54

303 19 38
                                    

Canlarım merhaba! Söz verdiğim gibi bölümü yayınlıyorum.
Aslında sınır bir türlü geçilmedi ve bu beni epeyce üzdü. Emeğimin karşılığını alamamak gerçekten beni çok üzdü. O yüzden bu bölüme elinizden geldiğince çok oy bekliyorum :)
Keyifli okumalar diliyorum.. Sizi çok seviyorum ❤️
⭐⭐
-1 ay sonra-
Uyandığımda Nazlı yanımda yoktu ama mutfaktan şahane kokular geliyordu. Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra takım elbisemi giyip kravatımı bağlamadan mutfağa doğru ilerledim. Nazlı çayları koyarken belinden sarılıp yanağına öpücük kondurdum.
'Günaydın ömrümün güzeli,evimin neşesi..'
Nazlı bana bakıp tebessüm ettikten sonra konuştu. 'Günaydın aşkım.'
Masaya geçip oturduğumda Nazlı da çayları koyup oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ağzıma peynirden aldıktan sonra konuştum.
'Poyraz uyandı mı gece?' Nazlı çayından bir yudum aldı.
'Her zaman ki gibi. Bu ara çok sık uyanıyor. Sanırım sütüm yeterli gelmiyor.'
'Ek gıdaya geçti ya, yeni yeni alışıyor. Üzme kendini. Nazlı canım ben Poyraz'ın sünnetini bebekken yaptıralım diyorum. '
'Olur canım. Doktora gider yaptırırız.' başımla onaylandıktan sonra aklıma bugün doğum günümün olduğu gelmişti. Nazlı'ya göz ucuyla baktığımda her zamanki gibi normal bir şekilde bulunca dayanamayarak sordum.
'Nazlı canım, bugün günlerden ne?'
'Çarşamba, neden ki?'
'Ayın kaçı bugün biliyor musun?'
'5'i, ne oldu Ergun?'
'Yok ya bankayla ilgili bir iş vardı da onu hatırladım. Senin hatırladığın bir şey yok mu?'
'Haaa, hatırladım!' hatırladığını görünce yüzümdeki aşkla tebessüme engel olamadım.
'Neyi hatırladın özlüceğim?'
'Poyraz'ın bezi bitti hayatım. Unutmadan söyleyeyim sana, gelirken alır mısın? Bugünü idare edecek var ama yarın için yok. ' yüzüm düştüğünde Nazlı'ya dikkatle baktım ciddi olduğunu kavramak için fakat en ufak bir tebessüm bile göremedim gözlerinde.
' T-tamam canım. Alırım ben gelirken. ' çayımı bir dikişte içip ayağa kalktım. Dış kapının önüne gittiğimde Nazlı da peşimden gelmişti. Ceketimi giyip Nazlı'ya döndüğümde kravatımı düzeltmek için hamle yaptı.
'Akşama ne istersin yemek olarak?'
'Fark etmez biliyorsun canım. Zorlama kendini. Hatta ben gittiğimde uyu biraz daha.' Nazlı yanağımdan öptü ve gülümsedi.
'Tamam hayatım, hayırlı işler.' zoraki tebessüm ettiğimde konuştum.
'Sana da iyi günler canım. Hadi çıktım ben geç kalıyorum.'
Evden çıkıp işe doğru yürüdüğümde kalbim çok kırıktı. Nazlı benim doğum günümü hatırlamamıştı. Demek ki çocuk olunca birbirimize verdiğimiz zaman biraz daha azalıyordu... Bunları düşünerek işe doğru yürümeye devam ettim.
..
Ergun çıktığında kapıyı arkasından kapattım ve apartman kapısının sesini duyana kadar biraz bekledim. Sesi duyduğumda kahkaha atmaya başladım.
Ergun'a küçük çaplı bir oyun oynayıp sürpriz doğum günü partisi hazırlıyordum. Tabi Gülden ve Aylin'in yardımlarıyla.
Aylin yaklaşık 4 aylık hamileydi. Bir kaç gün önce oğullarının olacağını öğrendiğinde çok sevinmiştik. Poyraz'a kardeş geliyordu.
Mutfağı topladığımda oğlumun ağlama sesini duyunca odaya doğru koştum ve oğlumu kucağıma alıp mutfağa geri geldim.
'Küçük prensim, baba numarayı yedi mi dersin? Bence yedi. Ama çok da üzüldü biliyor musun anneciğim? Ama çok güzel olacak akşam çok sevinecek. Biz güzelce evimizi süsleyelim, babaya en sevdiği mamaları yapalım değil mi anneciğim?' Poyraz kıkırdadığında yanağından uzunca öptüm ve mama sandalyesine oturtup önceden hazırladığım mamayı vermeye başladım.
Oğlumun karnını doyurduktan sonra onun önüne oyuncaklarını koydum ve yemekleri yapmaya başladım. Kızlar da bir kaç bir şey yapacaktı. Hatice anneler, annemler, abimler, Çağatay'lar, kısacası herkes bu akşam bizde olacak ve Ergun'un doğum gününü kutlayacaktık. Akşam herkes evlerine dağıldıktan sonra da Hatice anne yada annem Poyraz'ı alacaklardı. Böylelikle yalnız kalacaktık.
Ona özel sürprizimi düşünüp tebessüm ettim.
Hem şarkılar söylüyor hem de dans ediyordum. Oğlum da etrafa gülücükler saçıyordu.
Zil çaldığında koşarak kapıyı açtım. Gelen Gülden ve Aylin'di. Üç kız işe giriştiğimizde Aylin'e bakarak konuştum.
'Canım arkadaşım lütfen kendini çok yorma tamam mı, sen sadece oturarak toz alabilirsin.'
'Ayh Nazlı, sende mi? Bir şeyim yok benim daha. Yardım edebilirim.'
Kız kıza güldükten sonra işimizin başına geçip işimizi bitirdikten sonra bir keyif kahvesi yaptık. Tabii Aylin'e limonatadan içmesini söylemiştim. Gülden kahvesinden bir yudum aldıktan sonra konuştu.
'Eee sen hatırlamama numarası yapınca ne yaptı Ergun? Çok üzülmüştür. Senin doğum gününde baya uğramıştı ya.' gülerek konuştum.
'Evet çok üzüldü ama buna değecek. Nasıl sizce beğenir mi bu sürprizi?' Aylin limonatasından bir yudum alarak konuştu.
'Bence Ergun sen ona ne hazırlarsan hazırla o seni her türlü beğenir. Merak etme. Ayrıca kuzenleri de gelecekmiş, tüm arkadaşlar da burada.'
Hep beraber güldükten sonra Aylin çekinerek konuştu.
'Nazlı, duydun mu? Haftaya Serpil ve Niyazi evleniyormuş.' iç çekerek konuştum.
'Biliyorum, dükkana davetiyeyi bırakmış Niyazi. Annemlere giderken Mehmet Ali vermişti. Ama daha söylemedim bu haberi Ergun'a. Bu akşamdan sonra söyleyeceğim.' Gülden konuştu.
'Ya Ahmet çok gitmek istemiyor. Ergun'un da gitmeyeceğini düşünüyor ama ne bileyim. Bir yanım da gitmek istiyor, kararsız kaldım.' Aylin Gülden'i onayladı.
'Ben gitmeyi hiç istemiyorum ama Ali biliyorsun merhametli davranıyor. Kaç yıllık arkadaşındı gitmemiz lazım diyor. Ama sana yaptıkları da yenilir yutulur şeyler değil Nazlı. Göz göre göre gidemem de.' Aylin'in elini tutarak konuştum.
'Canım Ali haklı. Siz benden önce de o şirkette çalışmıyor muydunuz? Benden önce en yakın arkadaşın oydu bir nevi. Lütfen bu konuda bizi düşünmeyin, gitmek istiyorsanız gidin. Ben de istiyorum ama Ergun'un gideceğini düşünmüyorum.'
Kahveler bittikten sonra Şahin'ler ve Çağatay'lar da gelip süsleme işinde yardımcı olmuşlardı. Ev gerçekten çok güzel olmuştu.
Şahin bana bakarak konuştu.
' Ergun Plak abi da ne şanslı pöf ona ya! Mavişim doğum günümde bende böyle bir organizasyon istiyorum senden ona göre.' Çağatay, Şahin'in kafasına vurup konuştu.
'Pöftürüp durma lan, kıskanma da. Bir işin ucundan tut sende.'
Onlar gene tartışmaya başladığında onları susturarak konuştum.
'Çağatay, Şahin. Misafirler gelecek birazdan biraz daha acele eder misiniz tartışmayı bırakıp? Ben giyinip gelene kadar balonlar şişmiş ve duvara asılmış olsun ona göre! '
Şahin oflayarak çıktığı sandalyede Çağatay'a döndü ve Çağatay'ın elindeki balonu alarak duvara astı. Bende onun bu haline göz devirerek yatak odasına doğru ilerledim. Koridorda Seçil elindeki ikramlıklara bakarak konuştu.
'Şey Nazlı, bunu nereye koyayım?'
'Masanın üzerine boş bulduğun bir yere koy canım.' Seçil başıyla onaylarken zil çaldı ve Seçil'e doğru döndüm.
'Seçil, kapıya da bakar mısın sana zahmet? Ben üzerimi değiştireyim.'
'Tamamdır, işine bak sen.'
Yatak odasına girip yatağın üzerinde hazır olan kırmızı elbisemi üzerime geçirip hafif bir makyaj yaptıktan sonra oğlumun odasına girdim ve uyuyan oğlumu uyandırdıktan sonra onu da şık bir şekilde hazırladım.
Salona Poyraz ile birlikte döndüğümde neredeyse herkes gelmiş ve Ergun'un işten çıkma saati yaklaşmıştı. Gülden, abimle konuşup Ergun'u alması için abimi Ergun'un iş yerine göndermişti. Abim Ergun'u getirecekti.
Şahin yanıma yaklaşıp konuştu.
'Nasıl olmuş beğendin mi Nazlı?'
'Çok güzel olmuş, ellerinize sağlık.'  masaya geçip eksik bir şey var mı diye kontrol ederken Hatice anne omzuma dokunup konuştu.
'Eksik bir şey yok merak etme, hadi otur.'
'Anne, mutfağa bir gelir misin?' Poyraz'ı anneme verip Hatice anne ile birlikte mutfağa gittik. En sakin yer orasıydı çünkü.
'Ne oldu kızım bir problem mi var?' itiraz edercesine başımı salladım.
'Hayır anne, bir problem yok. Sadece ben sana teşekkür etmek istedim.'  Hatice anne gülerek konuştu.
'Ne teşekkürü kızım?'
'Ergun yıllar önce bugün dünyaya gelmeseydi belki de benim destansı bir aşkım, mutlu bir evliliğim ve tatlı bir oğlum olmayacaktı. Ergun'u dünyaya getirdiğin için, onu en güzel şekilde büyüttüğün için çok teşekkür ederim.'
Hatice annenin gözleri dolduğunda ona sarıldım ve konuştum.
' Ağla diye söylemedim anne sadece içimden geldi. '
'Hayır ben mutluluktan ağlıyorum güzel kızım benim. Esas ben sana teşekkür ederim. Sen benim emanetime böyle güzel, aşkla baktın ve ona bir evlat verdin. Şimdi mutlu bir hayatınız var. Ben daha ne isterim Rabbimden? Bir annenin en güzel yaşayacağı şeyleri yaşattınız bana. Siz de iyiki varsınız. Üçünüz de benim canımdan bir parçasınız. ' gülerek sarıldığımda gözlerimden bir kaç damla gözyaşı akmasına engel olmamıştım.
'Hadi gel içeriye gidip ışıkları kapatalım. Birazdan gelir hayta.'  ikimiz de gözlerimizi silip güldükten sonra içeriye geçip Ergun'u beklemeye başladık....
Şahin camdan çekilip bağırmaya başladı.
'Geldi, Ergun Plak abiler geldi.' Çağatay kafasına vurup konuştu.
'Ne bağırıyorsun be sürprizi bozacaksın salak!' onlar tekrar didişecekken Elvan ve Seçil uzaklaştırdılar. Zeynep ve Şeyma ışıkları kapattı ve beklemeye başladık. Ergun ve abim içeriye girdiğinde Ergun söyleniyordu.
'Normalde Nazlı'nın şikayet etmesi lazım, evliliğimizde aşk kalmadı sanki, heyecan kalmadı sanki diye başımın etini yemesi lazım. Baksana rolleri değiştirdik. Ben nerede yanlış yapıyorum abicim ya? Zaten Poyraz bey izin vermiyor bir yalnız kalalım bilmem ne diye. Çocuk içim erken mi davrandık ne? '
Ergun terliklerini giydikten sonra Zeynep ve Şeyma ışıkları açtı ve hep beraber, ' İyiki doğdun Ergun! ' demeye başladık.
Ergun gözlerini ve ağzını şaşkınlıkla açınca gözlerini yumup gerçekliğini sorguladı ve gözlerimiz kesişince yanıma gelip burnumu sıktı.
'Demek herşey numaraydı ha Nazlı Hanım? Beni ne kadar üzdünüz farkında mısınız?' omzumu silkerek dudağımı büzdüm.
'Ama güzel bir sürpriz olması için biraz üzülmen gerekiyordu kocacığım. İyiki doğdun ilk aşkım, kalbimin tek sahibi, eşim, evimin direği, ve biricik babamız. Ben ve oğlun seni çok seviyoruz.'
Ergun dolan gözlerini silerken aileler baktığı için sadece alnımdan ve yanağımdan öpmekle yetindi ama uzaktan göz kırptı. Herkes ile tokalaştıktan sonra pastayı üflemek için masanın başına geçti. Poyraz'ı alıp gelmem için işaret edince Poyraz'ı annemden alarak Ergun'un yanına geçtim ve beraber mumları üfledik. Poyraz mumları üflemeye bayılmıştı. Gülümseyerek Şahin'in elindeki fotoğraf makinesine baktık ve aile fotoğrafımız evimizin en güzel köşesinde olana dek fotoğraf makinesinin içinde kaldı.
İkramlıklar yenildi, şarkılar söylendi, danslar edildi, sohbetler yapıldı ve nihayet herkes evlerine dağılmaya başladı. En son abim ve Gülden'i geçiriyorduk. Poyraz Hatice anneyle birlikte evlerine gitmişti. Ergun bunu görünce sevinmişti.
'Canım arkadaşım, yardımların için çok teşekkür ederim.'
'Ya ne demek Nazlı, biz bir aile değil miyiz? İyiki doğdun Ergun, nice senelere Nazlı'yla birlikte buruş buruş olun inşallah.' hep beraber gülerken Ergun Gülden ile tokalaştı.
'Teşekkürler Gülden.' abim de dostça sarıldı.
'İyiki doğdun kardeşim, nice mutlu yıllara beraber.' Ergun, abimin sırtına vurup konuştu.
'Sağol kardeşim, sağlıkla, mutlulukla hep beraber inşallah.'
Sonunda abim ve Gülden de gittiğinde çaktırmadan yatak odasına gidip komodinin üzerindeki hediye kutusunu alarak salona geri döndüm. Ergun konuştu.
'Kaşla göz arasında nereye gittin öyle birden?'
'Hediyeni getirdim, oğlumla benden sana küçük bir hediye.' Ergun güldü.
'Deli, onca şey hazırlamışsın. Hem sen ve oğlum en büyük hediye değil misiniz bana? Niye masraf ettin bir daha?'
'Olsun, içimizden geldi öyle işte. Hadi açmayacak mısın?'
Ergun paketi açtığında içinden bir isminin yazdığı özel bir kalem ve isimlik çıktı.
'Odanda kullanırsın diye düşündük babası. Güzel günlerde kullan.'
Ergun bana aşkla bakarak konuştu.
'Teşekkür ederim ömrümün güzeli.' kıkırdadıktan sonra Ergun beni kucağına aldı. Endişeyle Ergun'a baktım.
'Ergun ne yapıyorsun?'
'Hem doğum günümü hatırlamama numarasının hesabını soracağım hem de hazır oğlumuz yokken doğum günümü sevgili eşimle kutlayacağım.' omzuna vurdum.
'Hiç mi özlemedin oğlunu? Ben şimdiden özledim.'
'Özledim tabii ama karımı daha çok özledim Nazlı canım. Bu arada Poyraz'ı annemlere verdiğine göre sanırım sende başbaşa doğum günümü kutlama kararı aldın. ' Ergun göz kırparak beni yatağa yavaşça bıraktı. Düşünür gibi yapıp konuştum.
'Evet öyle düşünmüş olmalıyım.' Ergun bana yaklaşıp saçımla oynamaya başladı. Ergun'un yüzünü avuç içime alıp diğer elimle de hafif çıkmış sakallarıyla oynarken konuştum.
'İyiki doğdun aşkım, seni çok seviyorum .' Ergun aramızdaki mesafeyi giderek kapattı ve beni öpmeye başladı...
⭐⭐
Tatlı son:')

Herşey Bitmedi BitemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin