"
oh, sen çok güzel görünüyorsun, lütfen
her yalnız gecede, ellerinin üstümde olmasına ihtiyacım var
öpücüklerin tırmandığında
oh, bana tatlı bir rahatlama veriyorsun
beni çok güzel hissettiriyorsun
"smut yıldızla ayrıldı, okumak istemezseniz geçebilirsiniz güzellerim
Bir evi güzel yapan ne ahşap olması, ne boyasının huzur verici bir renk olması, ne mobilyalarının rahat ne de büyük pencerelerinin güneşi olduğu gibi içeriye almasıydı. Bir evi güzel yapan en büyük etken içerisinde yaşayan, gülen ve varlığıyla huzur veren insanlara sahip olmasıydı. İşte o zaman evin dışı dünyanın en yıkık duvarına sahip olsa da o ev yine dünyanın en güzel ve en güvenli evi olurdu. Remus gelmeden önce de Potter evi her zaman dünyanın en güzel eviydi Sirius için ancak şöyle bir gerçek vardı ki; Remus geldikten sonra mobilyalar daha bir rahattı, dışarıda yağan kar daha şiirsel, Anne Potter alınmasın ama yemekler bile daha lezzetliydi.
Gün yerini geceye bırakırken ve dışarısı gittikçe daha da karanlığa bürünürken Potter evinde akşam yemeği yenmiş, masa özenle toplanmıştı. Yemekten sonra Remus Mrs. Potter'a yardım ettiği için Peter ve James onunla 'Yeni damat.' diye dalga geçmiş, Remus ve Sirius onları evin her yerinde kovalamıştı. Sevgili olsalar bile hala en yakın arkadaşlardı o yüzden böyle şeylerde Remus utanıp kızarmıyor, gözlerini deviriyor ve onları asasıyla tehdit ediyordu. Sirius 'Kimin sevgilisi' diye bağırınca ise, işte o zaman kızarıyordu genç adam. Suratı aydınlanıyor, gözleri sevgi dolu oluyordu.
"Babam sonunda Lily Evans'ı elde edip edemediğimi sordu." dedi James, kovalamaca yorunca kendilerini misafir odasındaki geniş yatağa bırakmışlar, biraz boğuştuktan sonra dördü de nefes nefese uzanmaya başlamışlardı.
"Başka birini elde ettim ama bir fazlalığı var deseydin." diye karşılık verdi Peter sırıtarak. Dörtlü aynı anda kahkaha atmaya başladı, gözleri gülmekten dolu dolu olana kadar gülüyor olduklarından olsa gerek aşağı katta Mr. Potter ve Mrs. Potter onların bu mutlu halleriyle mutlu oluyordu.
"Aptal herif, adamın kalbine iner." dedi James gülmeleri arasından.
Sirius doğruldu ve sırtını yatak başlığına yaslayarak bir iç çekti. "Bence erkek olmasından çok, bir Black olması onu krize sokabilir."
Sirius yaslandığı yerden Remus'a uzandı ve genç adamın kafasını kendi dizine yaslayarak saçlarıyla oynamaya başladı. Açık kumral saçları son zamanlarda iyice uzamıştı ve ipek gibi yumuşacıklardı.
"Yıl 2100 değil, hala eşcinsellik hoş karşılanmıyor." dedi Remus ciddi ama mantıklı bir ses tonuyla. "Ama senin ailen anlayışsız insanlar değil James, zamanla saygı duyacaklardır."
James düşünceli bir şekilde bakışlarını pencereden dışarıya çevirdi. Artık kar yağmıyordu ve hava o kadar da soğuk değildi. Buna rağmen içini üşüten şeylerin varlığı şömine önünde dursa bile varlığını koruyordu.
"Bir insanın hemcinsini sevmesinden daha korkunç şeyler yaşanıyor." dedi Peter anlam veremez bir ses tonuyla. "Ancak bu korkunç olaylar için kılını kıpırdatmayanlar, bunun için kaos çıkarabiliyorlar."
Peter'ın cümlesiyle hepsi bir sessizliğe büründü. Ciddi konular sessizliği getirirdi zaten, bu şaşılacak bir şey değildi.
"Peter." diye söze başladı Sirius. "Bu Huff kızları seni harbiden geliştirdi, farkında mısın?"
Sirius'un cümlesinden sonra kıkırtılar yine geri geldi, neşelenmeleri için tek bir cümle yeterdi zaten.
"Kızları elde etmek için öğrendiğim şeyler beni Hogwarts mezunu edecek gibi gözüküyor." diye karşılık verdi Peter ve saçlarını düzeltti. Kadınlara karşı sonu gelmez bir ilgisi vardı evet ama bu asla saygı çizgisini geçmezdi. Kimseyle alay etmez, duygularla oynamazdı. Onlarla uzun uzun konuşur, dertlerini dinlerdi. Tamam, birkaç kere dert dinlerken uyuyakalmıştı ama birkaç kereden bir şey olmazdı canım, ehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pretty please // wolfstar
Fanfiction" ateş, yakabileceği her şeyi yakana dek yanar ancak o zaman söner... " 🥀 "Lütfen dur artık." dedi Remus Lupin. Dağınık açık kumral tutamlarının arasında, pencereden gecenin ışığıyla aydınlanan yüzü yalvarmaya bir nefes alışveriş uzaklıktaydı. De...