Annemin sorgusundan kurtulabilmek için koşarak odama kaçtım. Kapımıda kilitleyip üzerime pijamalarımı giydim ve kendimi yatağımın kollarına attım. Bir süre tavanla bakıştım. Bugün neler olmuştu böyle? Görkemler alt komşumuz olmuştu ve ben ona maske yapmıştım, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi doğrusu. Offf lanet olsun adamım çok heyecanlıyım!! Ve veee yarın okul var öğkk!!
~
-Anne!! Siyah polarım nerde?-Nereye koyduysan ordadır!
Hah al işte. Offf nerde! Kesin Anıl aldı yaaa!!
-Anıl! ANIL!!!
Kesin ses vermediğine göre Anıl aldı. Konuya açıklık getirmek gerekirse benim ondan çarptığım poları geri almıştı. Koşarak Anılın odasına girecektim fakat kapıdaki notu görmemle şok olmuştum. Notta şu yazıyordu. "Benide polarıda arama çoktan okuldalar bebeğim..."-ANILL!! Annee Anıl yok,polar yok!!!
Aklıma gelen fikirle birlikte direkt Mertlere çıktım. Mutlaka canım kankamın bana vermek istediği bir poları vardır değil mi? Zaten bu gidişle geç kalıcam. Daha merdivenlerden yeni çıkmaya başlarken bir taraftanda bağırıyordum. Zaten apartman 5 katlıydı biz de 4 ve 5. Katlarındaydık. Diğer katlardakilerde artık alışmıştı bağırışlarımıza. O yüzden sorun değildi.
-MERTT!! Kankaaaa!! SİYAH BOL POLARIN VAR MIIII?! Ulan Mert eğer Anılla önceden gittiyseniz varyaa!!!
Ve kapılarını hunharca çaldım. Mertin annesi Nilgün teyze açınca çoktan anlamıştım Anılla kaçtıklarını. Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu
-Ay onlar Anılla çıktılar bebeğim.
-Tamam Nilgün teyze teşekkürler. Sizide rahatsız ettim özür dilerim.
Fuck you Mert, Anıl!! Ahh şimdi ne giyicem ben üstüme. Offf. Hemen eve geri geldim ve çantamı alıp koşarak apartmandan çıktım. Daha doğrusu çıkmaya çalıştım. Çünkü apartmanın kapısından çıkmamla birlikte önündeki birisine çarpmam bir olmuştu.
-Özür dilerim par... Görkem? Oo demek geç kalan bir tek ben değilim.
- Ah sorma, senin bağırışların olmasa yine uyanmayacaktım.
Ne!! Hadi ama gerçekten benim bağırmam yüzünden mi uyanmıştı? Off bugünde rezil olduk!!
-Ha bu arada... Siyah polar arıyormuşsun duyduğuma göre...
Ve elindeki poları bana uzattı, Allahım bu çocuk neden bu kadar tatlı!
-Te... teşekkür ederim. Yok sen giy ya.
-Alsana ya. Bak zaten üstüne birşey almamışsın üşütürsün böyle.
-Teşekkür ederim.
Ve bana vediği poları hızlıca üstüme geçirdim. Bu çocuk bu kadar güzel kokmak zorundamıydı? Tam da istediğim gibi boldu dizimin bir iki karış üstünde bitiyordu, şortumla aynı hizadaydı.Kollarıda tam istediğim gibi uzundu ve istediğim hale getirebiliyordum.
-E hadi hazırsan atla da gidelim?
-Ne hayatta olmaz! Ben...ben o motora binicem ha? Kafayı yedin galiba.
-Ya kızım naz yapma işte. Hadi zaten geç kalıcaz.
-Hızlı sürmeyeceğine söz ver?
-Tamam, atla.
Ve elindeki diğer kaskıda bana uzattı. Diğerinide kendi taktıktan sonra koltuğa yerleşti bende arkasına binip binmemekte biraz tereddüt etsemde en sonunda bindim ve çalıştırmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzay <tamamlandı>
Hài hướcBir anonimcilik hikayesinden doğan bir aşk. Peki bu aşk ne kadar köklü olabilir? Sevdiğinin uğruna ne kadar ileri gidebilirsin,peki ya o aşkından öleceğin kişi bu aşkı gram haketmiyorsa? Eee işler karıştı işte. Peki bizim Ay nasıl kurtulacak bu denk...