› history repeats itself

2K 349 537
                                    

"Çek elini ondan."

Duyduğum derin ve tehditkari ses tonunun ardından, bakışlarım kapının önünde dikilen Taehyung'a kaymıştı. 

Parmakları hala bileğimdeyken, bir hışımla çekmiştim Yoon Jung'tan.  Birkaç adım daha atıp tam yanımızda durduğunda, bana bakmak yerine gözlerini  karşımda duran bedene sabitlemişti. 

"Ben de tam senin küçük sevgilini uyarmak üzereydim, Kim Taehyung."

Bakışlarım sadece onun kahverengi gözlerine odaklıydı. Siyah saç tutamları göz kenarlarının yanlarına düzgünce iniyordu, kaşları çatıktı ve dudakları düz bir çizgi halindeydi. Bulunduğu halden hiçbir şekilde memnun olmadığını anlıyordum, bu yüzden bir an önce buradan gitmek istiyordum.

"Taehyung, dinleme onu. Gidelim hadi."

Yoon Jung güldü, "Senin hakkında hiçbir şey bildiği yok, değil mi? Yoksa onu kandırıyor musun?"

"Kapa çeneni," dedim. "Haddini bil Yoon Jung."

Taehyung'un sinirlendiğini ve sol elini yumruk yaptığını görebiliyordum. Daha ötesi olsun istemiyordum, bu yüzden yumruk yapmış olduğu elini tutmuştum. Yoon Jung'un bizi bu şekilde görüyor olması umrumda dahi değildi. 

Söz konusu Taehyung olunca, hiçbir şey umurumda değildi.

Sıcacık parmaklarımın arasında bulunan soğuk parmaklarını gevşetmeye ve ellerimizi birleştirmeye çalıştım. 

"Neden bir şeyler söylemiyorsun Taehyung? Haksızken hep susar mısın?"

"Söyleyebileceğim şeyleri kaldırabileceğini zannetmiyorum.." diye mırıldandı. 

Kalçasını yaslamış olduğu sıradan çekilip Taehyung'un dibine yaklaşmaya çalıştığı zaman, boşta duran elimi onun karnına koymuş ve daha fazla yaklaşmasını engellemiştim. Taehyung'un bir gözünün seğirdiğini görebiliyordum, bir müddet daha burada bulunsak üstüne atlayacak olduğundan fazlasıyla emindim.

"Neden başkalarının hayatına burnuna sokmak yerine kendine bir hayat kurmaya çalışmıyorsun Yoon Jung? Eminim bu seni daha fazla tatmin eder."

Söylediğim şeyden sonra bana gülümsediğinde, iç  çekti ve arkasında bulunan çantayı parmakları arasına aldı. "Burada bitmeyeceğinden emin olabilirsin Kim Taehyung.."

Yanımızdan geçip giderken, kapının önünde durdu.

"Çünkü tarih kendini tekrar eder."

Sonra kapıdan çıktı v e gözden kayboldu. Kaskatı kesilmiş bedeni, mimik dahi oynatmıyordu. Ellerim arasında bulunan elleri hareketsizdi, hiçbir şekilde tepki vermiyordu. 

Elini bırakıp karşısına geçtim ve minik parmaklarımı yanaklarına koydum. "Sorun değil," diye fısıldadım. "Sorun değil."

Başını elime doğru eğdi ve uzun ince parmaklarını elimin üstüne koydu. Bir müddet öyle durduktan sonra, sınıftan çıkmış ve okulu terk etmiştik. 

O sürücü koltuğunda oturuyordu, ben ise hemen yan tarafındaydım. Hiçbir şekilde bir şey söylemiyordu, üstüne gitmek istemiyordum. 

Söylenenlere inanmamıştım, inanmak istememiştim. Kim Taehyung'u birilerinin sözleri ile değil, kendi gözlerim ve hislerimle tanımak istiyordum çünkü. 

Fazla sessiz bir yolculuk olmuştu. Dirseğini camın önüne koymuş ve başını da eline yaslayarak sağ eli ile tutmuştu direksiyonu. Rüzgar siyah saçlarını güzelce okşuyor ve geriye savuruyordu. Her bir detayını ezberlemek istermişcesine yüzünde mekik dokuyordu gözlerim.

under the mask  ༄ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin