Jeongguk: Hyung
Ne konuştuklarını öğrendim ama
Yazıyor...
Duyacaklarının hoşuna gideceğinden pek emin değilim.
Jimin: Ne diyorsun Jungkook?
Ne olmuş?
Görüldü (17:41)
Jeongguk: Birazdan size gelince anlatacağım
Jimin: Hızlı gel öyleyse
Görüldü (17:50)
Oturmuş olduğum koltukta, çaresizce bekliyordum onu. Bu süre içerisinde zihnimin en ücra köşelerinden saldırganlık gösteren düşüncelerim olmuştu ama ben hiçbirine ihtimal vermek istememiştim. Ortada belirli bir şey olmadığını biliyordum, herhangi bir şey olabilirdi sonuçta. Peki neden sinirlenmeme engel olamıyordum?
Diğer elimde bulunan kahveyi ara ara dudaklarıma götürüyor ve minik yudumlar alıyordum. Bazense telefonumun kilidini açıp, hiçbir mesaj gelmediğini görünce geri kapatıyordum. Uzun bir süre belirli aralıklarla bunu yapmaya devam etmiştim.
Sonunda zil çaldığında, telefonu koltuğa bırakarak salondan çıkmış ve dış kapının önünde almıştım soluğu. Nedensizce gergin hissediyordum. Kapı kolunu indirip sonuna kadar açtığımda, yağmurdan ıslanmış olan Jeongguk'u içeriye almıştım.
"Dışarısı çok soğuk," dedi öncelikle. "Yüzüm dondu."
"Belli oluyor, kıpkırmızı olmuşsun."
Montunu çıkartıp askılığa bırakırken, bir yandan da eğilerek botlarını çıkartmıştı.
"Kahve yapmıştım, içer misin?"
"Olur."
Benimle birlikte mutfağa girmiş ve sandalyelerden birine oturmuştu.
"Nasılsın?"
Alayla güldüm, "Nasıl olmam gerekiyor?"
Uzamış kahverengi saçlarını geriye doğru taramış ve anlamlandıramadığım o bakışları atmıştı bana. Ben ise ona bakmayı kesip önümdeki kupayı doldurmuş ve sapından tutarak önüne koymuştum.
Karşısına oturup, ciddiyetle anlatacaklarını beklemeye başlamıştım.
"Öncelikle," dedi. "Aralarında bir şey olup olmadığını bilmiyorum hyung. Ben sadece ondan duyduklarımı söyleyeceğim."
Hafifçe başımı salladım ve gergince dinlemeye başladım.
"Kızın adı Sun Li. Aynı sınıftayız."
"Kızın hakkındaki detayları öğrenmek istemiyorum Jeongguk, bana ne konuştuklarını söyle sadece."
İç çekti. "Randevuya çıkacaklarını söyledi. Bir gün belirlememişler henüz ama mesajlaşacaklarmış, numarasını almış bugün ondan."
Kaşlarım çatıldı, "Randevu mu?"
Başını salladı. "Aralarında bir şey olduğunu düşünmüyorum, ama emin olduğumda pek söylenemez."
Sinirle güldüm, "Randevuya mı çıkacaklarmış? Hah."
"Arkadaşınla konuşup ne olduğunu öğrenemez misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
under the mask ༄ vmin
Fanfiction"Herkesin ortaya çıkmasından korktuğu bir yüzü vardır."