garip hisler uyuyunca geçmiyormuş

4.2K 340 1.1K
                                    

"
ama sana karşı sonsuz bir şefkatim var.
hep de olacak.
hayatım boyunca.
"

Bir iç çekiş büyük biçim değiştirme sınıfının profesör kürsüsünden yükseldiğinde Remus olduğu yerde kaybolmak ister gibi kıvrandı. Minerva McGonagall sınıfa girer girmez dörtlüye sinirle bakmış, daha sonra ne söyleyeceğine veya ne yapacağına karar vermek ister gibi profesör kürsüsü önünde bir sağa bir sola yürümeye başlamıştı. Kısa topuklu ayakkabılarının sesi yakalanan dörtlüden ve kendisinden başka kimsenin olmadığı bu boş sınıfta yankılanıyordu. Remus bir önceki gece gözlerini uykuya kapattığında sabah bu manzarayı yaşayacağından emin gibiydi, bu sebeptendir ki arkadaşlarına ölümcül bakışlar atmayı ihmal etmiyordu.

"Hogwarts'a geldiğinizde 11 yaşındaydınız." dedi dakikalar sonra sinirini bastırmaya çalışır bir ses tonuyla ve adımlamaya devam etti. Diğerleri gözünü kırpmadan profesörü izlerken James haylaz bir surat ifadesiyle yanında oturan üçlüye döndü ve fısıldadı;

"Sizce kaçıncı cümleden sonra laf sokacak?"

Remus onaylamaz bir şekilde kafasını iki yana sallarken Sirius sırıttı ve üç parmağını kaldırdı. Peter dört parmağını kaldırırken Remus dayanamayıp iki parmağını kaldırarak iddiaya katılmıştı. James dudaklarını birbirine bastırarak profesöre dönmeden önce bir parmağını kaldırdı.

"Ya da biz sizi 11 yaşında sanıyorduk. Belli ki siz beş yaşındaymışsınız ve yıllar geçmesine rağmen hala beş yaşında gibi davranmaya devam etmektesiniz."

McGonagall adımlamayı bırakıp dörtlünün tam önünde durdu ve gözlerini bir pişmanlık belirtisi yakalamak ister gibi üzerlerinde gezdirdi. Eh, boşuna bir çabaydı. "Pişman bile değilsiniz. Öyle değil mi?"

James boğazını temizledi ve ayağa kalktı.

"Profesör, bizi biliyorsunuz. Bir sebebimiz olmasa bunu yapar mıyız? Oldukça efendi insanlar olduğumuz konusunda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum."

McGonagall inanamaz gözlerle James'e baktığında diğer üçlü gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. James, James'lik yapıyordu işte.

"Söylediğin cümlelere kendin inandın mı Potter?" diye sordu Profesör. "Severus'un yatağına tükürük bombası koymanızı gerektirecek size ne yapmış olabilir?"

Dörtlü dayanamayıp gülmeye başladığında McGonagall kollarını göğsünde birleştirdi ve "Sizden adam olmaz." der gibi bakmaya devam etti.

"Endişelenmiş olmalısınız, arkadaşınız gayet iyi ve size vereceğim cezayı dört gözle bekliyor."

Cezayı duyan dörtlü sessizleşip meraklı bakışlarla Profesör'e bakmaya devam etmişlerdi. Minerva ilk önce Peter'ın önünde durdu ve "Pettigrew, şu zamana kadar kazanılan her bir kupayı silme görevi sende. Sadece Gry değil, tüm binaların kupaları temizlenecek."

Peter huysuzca karşı çıkmaya hazırlanırken McGonagall ona öyle ters bir bakışla baktı ki konuşması daha başlamadan kesilmiş oldu. Daha sonra Remus'un önünde durdu ve favori öğrencilerinden biri olan Lupin'e onaylamaz bakışlarıyla bir süre öylece ne ceza vereceğini düşündü.

"Lupin senin cezan Bitkibilim serasındaki çiçekleri bir ay boyunca sulamak o-"

"Ama Profesör, Rem bazı bitkilere karşı alerjik." diye lafa atladı Sirius birden ve McGonagall sabrının son deminde ona ters ters baktı.

pretty please // wolfstar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin