3- Dilhun

443 232 226
                                    

İnsanlar zorluk ile gelir, bazıları sürprizlerle. Kimin karşımıza ne zaman ve nerede gireceği belli olmuyor. Hayatımıza ne katacağı veya nasıl değiştirdiğini bile fark edemiyoruz.

Hayat öyle sürprizlerle dolu ki, bitti dediğimizde bazen her şey yeni başlar. Bazen yeni başlarken biter. Bizde bu karmaşanın içinde sürüklenip gideriz. Gerektiği yerde acı çeker, gerektiği yerde olmayacağımız kadar mutlu oluruz.

Sabah Açelya'nın üstüme attığı kolu ile uyanmıştım. Gece film izlediğimizden dolayı geç bir vakitte yatmıştık. Açelya ile beraber uyumuştuk, Emir'e evde başka oda olmadığından salondaki koltuğu hazırlamıştım. Açelya ile uyuduğum için eldivenlerimi çıkartamamıştım ve ellerim terlemişti. Yerimden kalkıp banyoya gittiğim de eldivenlerimi çıkarıp ellerimi yıkadım. Aklıma gelen şey ile musluğu kapattım. Tişörtümün sağ kısmını açıp omzumun açılmasını sağladım.

Nadiren bakar geçmişi hatırlardım.

Geçmişten kalan yanık izine baktım. İzler anılarımı unutmamamı sağlıyordu. Orta boyutta bir yanık izi. Gözlerimin önüne o geceki yangın gelmişti. Hayatımı karartan o gece. Alevlerin evden yükselişini hala hatırlıyordum. O zaman sadece 7 yaşındaydım.

7 Yaşında hayatımın en kötü gecesini yaşamıştım. O gece sadece orada kalmamış bütün hayatıma yön vermişti. İzleri hala bedenimde, ruhumda ve hayatımdaydı.

Kendimi toparlayıp omzumu kapattım.

Geçmişe takılma Kumsal, geleceğe odaklan. Ellerime her sabah yaptığım gibi kremlerimi sürdüm. Biraz ellerimin kurumasını bekleyip ardından eldivenlerimi giydim. Banyodan çıkıp salona gittiğimde Emir'in olmadığını gördüm. Dersi erken başlıyor olmalıydı. Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım. Yoğun bir gün için güzel bir kahvaltı şarttı.

✨✨✨✨✨✨

Okulda bütün gün yorulmuştum. 2 Derse girmiş, Emir'in ödevine yardım etmiş, kendi ödevimi bitirmiştim. İnsanlara yardım etmeyi seviyordum. Birini mutlu edince direk çok seviniyordum, özellikle bu yakın arkadaşlarım ise.

Okuldan çıktığımda hava kararıyordu. Bahçede birkaç kişi vardı sadece. Okulun bahçesini aşıp kendimi dışarıya attım.

Üniversite gerçekten zordu!

Kafamı kaldırdığımda hemen ileride duran siyah lüks arabasına yaslanmış Barlas'ı gördüm. Yine doğrudan bana bakıyordu. Onu gördüğüm de bugün ders çalışacağımızı hatırladım.

Bu yorgunluğun üzerine bir ödev daha yapmak çok zor gelecekti.

Yönümü ona çevirip ilerlemeye başladım. Üstümde olan bakışları ile bu zor bir şeydi.

"Kusura bakma çok beklettim seni." Yaslandığı yerden doğrulduğunda boy farkımızın ne kadar çok olduğunu anladım. Aramızda neredeyse yirmi santim vardı. Boylara çok takılan bir kız değildim. Boyum ne kısaydı ne de uzun. 1.70'im. Barlas ile aramda boy farkı olduğu aşikardı ama bu kadarını beklemiyordum.

"Gidelim mi artık." Dediğinde arabanın diğer tarafına geçtim. İkimizde arabaya yerleştiğimizde derin bir nefes verdim. "Kemerini tak." Sesi hala sertti.

Kemerimi takıp ona kısa bir bakış attım. Soğuk bakışları etrafa benden uzak durun dermişçesine bakıyordu.

Ellerimi kucağımda birleştirdim. Gerilecek bir şey yoktu aslında sakin olabilirdim.

"Eldivenleri cidden hep takıyor musun?" Sohbet etmek istemesine şaşırmıştım, biran önce ödevi yapıp bitirmek istiyor sanıyordum. "Evet, hiç çıkarmıyorum."

Gece'nin KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin