51

288 30 28
                                    

Merhaba! Bu bölümü yazarken baya zorlandım hatta Twitter'da bu derdimi sizinle paylaştım. Ben bu bölümü çok beğenerek ve zevkle yaptım. Biraz yazarken sinir krizi geçirsem de... Lütfen oy atın ve sınırsız yorum yapın. Okuyucularımı çok sevdiğimi herkes biliyordur umarım.. İyiki siz! Media Poyraz ve Ergun 😍

Yaz aylarında yazacağım yeni #ErNaz hikayesi için şimdiden heyecan ile beklemenizi tavsiye ediyorum. Sizi çok seviyoruuum, keyifli okumalar!

Arada bana da DM'den falan yazın yahuuu! :D
⭐⭐
Çorba servisini bitirdikten sonra sofrada Ergun'un yanına geçtim.
Tuncay abi çorbasından bir yudum alarak kaşığını tabağının kenarına bıraktı ve konuşmaya başladı.
'Ee, nasıl başladı bakalım bu güzel yuvanın ilk temeli?'
Figen abla Tuncay abiye bakıp güldüğünde Ergun söz alarak konuştu.
'Çocukluktan beri.. Yani en azından benim için öyle.'
Herkes merakla bize bakarken Tuncay abi konuştu.
'Nasıl yani?'
'Nazlı benim en yakın arkadaşımın kız kardeşiydi. Biz çocukluğumuzdan beri birbirimizi tanırız. Abisiyle çok yakın arkadaştık arkadaşı geçtim kardeşten öteydik. Ben ilk gördüğüm andan beri Nazlı'yı çok sevdim. İlk önce kendimi durdurmaya çalıştım. Yapma, etme o senin kardeşinin kardeşi dedim. Ama gönül bu, ferman dinlemedi. Nazlı lise sondayken ben de ona açıldım işte.'
Tuncay abi şaşkınlıkla baktı.
'Ee peki Nazlı seni sevmiyor muydu?'
'Nazlı bana hep Ergun abi diyordu. Ona açıldığımda ise şaşırdı. Abisi duyarsa öldüreceğini falan söyledi. Baya peşinden koştum ikna etmek için. Adı gibi çok nazlıydı. Abi deme lazım olur diye diye buraya kadar geldik.'
Herkes güldüğünde ben utanmıştım. Tuncay abi herkesin merak ettiği o meşhur soruyu sordu.
' Abisi nasıl öğrendi? Seni bir güzel dönmedi mi hiç? Ben olsam valla döverdim önce bir güzel. Sonra kız kardeşimin de niyeti varsa tamam derdim. '
Söz alarak konuşmaya başladım.
'O zaman benim küçük erkek kardeşim öğrenmiş, annem öğrenmişti ve annem Ergun'a gitmesi için konuşmuştu. Ergun da ben acı çekmeyeyim diye sözde, fakat en çok acı çeken ben oldum her neyse balıkçı barınağında durdu biraz. İzini bulduğumda ise Almanya'ya gitmişti bile. Ergun'a kaçacaktım ben. Abimin karısı benim en yakın arkadaşım olur, abime o söylemiş. Kaçtığımı da. Abim beni balıkçı barınağından aldı. Yol boyunca bana niye söylemediniz dedi durdu. Eve geldiğimizde de Ergun'u Almanya'dan getireceğini söyledi ve yaklaşık bir ay hem abim hem de Ergun gelmedi. '
Yeşim meraklı gözlerle sordu.
' Ee sonra? '
'Ahmet beni buldu. Türkiye' ye getirdi ve bir daha asla gitmememi söyledi. Nazlı konusunda ise onun gönlünü almamı, ve artık işi ciddiye bindirmemi ima etti. İşte böyle başladık. '
Tuncay abi gülerek konuştu.
' Tam dizi gibi bir aşkınız var çocuklar. '
Herkes güldüğünde Ergun benim elimden tutup konuşmaya başladı.
'Biz birbirimiz için imkansızdık. Ama biz zorlu yollardan el ele dim dik yürüyerek çıktık. Artık kimse bizi yıkamaz.'
Ergun'a gülümseyerek baktıktan sonra ana yemek servisini yapmaya başladım.
..
Yeşim ve Figen ablanın yardımıyla sofrayı toplarken Tuncay abi konuştu.
' Nazlı'cığım ellerine sağlık herşey çok güzeldi. Ergun şanslısın bak.'
Tebessüm ederek konuştum.
'Afiyet olsun. Beğenmenize çok sevindim.'
Elimdeki tabağı mutfağa götürdüğümde Yeşim buruk ayağı ile bulaşıkları yıkamaya başladı.
'Yeşim lütfen sen otur. Ben hallederim.'
'Olur mu öyle şey? Yardımlaşarak yapalım hemen işte. Ayrıca sana karşı çok mahcubum, çok utanıyorum. Ergun'un kolunda geldim resmen.'
Tebessüm edip gülümsedim.
'Estağfurullah. Ben sadece ön yargılı yaklaştım. Ön yargıyı yıkmam lazım sanırım.'
'Ya olur mu öyle şey? Ben de Yağız' ın kolunda bir kız görsem gerçekten sinirlenirdim. Aksine senin kadar sakin de kalmaz, gidip saçını başını yolardım kızın. '
Güldükten sonra konuştum.
'Yok canım, o kadar da değil. Ben eşime güveniyorum. Ayrıca bir kadının saçını başını yolmak da bana göre hiç değil zaten.'
Beraber kıkırdadıktan sonra bulaşıkları yıkayıp çay koyduk ve mutfak masasında oturup biraz sohbet ettik. Çay olduktan sonra çay bardaklarına dolduruyordum ki Yağız - kendisi öyle hitap etmemi istemişti- kucağında Poyraz ile mutfağa girdi.
' Hanımlar gelmiyor musunuz artık içeriye? Yeşim Allah aşkına şunun tatlılığına bak.'
Yeşim ve Yağız Poyraz'ı severken konuştum.
'Darısı başınıza artık.'
Yağız içli içli bir 'Amin' dedikten sonra hep beraber güldük. Onlara bakıp konuşmaya başladım..
'Sizin evlilik ne zaman?'
'Bir sorun olmazsa bu yaz. Haziran ayında. Siz tabii ki en özel davetlimiz olacaksınız. Gelmezseniz cidden darılırım.'
Yeşim'e gülümsedikten sonra konuştum.
'Geliriz tabii ki. Niye gelmeyelim.'
Birbirimize gülümseyip çayları tepsiye dizdim ve içeriye girip çay servisini yapmaya başlamıştım. İçeriye girdiğimizde Ergun ve Tuncay abi iş meseleleri hakkında konuşuyordu. Figen abla daha fazla bu konuşmalara dayanamamış olacak ki ben çayları servis edip Ergun'un yanındaki yerimi aldığımda isyankar bir şekilde konuştu.

Herşey Bitmedi BitemezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin