Korkunç Korku

517 25 4
                                    


Acı vardı toprağında. Ne sevgi ne de umut yeşeriyordu...

 Ne sevgi ne de umut yeşeriyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 8

Hiç uykuyu düşündünüz mü daha önce ?
Gözlerinizi kapatıyorsunuz ve açtığınızda saatler geçmiş yepyeni bir güne uyanıyorsunuz. Ama tüm bunlar sanki bir saniyede gerçekleşmiş gibi. Sanki bir sihir. Nasıl olur da o kadar süre uyuyup gözlerinizi açtığınızda aniden yepyeni bir sabaha uyanıyorsunuz ?
Uyumadan önce düşünün bunu. Gözlerinizi belki de sevdiğiniz geceye kapatıyorsunuz ve açtığınızda güneş tüm gücüyle parıldıyor.

Peki ya ben göz kırptığım an Rüya'da gece gibi giderse bir anda ?

"Bu o değil mi ?"
Kafamı sallamakla yetindim. Çünkü tekrar dilim tutuşmuştu.

"Bu imkansız. Nasıl olur böyle bir şey aklım almıyor."

Arkamda sayıklayıp duran Akın'ı göz ardı etmeye çalıştım. Rüya doğrudan bana bakıyordu. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu ve bana doğru ilerledi. Bacaklarım benden bağımsız ona doğru gidiyordu.

"Cesur ol!"
"Kendini kaybetme!"
"Başaracaksın!"

Kendi kendime bunları sayıklayıp durdum. Evet ,yaşadığım durum pek akla hayale sığacak gibi değildi. Ama bu durumu sadece ben biliyordum ve başkalarının hakkımda yanlış şeyler düşünmelerini de istemiyordum.

"Merhaba."

O naif kadife sesi tekrardan kulaklarımı şenlendirdi.

Elimi uzattım yavaşça. Ellerim hafifte olsa titriyordu. Hızla sakinleştim ve titremeyi durdurdum.

Ellerini güçsüz ellerim ile buluşturdu.

"Merhaba."dedim ben de ona cevaben.
Ellerini hala tuttuğumu farkedip istemeyerekte olsa bıraktım.

"Şey, o gün aceleyle uzaklaştın ve yerdeki eşyalarını almayı unuttun. Onları getirmiştim."

Kaşlarım çatıldı. Bir kaç kıytırık kağıt için mi buralara kadar gelmişti?
Hem nerden bulmuştu ki beni ?

"Gel şuraya oturalım."

Onu az önce Akın ile oturduğum masaya davet ettim. Akın'ın yüzü hala şok içerisindeydi ve gerçekten gülünçtü.

Kaş göz işareti yaparak burdan gitmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bir süre bana anlamamış ifadelerle baksa da sonunda anlayıp gitti.

Bir müddet ikimiz de sustuk.
"Teşekkür ederim. Gerek yoktu buralara kadar gelmene. Bir kaç kağıt parçası o kadar."

Gülümsemesi yüzünde yayıldı.
Dünyanın en güzel manzaraları halt etmişti gülüşünün yanında. Bu gülüş solmuş bir çiçeğe bile can verirdi.

Rüya (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin