"Bir muharebe meydanındayım,
bağırıyorum adına şarkı diyorlar...Yare bere hep gözüm kaşım, Özlemindeyim bak...
Beni çete gibi kıstırıyorsun ve haracıma şarkı diyorlar..."
Şarkı sözleri kısık bir sesle arabanın radyosunda yankılanırken Züleyha başını yavaşça sağdan sol tarafa doğru çevirmiş kapının önünde Abisi ile tartışan Kerim'e bakıyordu.
Kerim Züleyha'nın ayağını o halde görür görmez onu hastaneye götürmeye yeltenmiş Züleyha kucağındayken önce kapıdaki adamlarla sonra da ne ara çıkıp geldiğini anlamadığı abisi ile tartışmıştı. Ama anlaşılan yeterli gelmemişti.
Şarkı usul usul arabanın yan koltuğunda gelişi güzel oturan kızın iliklerine işledi. ve Ortam klip çekimindeymiş gibi bir hal almıştı.
Züleyha'nın zihni fazlası ile dağınıktı ve Kerim'in neden zor bir duruma düştüğünü kimin cephesinde kiminle savaştığını anlamlandıramadı.
Kerim'in konağın önünde abisi ile hararetlenen konuşmaları, Züleyha tarafından da fark edildi. Saçma bir şekilde dışarı çıkmak istiyordu. Ama ateşten dolayı titremekten bir şey yapacak hali de yoktu.
Kerim önce abisi ile sakin sonra şiddetli bir konuşmanın ardından öfkesi suratından taşarken arabaya yöneldi.
Züleyha sadece bakıyordu.
Kerim arabanın kapısını açtı. Züleyha bakıyordu. Şoför koltuğuna oturdu. Ellerini öfke ile direksiyona vurup ağzında bir şeyler geveledi. Züleyha'nın gözleri yanmaya başlamıştı,yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlarken Kerim yüzünü Züleyha'ya çevirdi.
Kızın halini görünce yine öfke ile çıktı arabadan konağın kapısının önünde ona öldürücü bakışlar atan abisinin yanına gitti. Onun deyimi ile Devran Ağanın yanına.
Bir şeyler daha konuşuldu. Kerim ara ara sert bir şekilde çenesini ovuşturuyordu. Sakin kalmaya çalıştığı her halinden belli olan Kerim, elinde bir kağıtla tekrar arabanın yanına geldi. Yüzünde gergin bir ifade okunuyordu.
Züleyha sadece bakabiliyordu, olanları algılamaya çalışıyordu. Neden hastanede olmadıklarını sorguluyordu ve radyodaki şakının bu an için yazılıp yazılmadığına.
Kerim bu sefer Züleyha'nın tarafına yöneldi. Kapıyı açtı. Dışarıdan gelen soğuk hava ile olduğu yerde titredi genç kız.
Başı hala diğer tarafa dönüktü. Kerim'in ağzından adını duydu, anlamaya çalışır gibi başını çevirdi ve Kerim'e doğrulttu bakışlarını. Yine tanıdık gözlerde tanıdık bakışlar. Özür diler gibi, yada kendinden nefret ettiğini haykırır gibi...
Kerim konuşuyordu ama sesler çok karmaşık geliyordu Züleyha'ya, bir kaç kere daha adını duydu. Cevap vermek için ağzını açacaktı ki istemsizce söylendi:
-Ço..kk Soğukkk
Kerim enduse ile kapıyı kapattı ve hızlı bir şekilde yine Abisinin yanına gitti. Züleyha oturduğu yerden konuşmaları duymayı istedi .Kerim'i bu kadar geren ve ortada bırakan şeyin ne olduğunu bilmek istedi.
Bu sefer şoför koltuğunun tarafı açıldı ve Kerim torpidodan bir kalem çıkardı. Züleyha'nın gözleri kapanıyordu.Kerim'in ne yapmaya çalıştığını deli gibi merak etse de uyku tüm vücudunu ele geçirmiş gibi şarkının dinlendirici ritmine bıraktı kendini. Ayağındaki acı sanki azalmaya başlamıştı.
"Senin için teslim olmadım kafa tutup cihana kalktım geldim..."
...
Yavaşça açılan gözlere, yemyeşil ışıklar çarptı. Kirpikleri görevlerini bırakmış gibi gözleri kapalıyken bile ışığın gücünü hissetti. İnatla açtı gözlerini. Yine o tanıdık orman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Ayaklarını Kanatır
Humor-O değilde biliyor musunuz ben "Sıla" hayranıydım. - Ne alaka Suzi? -Baksana kızın başına gelenlere, sen gel daha iki ayını doldurmadan Hatay'daki büyük aşiretlerden birine kafa tut, nesin sen mafya falan mı? -Ya Suzan abla napsaydım? Yapacaksın tam...