"Bu yüzden mi o siktiğimin canlı yayınında ben hariç bütün yorumları okudun ama benim için tek kelime etmedin?"
Geçenkinin aksine, duyabileceği bir ses tonunda söylemiştim. Belki bir miktar daha sinirli şekilde söylemiştim bu sefer. Dudaklarımın arasından kaçmasına engel olamamıştım, şimdi ise geri dönüşüm yoktu.
Kaşlarının çatıldığını gördüm, bana kocaman bir adım attı. Onun ve duvarın arasında sıkışmak arasında gelip gidiyordum, bir miktar daha yaklaştığı için artık gerçekten sıkışmıştım.
Kalçam duvara yaslıydı, başımı kaldırıp gözlerinin içine bakıyordum.
"Gerçekten öğrenemeyeceğimi mi düşünüyordun Taehyung?" dedim.
"Düşünmüyordum," diye fısıldadı bana doğru. Başını eğdiği için, saçları gözlerini kapatıyordu ve bu yüzden bakışlarını tam olarak göremiyordum.
Birçok kez kendi kafamda, onun V olduğunu düşünüp durmuştum. Ama şimdi durum farklıydı. Taehyung bazı şeyleri yavaş yavaş açığa çıkartıyordu, bir nevi kabulleniyordu.
"Öğrenmemen aptallık olurdu." dedi.
"Yani sen," dedim. "Gerçekten V olduğunu kabulleniyor musun?"
O derin ses tonuna büründü ve bir miktar daha eğildi bana doğru, kulağıma fısıldadı. "Ne olmamı istiyorsan, o olacağım Jimin."
Nefes alamadığımı hissediyordum, kalbim bu denli hızlı atarak bana ihanet ediyordu adeta.
Bakışlarımı yüzünden çekmiş, değmesine santim kalmış bacaklarımıza çevirmiştim.
"Nasıl öğrendiğimi bilmek istemiyor musun?"
Başını iki yana salladı, "Daha erken öğrenirsin diye düşünmüştüm."
"Yani her şeyin farkındaydın?"
Gülümsediğinde, tekrar başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. "Sen adi bir insansın Kim Taehyung," dedim. "Belki de sana V demeliyim."
Yüzünü ciddi bir ifade bürüdü ve kaşları çatıldı, "Bilmediğin o kadar çok şey var ki Jimin," dedi. "Sadece henüz zamanı değil."
O sırada sınıf kapısından içeriye girmişti Jeongguk ve, "Hyung gelmiyor mus-" diye bağıracakken, bizi görünce susmak zorunda kalmıştı.
İkimizinde bakış noktası o olmuştu fakat ben kısık sesle mırıldanmıştım. "Öğrenmek istiyorum Taehyung, bilmediğim her şeyi öğrenmek istiyorum."
Omzundaki çantasına tutunmuş ve kapüşonunu başına geçirdikten sonra yarım bir şekilde gülümsemişti. "Zamanını bekle."
Benden uzaklaşmış, Jeongguk'un yanından geçerek sınıftan çıkmıştı.
Göz göze geldiğimizde dudakları aralandı, "Az önce olanları öğrenmem için ne kadar ısrar etmem gerekiyor hyung?"
-
Yatağıma uzanmış bir şekilde, elma yiyordum. Yanı başımda, daha doğrusu tam olarak dibimde oturan Jeongguk ise dolabımdan arakladığı sütü içiyordu.
"Yani anlatmamakta ısrarcısın?"
Başımı iki yana salladım, "Anlatacak bir şey yok Jeongguk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
under the mask ༄ vmin
Fanfiction"Herkesin ortaya çıkmasından korktuğu bir yüzü vardır."