraz süsleneceksin hepsi bu. Ergun da sana baştan aşık olacak. Zaten öyle de emin değil Gülden'in dediği gibi. Onu da anlamaya çalışalım. Birden uyandı, hiç bir şey hatırlamıyor. Kendini sadece anne ve babasıyla düşünüyor. Daha sonra seni görünce bir karısı olduğu hatta yetmedi bir oğlu olduğunu öğreniyor. Sende olsan sen de şaşırır ve korkarsın. ' başımla onu onayladığımda kahveden içtim. Gülden de kahvesini bitirdiğinde kolumdan tutarak beni kaldırdı.
' Gülden nereye gidiyorsun? '
' Kıyafet bakacağız sana. '
' Ama Poyraz? '
' Yatak odasındayız Nazlı. Senin bana başını sakladığını ve bunu kendin yapamayacağını biliyorum. O yüzden seni ben süsleyeceğim. Hem Aylin var. Alıştırma yapar Poyraz ile.'  Gülden ile yatak odasına girdiğimizde beni yatağa oturtarak dolabı açtı ve bakmaya başladı. Bir kaç tane elbise denedikten sonra elbiseyi seçtik. Sıra saçım ve makyajıma geldiğinde Gülden beni güzelce hazırladı ve bir güzel de makyajımı yaptı. Beraber salona geri döndüğümüzde Aylin'in kucağındaki oğlum bana gülümsedi.
'Nazlı çok güzel olmuşsun canım benim..' Aylin bana gülümsediğinde ona bakarak gülümsedim.
'Olmuş mu cidden?'
'Oldu bence.' Gülden bana dönerek konuştu.
'Mükellef bir sofra da hazırlarsın. Şöyle ortada mumlar, güller falan..'
'Gülden fazla olmaz mı?'
'Ay saçmalama ne fazlası.. Çok güzel bir akşam olacak. Ergun sana yeniden aşık olacak...' kızlarla kıkırdayıp oğlumu kucağıma aldım ve konuştum.
'Oğlum. Babayı kazanacak mıyız?' Poyraz bana güldüğünde Gülden gülümsedi.
'Poyraz da sizinle olucak değil mi?'
'Evet Gülden. En azından oğlunu hatırlasın istiyorum. Hep beraber eski günlerdeki gibi ailecek olalım istiyorum.' Gülden beni onaylayınca yavaştan kalktılar.
'Ee artık biz gidelim. Yarın yine geliriz olan biteni öğrenmeye.' Gülden'lerle vedalaştıktan sonra ortalığı gelişi güzel topladım ve güzel yemekler yaptım. Güzel bir sofra kurup mumları da yaktığımda hemen hemen herşey hazırdı. Saate baktığımda çoktan akşam olmuştu.
Endişelenmemeye çalışarak koltukta oturup oğlumla oynamaya başladım. Bir türlü zaman geçmek bilmiyordu.
Poyraz'ın artık uykusu geldiğinde saate tekrar baktım. Gece yarısına geliyordu neredeyse... Kendimi sakinleştirerek oğluma baktım ve konuştum.
'Hadi annecim gel seni yatıralım. Baban geç kalacak, anlaşıldı.' Poyraz'ın odasına gidip sallanan sandalyeye oturup emzirmeye başladım...
..
Evden çıktığımda biraz mahalleyi turlamıştım. Herkesin benim dükkanım olarak tanıttığı dükkanın önüne geldiğimde Nazlı'nın abisi ve bir kaç adam toplanmış konuşuyordu. Beni görünce herkes gülümsedi ve sırasıyla kendini tanıttı. Ahmet'i biliyordum artık zaten, bu vesileyle Butik Ali, Alper ve Nevzat'ı da tanımış olmuştum.
Hava kararmaya başlayınca Butik Ali aniden lafa atıldı.
'Abiler, uzun zaman sonra bir aradayız. Var mısınız felekten bir gece çalalım? Hem Ergun abinin hafızası da bir duble ile yerine gelir belki.' herkes güldüğünde itiraz ettim.
'Yok oğlum ilaç falan kullanıyorum ben sakata falan gelmeyelim gece gece.'
'Yok be abi, birşey olmaz. Hem Ahmet abi de gelir değil mi abi?'  Ahmet ilk başta itiraz etse de sonradan oda kabul etmişti ve aramıza Şahin ve Çağatay da katıldığına hep beraber erkek erkeğe bir mekana gidip felekten bir gece çalmıştık.
Gençler bir duble ile sarhoş olurken Ahmet ile biz hala ayıktık. Ahmet bana bakıp konuştu.
'Ergun aman abicim yeter bu kadar fazla içme. İyileş istediğin kadar iç ama şimdi korkuyorum bak. Hem baksana bu sarhoşları taşımaya adam lazım.' beraber güldüğümüzde bir yudum alarak konuştum.
'Ulan her şeyi anladım. Sen bu kadar delikanlı bir adamsan nasıl bana izin verdin? Kız kardeşini nasıl sakınmadın? Öğrendiğinde neden ağzımı burnumu dağıtmadın?'
'Aslında evet öğrendiğimde senin ağzını bir güzel dağıtmalıydım. Ama ben de sevdim be oğlum. Seni anlamaya çalıştım. Hem sen benim en yakın arkadaşımdın. Başlarda benden gizli gizli işi yürütsen de ve bu yüzden sana kızsam da aslında en başında bana söylesen ben yine size izin verirdim. Kız kardeşimi şu dünyada kardeşlerimden sonra en güvendiğim adama emanet ettim. Evet çok şey yaşadınız ama aşkınız bu şeylerin üstesinden geldi. Bütün aileyi muma çevirdiniz. Beni de dahil. Bu günler de atlatılır.. ' Ahmet kadehi kaldırdığında kadeh tokuşturduk ve sarhoşları toparlayıp mekandan çıktık. İlk önce sarhoşları tek tek evine bıraktıktan sonra Ahmet arabayı bizim evin önünde durdurdu. Sarhoş değildim ama yine de salaklık vardı üzerimde. İç çekerek konuştum.
'Bizim evimizmiş burası.. Öyle söyledi o kıvırcık..'
'Kıvırcık?'
'Senin kız kardeşin işte lan.'
'Senin de karın. Oğlunun annesi...'  tebessüm ettiğimde Ahmet omzumu sıvazlayıp konuştu.
'Hadi git evine artık. İyi geceler.' Ahmet ile vedalaştıktan sonra anahtar ile güç bela kapıyı açtım. Etraf karanlıktı. Sanırım Nazlı uyumuştu. Ayakkabılarımı çıkarıp terliklerimi giydikten sonra salona baktığımda masadaki mumları fark ettim. Gözlerimi ovuşturup iyice baktığımda Nazlı'nın sofra hazırlamış olduğunu gördüm. Salona girdiğimde koltuğun üzerinde Nazlı uyuyakalmıştı. Sanırım beni beklerken uyumuş kalmıştı. Mumları elimle söndürdükten sonra koltuğa yaklaşıp önünde diz çöktüm ve Nazlı'nın kıvırcık saçını okşayarak konuştum..
'Özür dilerim seni hatırlamadığım için... Seni üzdüğüm için.. Senden uzak kalmaya çalıştığım için. Umarım bu günler geçer ve çok mutlu olursun. ' tebessüm ettiğimde koltuğun üzerindeki battaniyeyi üzerine örttüm. Örterken üzerinde mor bir elbise giydiğini gördüm. Sanırım benim için süslenmişti.
Onun bu haline daha da içim acıdığında kafama vurdum. Kim bilir neler düşünmüştü..
Saçlarını biraz daha okşadıktan sonra konuştum.
'İyi geceler kıvırcık.' yatak odasına gidip pijamalarımı giydim ve yatağa yatıp gözlerimi kapattım. Şuan yapabileceğim en iyi şey buydu...
⭐⭐
+15 oy.

Herşey Bitmedi BitemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin