36. Bölüm: Kalp Ağrısı

7.8K 433 210
                                    

"Yavrum dur düşeceksin!"

Ninesinin telaşlanmasına sırıtan Zeynep ayağını son dala atıp büyük gövdenin üzerine oturdu. Tüm mahalle daha güzel görünüyordu şimdi.

"Düşmedim gördün işte nineciğim," ninesi ona gülüp hemde parmağını salladı.

"Nine sanada erik atıyım mı?"

Ninesi ona "Benim dişlerim ezmez onları istemem ben," dediğinde Zeynep omzunu silkip elindeki eriği kütür kütür yedi.

Bir haftadır ninesinin yanındaydı. Bu süre zarfında Yusuf'u hiç görmemişti. Görmekte istemiyordu zaten. Böylesi onun için daha iyiydi.

"Yavrum, çok yeme onlar daha olgunlaşmadı valla karnın ağrır sonra." Ninesinin dediklerine gülüp elini boşver dercesine salladı.

"Kalbimin ağrısının yanında karın ağrısı sinek ısırığı kalır," bunu gülerek söylesede içinde bir burukluk oluşmuştu.

"Bak yeniden geldin aklıma. Ne güzel tam unuttum diyorum en ufak şeyde bile canlanıveriyorsun kafamda. Senin benim canıma kastın mı var? Aşkından öldürecek misin beni?"

Hüzünlenince yediği eriklerin bile tadı kaçmıştı sanki. Ninesi ona üzülerek bakıp iç çekti.

"Ben mutfaktayım, sende dikkat et düşme." dediğinde Zeynep kafasını salladı.

"Ne yapıyordur ki şimdi? Hatırlamış mıdır acaba beni? O uyuz mu beni hatırlayacak?  Karısına güzel sözler söylemekle meşguldür. Ya da ne bileyim kızıyla güle oynaya eğleniyorlardır. Ben onun kafasında yabancıdan farksızım."

Elindeki erik çekirdeğini gelişigüzel fırlattı aşağıya. Hem yiyor hemde akan göz yaşlarını siliyordu. Çekirdeği bir kez daha fırlattığında duyduğu sesle irkildi

"Ah! Gözüm,"

Zeynep hemen sağına soluna bakmaya başladı. Gördüğü şeyle gözleri kocaman olmuş yüzündeki hüzünlü ifade sırıtmaya dönüşmüştü.

Eliyle ağzını kapatmış gülüşünün duyulmaması için ne taklalar atıyordu ağaç dallarında. Attığı erik çekirdeği içinden öfke sözcükleri saydırdığı Yusuf'un gözüne isabet etmişti.

İlk başta burada ne işi olduğunu sorgulasada  yüzündeki ifade onu epeyce güldürmüştü. "Oh oldu sana," deyip elindeki diğer çekirdeği de kafasına attı.

Yusuf bu sefer kafasını tutup acıdan buruşturduğu yüzüyle atanın kim olduğunu bulmak için gözlerini gezdirdi çevrede. Zeynep kahkahasını tutamadığı zaman Yusuf kafasını yukarıya çevirdi Zeynep'i gördüğünde yüzünde sersem bir gülüş oluştu.

"Sen mi atıyorsun bunları?" çekirdeği gösterdiğinde Zeynep kıkırdadı. Sanki bir ânda tüm yaşananları unutmuş gibiydi. Yusuf'un değil kendisinin hafızası gitmiş gibi gülüyordu ona karşı.

Belki de altı yılın özlemini böyle atlatmaya çalışıyordu. Onunla eğlenmeyi,gülmeyi isteyen yanının özlemini böyle yaparak bastırıyordu demek. İçindeki hevesini uzaklaştırmayı başaramasa da bu gülüş ona yetecekti azda olsa.

"Rastgele atmıştım," dedi utangaç bir tavırla. Yusuf, kızın kendisine gülümseyerek bakmasına şaşırmıştı. Bir hafta önce sinirle bakan yüzünden eser yoktu. Yusuf kızın gülüşünde gözlerini gezdirip gülümsedi.

"Biliyor musun?"

Zeynep Yusuf'un kendisine sorarcasına bakmasından ötürü kaşlarını çatmıştı. "Neyi?"

Mahalle ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin