ben yanındayım

3.3K 279 748
                                    

"
bir şey var aramızda
senin bakışlarından belli
benim yanan yüzümden
dalıveriyoruz arada bir
ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki
gülüşerek başlıyoruz söze
"

"Çünkü seni kıskandım Rem."

Remus yatağında dönüp duruyor, Sirius'un cümleleri yüzünden bir türlü uyuyamıyordu. Saat çoktan gece yarısını geçmişti ve yatakhanedeki sessizlik başka zaman olsa şüphesiz huzur verici hissettirirdi ancak şimdi o bile rahatsız edici geliyordu. Hala kendisine gelememişti ve onu bu hale getiren çocuğun deliksiz uyuması ise tamamen haksızlıktı.

"Başka birini sevme ihtimalini kıskandım."

Sirius Black hayatı boyunca kızlarla olan, onları seven ve onlarla flört etmekten keyif alan birisiydi. Haliyle tek bir cümlesiyle kendisini seviyor olabileceğini düşünmek hayalcilik gibi geliyordu. Ancak öyle ya, kendisini tuttuğu bunca zamandan sonra onun sözleri kalbine söz geçirememesine neden olmuştu.

Sirius'un her zaman kendisiyle ilgilendiğini, önem verdiğini ve öncelik olarak her seferinde kendisini seçtiğini biliyordu. Biliyordu bilmesine ama Sirius, James ve Peter için de öyleydi, en yakın arkadaşlarını hep ilk sıraya koyardı. Neresinden bakarsa baksın işin içinden çıkamıyordu. En sonunda dayanamayıp yatağında doğruldu ve Sirius'un tamamen çekili perdelerin arasında deli gibi uyuduğu yatağına ilerleyerek yanına oturdu.

Siyah saçları yastığına dağılmış, suratı huzurlu bir uykunun içerisinde olduğunu gösterircesine sakindi. Saat kaç olursa olsun, ne zaman onu izlerken bulsa kendini, bir huzur öylece kalbine oturuyor ve onu sakinleştiriyordu. Bir insanın varlığıyla mutlu olmak böyle hissettiriyormuş diye düşündü Remus. Bir elini usulca Sirius'un yanağına düşmüş saçlarına attı ve onları arkaya doğru taradı.

Sirius temasla gözlerini naif bir şekilde araladı, uykulu gözleri odada gezindi bir an için. Her uyandığında uyandığı yeri yoklamak gibi bir alışkanlığı vardı. Sanki başka bir yerde uyanmış olmaktan korkar gibi ilk önce odada gezerdi gözleri, çocukluktan kalma bir alışkanlıktı.

"Özür dilerim, uyandırmak istemiyordum." dedi Remus fısıldayarak mahcup bir ses tonuyla. Onu uyandıran başka birisi olsaydı canına okurdu şüphesiz ancak ona uykusuz kalmış gözlerle bakan kişi Remus Lupin'di. Ona asla kızmazdı ki. Elini Remus'ın elinin üzerine yaslayarak açık kumral saçları pencerelerden yansıyan ayın ışığıyla parlayan genç adamın gözlerinin içine baktı. Sahi, Remus günün ve gecenin her saati bu kadar güzel görünmeyi nasıl başarıyordu?

"Neden uyuyamadın?" diye sordu, ses tonu uykulu ve boğuktu.

Remus onun güven verici elleri sayesinde gülümsedi. "Yarın dolunay var. Onun stresi uyutmadı."

Yalan sayılmazdı, ona da stres yapıyordu evet ama Sirius Black kadar etkili değildi sadece. Sirius anlayışla kafasını salladı ve yatakta yer açarak boşta kalan eliyle boşalan yeri pat patladı. Remus şüphe etmeden kendisini Sirius'un yanına bıraktı. Yatakta birbirlerine doğru dönmüş bir şekilde yatmaya başladıklarında ikili gülümseyerek birbirinin yüzünü izledi. Daha önce de beraber uyumuşlardı ancak o zamanlar hisleri anlamayacak kadar derinlerdeydi. Sirius elini Remus'ın yumuşak saçlarının arasında gezdirdi, oradan usulca yüzüne indi parmakları ve iki göz kapağını da kapamasını sağladı.

"Ben yanındayım, seni kötü rüyalardan bile korurum." diye fısıldadı.

Remus gözleri kapalı bir şekilde Sirius'un güven veren vücuduna biraz daha yaklaştı ve kafasını onun boyun girintisine yasladı. Remus akışına bırakmaya karar vermişti. Yaptıklarında bir anlam aramadan, içinden geldiği gibi davranacaktı. Zaman gerçek cevabı ona gösterirdi.

pretty please // wolfstar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin