57

217 18 68
                                    

OLDU DA BİTTİ MAŞALLAH, DAMAT OLUR İNŞALLAH 🧿POYRAZ SARI'NIN SÜNNETİNE HOŞGELDİNİZ! 🧿🧿AMANİİİİNNN! 🤯 OLAYLAR OLAYLAAAR... EN BÜYÜK OLAYI SONA SAKLADIM EHEHEHEEEEE😏
BİLİYORSUNUZ ARTIK, BOL OY VE YORUM BEKLİYORUM.... YORUMLARDA BULUŞALIM :)
KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM ARTIK NE KADAR KEYİFLİ OLABİLİRSE :D
İYİKİ VARSINIZ! HAYIRLI SAHURLAR :) MULTİMEDYA POYRAZ :)
⭐⭐
Oğlumuza özenip aldığımız sünnet kıyafetlerini giydirdikten sonra kucağıma alıp içeriye gittim. Ergun ve abim içeride bizi bekliyordu. İkisi de Poyraz'ı görünce ayağa kalkıp konuştular.
'Aman da aman benim yeğenim erkek mi olacakmış? Bütün kızları peşinden mi sürükleyecekmiş?' Ergun gülerek konuştu.
'Aman senin gibi Gülden'in peşimden 20 yıl ağlamasın da.' abim alaycı gülerken Ergun gülerek Poyraz'ı kucağına aldı.
'Aman çok komik. Sanki sen bizden farklıydın.'
'Ben gençliğimde az peşimden kız koşturmadım abicim.' Ergun'a kaşlarımı çatarak baktığımda abim dudağını ısırıp konuşmaya başladı.
'İşte şimdi sert kayaya çarptın abicim. Kolay gelsin sana, ben arabayı getireyim.' abim aramızdan sıvışmanın bir yolunu bulup kapıdan çıktığında Ergun tatlı tatlı gülümsüyordu. Tek kaşımı kaldırdığımda konuştum.
'Aşkım ama senden önceydi yani. Sana aşık olmadan önce...'
'Ha yani sen bana aşık olmadan önce cevizleri kırıyordum diyorsun yani? Peki ben varken de kırıyor muydun o cevizleri?'
'Aşk olsun Nazlı canım sana ama. Sen geldin dünyanın tüm kızları silindi bilmiyormuş gibi konuşma gözünü seveyim. Hem konumuz bu değil ki şimdi. Oğlumuz sünnet oluyor, erkek oluyor erkek.' Ergun yanağımdan bir makas aldığında kaşlarımı çatarak oğlumun şapkasını giydirdim.
'Bu konu ertelendi şimdilik. Kaçamazsınız öyle kolayca Ergun Plak.' Ergun gülerek burnumu sıktı.
'Kıskanınca ayrı bir tatlı oluyorsun. Her halin ayrı bir tatlı...'
Ergun yanağımdan öpünce eline hafifçe vurdum. Poyraz ise babasının kucağında huzursuzlanmıştı klasik olarak.
'Ergun, çocuğun yanında şöyle şeyler yapma diye kaç defa demem gerekiyor sana?'
'Alışsın eşek sıpası şimdiden annesinin benim olduğuna. Yarın bir gün büyüdüğünde beni yataktan kovar bu oğlan Nazlı can. Tedbirimi almam lazım.' gözlerimi devirdim.
'Bir alemsin yani.' oğlumun ellerini öptüğümde Ergun bana bakarak konuştu.
'Sen acaba gelmesen mi? Biz Ahmet ile gider geliriz hemen.'
'Ya Ergun! Oğlumun sünnetini kaçırmayacağım heralde.'
'Ya özlüceğim, siz okunmada olmayacak mısınız hanımlarla? O da sünnet sayılır işte.'
'Olmaz Ergun, ben de geleceğim o kadar.' oğlumun yanağını sevdim.
'Çok acır mı canı?'
'Yanii, biraz acıyabilir. Ben sünnet olduğumda korkudan kaçmıştım mesela. Bir hafta da yatmıştım öyle yani..' güldüğümde Ergun utandı.
'Ya Nazlı can gülmesene. Hem ayrıca beni 8 yaşımda yaptırmışlardı. Poyraz bey şanslı, şuan acı çeker ama ileride büyüdüğünde acı çekmez. Hatırlamaz bile.'
'İnşallah..' korna sesi geldiğinde Ergun Poyraz'ın çantasını omzuna alarak kapıyı açtı ve ayakkabılarını giyip beni bekledi. Ayakkabılarımı giyip anahtarı alıp kapıyı çektim ve Ergun ile birlikte merdivenlerden inip dışarıya çıktık. Abim tam evin önüne gelmişti. Ben arkaya bindiğimde Ergun kucağıma Poyraz'ı vererek abimin yanındaki koltukta yerini aldı ve hastaneye doğru yola çıktık.
Elbette ki bu sünnet işinde bile ailelerin yorumları susmamış, hatta Selçuk dayı masraf olmasın diye kendisinin yapabileceğini söylemişti! Tekrar o anı hatırladığımda sinir küplerine dönmüştüm. Neyse ki Ergun hastanede yaptırma kararındaydı da oğlumun canı en azından güvendeydi.
Hastanenin önüne geldiğimizde arabadan indik ve hastaneden içeriye girdik. Hasta bakıcı Hayati bize ön ayak olmuş sıra beklemeden içeriye girmiştik ama yine de dışarıda bekleyen onca insanın hakkını yediğimizi düşününce vicdan azabı çekmiştim.
Doktor genel bir muayene sonrasında sünnet için gereken işlemleri başlatmıştı. Ergun ve abim oğlumu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben ise korku dolu gözlerle oğluma bakıyordum.
Sünnet işlemi gerçekleştirilirken oğlum çok ağlamıştı. Arkamı dönüp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Anne yüreği ya, oğlumun canı yanarken benim de canım yanıyordu. İşte o zaman Hatice anneyi ve kendi annemi daha iyi anlama fırsatı edinmiştim.
Ergun bana sarıldığında ona sarılarak ağlamıştım. İşlem bittiğinde oğlumu dikkat ederek kucağıma aldıktan sonra hem o hem de ben ağlıyorduk. Abim ortalığı sakinleştirmek istercesine Poyraz'ın çıngırağını salladı ve konuştu.
'Oldu da bitti Maşallah, nazar da değmez inşallah. Erkek adam olur inşallah!'
Ergun gözlerini silerek konuştu. O da Poyraz'ın ağlamasına dayanamamış ve ağlamıştı.
'Nazlı canım bak, oğlumuz artık erkek adam oldu.' doktor halimize gülerken konuştu.
'Allah vatanına, milletine, annesine ve babasına hayırlı bir evlat etsin inşallah. Geçmiş olsun. Nazlı hanım dediğim gibi o bölgeyi sık sık kontrol ettirmeniz gerekiyor. Özel bezler de var onlardan alırsanız daha rahat edersiniz. Bir sorun olursa eğer hastaneye getirin. ' gözlerimi sildim.
'Teşekkür ederiz doktor bey.' doktor tebessüm ederek odadan ayrılırken Ergun ile yardımlaşarak oğlumuzu giydirdik. Hastaneden çıkıp tekrar arabaya bindiğimizde Poyraz hem uykusuzluk sancısından hem de acısından huysuzdu. Üstelik acıkmıştı da.
Eve geri geldiğimizde herkes toplanmış dua için oğlum ve beni bekliyordu. Çağatay ve Şahin Poyraz'ın beşiğini salona getirmiş, Gülden ve Aylin de süslemişti.
Ergun babamla ve Hasan babayla tokalaşıp elini öptükten sonra oğlumu süslenilmiş beşiğine yatırdım.
Dualar okunurken ben hiç kalkmıyordum. Seçil, Gülden, Ergun'un kuzenleri, Elvan ikramlıkları dağıtıyordu. Aylin yanımda oturuyordu. Aylin'e yaklaşarak konuştum.
'Mahcup oldum kızlara da. Kaldırmıyorlar beni de buradan. Çok teşekkür ederim hep koştuğunuz için yardımıma.'
'Ne demek canım.. Ben de hamile olmasam boş oturmam ama işte, biliyorsun yaklaştı doğum. Hatice teyze kaldırmıyor beni artık kesin emir var.' beraber gülerken hocanın ters bakışı eşliğinde sustuk. Annem de ayıplayan bakışlarla bana bakmıştı.
Ergun ise erkekler ile sokakta, onlar da okunmadaydı. Arada geliyor eksik bir şey varsa Çağatay'a aldırıyordu.
Son dualar edildiğinde annem ve Hatice anne başta olmak üzere herkes Poyraz'ın süslü yastığına altın takmışlardı. Hatice annenin kesin talimatıydı. Poyraz bugün kucağa alınıp sevilmeyecekti komşular tarafından.
Şerbetler içilmiş, dualar okunmuştu. Annelerin hazırladığı pilavlar yanında ayran eşliğinde servis edilmişti.
Yavaş yavaş herkes kalkarken güzel bir şekilde uğurladık ve tüm misafirler gittiğinde koltuğa oturup derin bir oh çektim. Aylin halime güldü.
'Nazlı beni korkutuyorsun bak. Bu kadar mı zor bu çocuk işleri?'
'Anne olunca anlarsın canım.'
'Eh oğlum sünnetine yetişemedi biricik dostunun ama askerliğine yetişir.' ikimiz de güldüğümüzde Aylin yavaşça ayağa kalktı.
'Ben artık gideyim yavaş yavaş Nazlı.'
'Kalsaydın yemeğe canım.'
'Yok, akşama Ali'nin annesi davet etti. Gitmezsek olmaz, başka zamana artık.' Ergun ve abim de içeriye girdiğinde kulak şahidi olmuş olacaklar ki Ergun konuştu.
'Nereye Aylin? Çağır Ali'yi de buraya.'
'Akşam Ali'nin annesine gideceğiz. Daha sonra geliriz Ergun, teşekkür ederim. Hayırlı olsun.' Ergun ve Aylin tokalaştı. Abim söze girdi.
'Sen bu halinle hiç yürüme boşuna. Gel ben seni bırakayım kardeşim.'
'Abi zahmet olmasın sana ben giderim kendim hem evim de yakın.'
'Olsun, aklımız sende kalır sonra.' Ergun gülerek konuştu.
'Bak taksiciler kralına denk gelmişsin işte Aylin ne güzel, itiraz etme bence.' Hep beraber güldükten sonra Aylin ile ve Gülden ile abimle de vedalaştıktan sonra nihayet yalnız kalabilmiştik. Ergun bana sarıldıktan sonra konuştu.
'Uzun bir gün oldu değil mi?' gözlerimle uyuyan oğlumu süzdükten sonra konuştum.
'Ergun, beşiği yatak odasına alalım bu gece. Canı acırsa hemen yetişeyim.' Ergun tebessüm etti.
'Senin ben bu annelik iç güdülerini yerim ben. Canım cananım benim. Tamam ben şimdi hallediyorum onu. Merak etme sen.' Ergun'un yanağından öptükten sonra ona minnetle baktım. Ergun beşiği taşıyarak Poyraz'ın uyanmaması için fısıldadı.
'Sen öptün ya bak daha güçlüyüm şimdi. 💪🏻' onun bu haline gülerek karşılık verdim.
'Delisin sen deli.'
'Ama sana deli hatta divane.' sessizce kıkırdayıp ben de peşinden gittim. Pijamalarımızı giydikten sonra beraber yatağa uzanıp birbirimize sarılıp uykuya daldık...
..
Sabah Ergun işe gittiğinden beri içimde bir sıkıntı vardı ve bu her ne yapsam geçmiyordu.
Kafamı oyalamak için Poyraz'ın pansuman işlerini yaptıktan sonra evi temizlemiştim ama nafile...
Yemekleri yaptım ve tadlarına baktıktan sonra ocağın altını kıstım ve salata yapmaya başladım. Ergun birazdan gelirdi.
Bir yandan da kendime kahve yapıyordum. İçimdeki huysuzluğu da hasta olacağım diye kendimi rahatlatmakla bulmuştum çareyi..
Oğlumun yarasına baktığımda da ters giden bir şey yok gibi görünüyordu. Gayet sağlıklı bir sünnet olmuştu.
Kahvemi içerek salatayı yaparken zil çaldı. Ellerimi kurulayarak salondaki saate göz ucuyla baktığımda akşam üstü olmuştu bile. Kapıyı açtığımda genç bir çocuk kapının önünde duruyordu.
'Abla sen Ergun abinin eşi misin? Nazlı Sarı?'
'Evet, benim de sen kimsin ablacığım?'
'Abla beni Tuncay abi yolladı. İlk önce bir sakinleş abla.'
'Yo-yoksa Ergun'a bir şey mi oldu?'
'Abla lütfen sakinleş ve kendini topla.' derin bir nefes aldıktan sonra konuştum.
'Sakinim ablacığım. Ne oldu söylesen artık.'
'Abla, Ergun abi iş kazası geçirdi. Şuan hastanede. Beni Tuncay abi yolladı buraya seni almam için....'
Karşımdaki çocuk bir şeyler söylüyordu fakat benim kulağım uğulduyordu.. Ergun... Sabahtan belliydi sanki bir şeyler olacağı...
Peki o nasıldı? Neredeydi ve iyi miydi? En önemlisi yaşayacak mıydı yoksa ö-ölecek miydi?...
Dengemi kaybedip tam düşüyordum ki genç çocuk beni tuttu.
'Aman abla, sakin ol lütfen.'
Oğlum sanki olanları anlamış gibi çılgınca ağlıyordu. Fakat ne oğluma bakacak gücüm vardı ne de karşımdaki genç çocuğa bakacak...
Ergun... Benim ilk aşkım. Eşim.. Çocuğumun babası.. Ya ona bir şey olsaydı?
O ölecek miydi?
Benim için ve oğlu için yaşayacak mıydı?...
⭐⭐

Herşey Bitmedi BitemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin